"Çocuklarımın şarkılarımdan albüm yapmasını istiyorum"

Ben de inanmakta güçlük çektim ama İlhan Şeşen son albümü "Aşk Yalan"ın kayıtlarını üç saatte bitirmiş. Çünkü o sıralarda Danimarkaya gitmesi gerekiyormuş; girmiş stüdyoya ve 10 şarkıyı kaydetmiş. Ortaya da gayet güzel bir albüm çıkmış. Müzik dünyasının "amca"sının 7 Nisanda çıkacak olan albümüne bu kez kızı Melis trompetiyle, oğlu Fuat ise kontrbasıyla destek vermiş. İlhan Şeşen: Hadi ben de kullanayım. Evet, bu albüm diğerlerine göre daha bomba. Bu kez parça etkili, ses etkili, etrafa biraz parça saçılacak gibi. Hiç kimse için hiçbir şey ifade etmeyebilir ama benim için oğlum ve kızım bu albümde var. Bu albüm bomba olmasın da ne olsun? Çocuklarım diye söylemiyorum ama Fuatın tuşeleri, Melisin trompet solosuyla o kadar sıcak oldu ki albüm... Yeni bir albüm yapan "Bu albüm piyasaya bomba gibi düşecek" der. Siz "Aşk Yalan" için ne dersiniz? Melis Şeşen: Kesinlikle olumsuz bir şey yaşamadık. Stüdyo aşamasında zaten babam yoktu. Biz çalınması gereken bölümleri çalmak için stüdyoya girdik, çaldık ve çıktık. Ama beraber çalışsaydık bile muhtemelen gerilim olmazdı. Bir babayla aynı albümde birlikte olmak nasıldı? Zor, stresli, şahane? Melis Ş.: Ben Fuatın sesini beğenirim, Fuat benim sesimi beğenir. Babam da ikimizin sesini çok beğenir, annem de üçümüzün sesini beğenir. Babanızın sesi güzel, peki sizlerin nasıldır? İlhan Ş.: Yavaş yavaş olsun her şey. Bu, söylemekle olmaz. Onlar hazır olduklarında bir albüm yapacaklar. Ben ileride benim şarkılarımdan bazılarını alıp "Babamın Şarkıları" diye bir albüm yapmalarını istiyorum. Neden bu albümde çocuklarınıza vokal yaptırmadınız? "Kendi albümümü bile bir kez dinledikten sonra kaldırıyorum" Fuat Şeşen: Küçükken Melis ile birlikte aynı odada kalıyorduk. Ranzamız vardı. Anneler genellikle çocuklarına masal anlatır, babam ise bize her akşam gitarıyla hüzünlü parçalar çalardı. Biz de hüngür hüngür ağlardık. Babam bize öyle bir duygusallık aşıladı yani. İlhan Ş.: Neden çalardım diye bir sor. Bir an önce uyumanız için... Ağlayan insan uyur... Sizlerin müzikle tanışmanızda evdeki müzisyen bir babanın etkisi olmuştur. İlhan Ş.: Daha çok dünya müziği dinliyorum son zamanlarda. Sözlü müziğe tahammül edemiyorum. Mesela Türkçe müzik dinleyemiyorum. Kendi albümümü arabamda "Allah be ne güzel söylemişim" diye dinlemiyorum. Bir kere dinliyorum, yeter diyorum ve kaldırıyorum. Bir şarkıyı dinlerken sözünü kötü yazmışlar, "Ya bir şarkı öyle mi yazılır!" deyip radyoyu kapatıyorum, gidiyorum bir şarkı yazıyorum. İlhan bey siz hangi tarz müziği dinlersiniz? İlhan Ş.: Bu lafın doğruluğundan eminim. Aşkta en mutlu son ayrılıktır. Nasıl son bulacak? Birkaç ihtimal var. Ayrılık bu ihtimallerden biri. Kimse hiçbir yere çekmesin, mesaj şudur: Aşk için birbirinizi öldürmeyin, ölmeyin; adam gibi ayrılmayı bilin. İsterse kırsal kesim, isterse şehirdeki magandalar üzerine alsın; vermek istediğim mesaj budur. Şarkıların içine aşk koyuyorsunuz ama albümün kartonetinde bir laf var; "Aşkta en mutlu son ayrılıktır" diyorsunuz. İlhan Ş.: Elbette. Siz karınızdan adam gibi mi ayrıldınız? İlhan Ş.: Evet anormal bir durum. Siz ayrıldığınız karınızla birlikte yaşıyorsunuz. Bu anormal bir durum değil mi? İlhan Ş.: Anormal ve zor bir durum. Nasıl becerebiliyorsunuz bunu? İlhan Ş.: Bazı kadınlar evet. Kadınlar sizi hâlâ beğeniyor, değil mi? "Şarkılarımı kadınlara yazıyorum, bir erkekten ilham alacağım düşünülemez" İlhan Ş.: Evet, şarkılarımı kadınlara yazıyorum. Benim oturup da bir erkekten ilham alacağım düşünülemez. Şarkılarım yaşanmışlıklara da, yaşanmamışlıklara da dayanıyor. Mesela internette bir çift mavi göz gördüm ve şarkı yaptım. Bu şarkı da bu albümde yer alacak. Sizin en çok rahatsız olduğunuz sorulardan biri de "Bu şarkıyı bir kadın için mi yazdınız?" imiş. İlhan Ş.: Bir albüm yaptım ve bir gün bir sevgilim bana "Beni kullanıyorsun" dedi. Kadınlarla ilgili bana bir şeyler anlatın. Herkesi kullanırım. Şarkı yapmak için kullanmadığım insan yoktur. Alıyorum, kullanıyorum. Ne yapıyorum, kötüye mi kullanıyorum. Hayır. Dolayısıyla benim kadınlarla aram iyi değil galiba. Kullanmış mıydınız? İlhan Ş.: Evet. Fuat üniversite için Ankaraya gidecekti. Elbette yüreğimize taş basmak gerekiyorsa bir süre basardık. Bir oda boşalmıştı. Koridordan geçiyorum, bir gün, iki gün, üç gün... Dışarı çıkıyorum, ulan ben bir şey unuttum diyerek eve geri dönüyorum. Duygulara isim vermek ve onların neden olduğunu anlamak gibi bir işim var sanırım benim. Bu duygunun ne olduğunu anladım, oğlum yoktu, bunun için evde hep bir şeyleri unutmuş gibi hissediyordum. Ondan sonra oturdum ona "Sarılınca" şarkısını yaptım. Albümde Fuat için de yapılan bir şarkı var galiba.