Dakika / Gıcıklık = İlişkinizin ömrü!

www.ilhanuckan.com Faks: (0212) 505 63 88 Tabii kendi yaratıcılığınızla bu oyunlara renk katmayı ihmal etmeyin...Mesela "Su Atmaca Oyunu" oynayacaksınız diyelim... Hani "He he, ıslattııım, ıslatttııımmm" diye gülüp kaçılan oyundan... Onu limonatayla oynamayı deneyin. Yapış yapış! Sıkıyorsa kaçmayın!Bir de "Tutmasaydım Düşüyordun Oyunu" var, bilir misiniz? Diyelim deniz kenarında, denize doğru sevgilinizi itersiniz ama hemen arkasından yakalayıp "He he, tutmasaydım düşüyorduunnn" dersiniz ya... Siz, ittikten sonra tutamamış, elinizden kazara kaçırmışsınız gibi yapın. Boğaz'da yaparsanız akıntının olduğu yerlere dikkat edin! Sonra da denizden sırılsıklam haliyle çıkmasına yardım ederken o size küfürler savuruyorsa, siz de "Ben senin hayatını kurtarmaya çalışıyorum, sen ne diyorsun" der, küsersiniz...İşte erkeklere özel bir oyun; kız arkadaşınızla bir cafede oturmaya karar veriyorsunuz, tam otururken sandalyesini nezaketle çekiyorsunuz, ama yanlış yöne... Lop, kızcağız yerde...Kızlara özel de bir tane yazıyorum işte; erkek arkadaşınızın telefonunu alıp "fabrika ayarı" tuşuna kazara basıp basıp duruyorsunuz... "Aa, ben de mesajlarını karıştırmaya çalışıyordum. Bak hepsi silindi! Nasıl okuyacağım şimdi?" diyorsunuz...Ah aşk, ne güzel şey vallahi! Hani olur da sevgiliciğinizin sinirlerinin gerilme eğrisini ölçmek istersiniz diye en gıcığından birkaç oyuna ne dersiniz? Gelelim bu abidik gubidik oyunlarla ilişkinizde ne elde edeceğinize... Şahane bir kazancınız olacak! Onun sinir eğrisini ölçeceksiniz ya, böylece size karşı ne kadar tolerans gösterebileceğini de anlayacaksınız. İşte size basit bir formül: "Dakika / gıcıklık = ilişkinizin ömrü"! Uzmanlık sorumluluğuyla bilirkişi olarak hizmetinize sunarım! İşte Bilirkişi olarak yazıyorum: Azra Akın ilham verdi bana. Hani Bebek sahilinde kızcağızla şu anda "eski" olan sevgiliciği "su atmaca" oynuyorlardı da kavga gürültüye çokça alışmış magazin cumhuriyeti vatandaşlarımız tekme tokat kavga ediyorlar diye "seçici algılamaca" oynadılar ya bizimle... Bu vesileyle... Gerçi Azra Akın'la sevgilisi bu oyundan sonra mı ayrıldı, ayrılıklarında oyunun negatif bir etkisi var mı diye merak etmedim de değil... Belki de Azra da formülü uygulamış ve ilişkinin ömrü olmadığını anlayıp noktayı koymuştur ilişkiye... İyi oyunlar herkese... Bugünkü yazımın ana fikri şu: Erkek Köşesi! (Neymiş, "erkek köşesi" neredeymiş. Neden erkekleri es geçermişim... Burada işte!)Bir kadını kolayca gıcık etmek isterseniz işte size kısa yol önerileri: Ona eteğinin arkasında minik bir leke olduğunu söyleyin; "A, leke mi o arkandaki?" gibi... Ya da "Elbisen çok buruşmuş" diyebilirsiniz, ya da "Dişinde ruj var", "Burnunda bir şey mi var", "Neden bu kadar dikkat çekmek için çabalar oldun", ya da "Senin yürüyüşün bana çok komik geliyor"... Uzun vadeli gıcıklık sözleri bunlar, aman ha dikkatli olun! Takar yani o kadın size! Aklı başına geldiğinde sizden acısını nasıl çıkarır onu da bilemem, bilsem de söylemem... Bir kadını en kısa yoldan nasıl gıcık edersiniz? Kadın: Tutmasaydım düşüyorduuunnn!Erkek: Sen düştün bile! * * * Erkek: Bak, en başından söyleyeyim, oyun oynayan kadınları hiç sevmem!Kadın: Ben de! Kılavuz Karga Oyunu! CowParade inekleri var ya her tarafta... Geçen gün bir arkadaşım "İneklerden fal tuttum" oynuyormuş sevgilisiyle... Efendim, karşılarına çıkan ilk inek, sevgilinin kendisi hakkında ne düşündüğünü göstersinmiş ya da söylemek istediği şeyi anlatıyor olsunmuş gibisinden bir oyun... Diyelim ki radyo dinleyen inek çıktı karşılarına, bu "Sesin kulağıma müzik gibi geliyor" demek oluyormuş, zırhlı olan çıkınca da "Senden sakladığım şeyler var" demekmiş. Siz de oynayın, pek eğlenceli. Ben de taktım, Sütaş inekleriyle özdeşleşmiş Faruken Bayraktare'nin ineğini aramaya başladım... Ara ara yok! Nerede bu inek?! Sayın ana sponsor Sütaş yetkilileri, nerede Faruken Bayraktare'li ineğiniz? Öptüm bakalım... Öptüm sizi