Cumartesi Durdurulan söyleşinin

Durdurulan söyleşinin

10.12.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Durdurulan söyleşinin

Gazeteci Hikmet Çetinkaya "Fethullah Gülen'in 40 Yıllık Serüveni-2" kitabının perde arkasını anlattı Fethullah Gülen'in yakın arkadaşı Nurettin Veren'le Cumhuriyet gazetesi için yaptığı ancak mahkeme kararıyla durdurulan röportajı "Fethullah Gülen'in 40 Yıllık Serüveni-2" adıyla kitaplaştıran gazeteci-yazar Hikmet Çetinkaya, Veren'in "kazık yediği" için cemaatle ilgili bildiklerini anlatmaya başladığını iddia etti. Veren'in, cemaatin alaylı kuşağında yer aldığını, iyi eğitim alan genç kuşakla aralarında çatışma olduğunu öne süren Çetinkaya, "Aralarında korkunç, kıyasıya bir kavga var. Fethullah Gülen'den sonra iktidar olma kavgası" diyor. Çetinkaya kitapla ilgili sorularımızı yanıtladı. Yayınevi için 10 bin YTL'lik tazminat davası açmışlar. Dizi yazının durdurma davası ise sürüyor. 11-12 günlük bir dizi yazıydı, birinci gün çıktı ve hemen mahkemeye başvurdular. Yargıç henüz dizinin içeriğini bilmeden durdurma kararı verdi. İçeriğinde ne var ne yok anlaşılır değildi. Gazetedeki dizi durduruldu, kitap için de benzer girişimlerde bulundular mı? "Bazı dosyalar açılabilir" Gülen bir camide imamdı. Erzurum kökenli, ilkokul mezunu bir adam baktığınız zaman. Bunların yükselişi Turgut Özal iktidarı döneminde oldu. 1980 sonrası, Kenan Evren yaptığı askeri harekattan sonra Süleymancılara, Nurculara, Nakşilere, mal varlıklarına dokunmadı. 1982 Anayasası öncesi Fethullah Gülen'le bir pazarlık yapıldı. "Anayasa'ya evet diyeceksiniz, biz de sizlerin işlerinize göz yumacağız, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki örgütlenmenizi görmezlikten geleceğiz" sözü verildi. Oysa o tarihte Fethullah Gülen aranıyordu. Bugün devletin hem ANAP döneminde hem de bu dönemde bakanlık koltuğuna oturan, milletvekili seçilen pekçok müridi vardır Fethullah Gülen'in. 1990'lı yılların ortalarında ABD ile kurulan ilişkiyle birlikte bunlar Orta Asya cumhuriyetlerinde korkunç şekilde örgütlendiler. 1995 yılında Kuzey Irak'ta Erbil kentinde iki okul açıldı. Habur sınır kapısından, Kızılay'ın ve Kızılhaç'ın araçlarıyla Erbil'deki iki okula sıralar, sandalyeler, okul araç gereçleri taşındı. Bunun arkasında MİT, CIA vardı. O koşullarda hiç kimse okul açamazdı, Fethullah Gülen açtı. İşin ilginç yanı iki okulda toplam 40 öğretmen vardı, 32'si Amerikalıydı. ABD'nin desteği olmadan bunları yapamaz. Bugün okullarıyla, yurtlarıyla, dershaneleriyle ve finans kurumuyla yaklaşık 5 milyar dolara hükmettikleri iddia ediliyor. 30 yıl önce Gülen'le ilgili ilk yazıları yazan isimlerdensiniz. Geçen sürede nasıl bir tablo oluştu? Dönmez çünkü dava süreci hâlâ bitmedi. Belki yeni dosyalardan haberi vardır. Gerçi kendisi şeker hastasıyım diyor, doğrudur; kalp hastasıyım diyor, doğrudur ama ABD'de niye yaşıyor? ABD'yi çok sevdiği için yaşamıyor. Orada büyük bir çiftlik alındı, korumalarıyla ve müritleriyle birlikte yaşıyor. Zaman zaman Amerikan Dışişleri Bakanlığı'na gidip geldiği haberlerini alıyorum. Dönmüyor, dönmez de. Dönerse kıyamet kopmaz ama dönmez çünkü bazı dosyalar açılabilir. O dosyaların örtülmesine de AKP iktidarının gücü yetmez. Gülen Türkiye'ye döner mi? "Veren'e kazık atmışlar" Nurettin Veren'in kopuşu bu yüzden (Eliyle para işareti yapıyor). Hikaye menfaat. İki kuşak çarpışıyor. Bunlara alaylı diyorlar. Nurettin Veren kuşağı. Yoksul aile çocukları. Dil bilmezler, ufukları yok. Bir de ABD'de eğitim gören, gelen bir kuşak var. Onlarla bunlar arasında korkunç, kıyasıya bir kavga var. Fethullah Gülen'den sonra iktidar olma kavgası. Bu kavga ortada, görülüyor. 10 yıl önce televizyondaki Fethullahçılara bakardım, yeşil kareli gömleğe kırmızı kareli kravat takarlardı. Badem bıyıklıydı çoğu. Yanakları al al. Şimdi çıkanlara bakın; en iyi elbiseleri giymişler, uyum var. Baktığın zaman Avrupa'da okumuş işadamı, elinde purosu eksik. O görüntüyü veriyorlar. Bunlar Nurettin Veren'e üçkağıtçı falan diyorlar, bana da öyle şeyler geldi. Anlattıklarının hepsini yazmadım. Annattıklarından benim bildiklerimi destekleyen bilgiler olduğu için yazdım. Kazık atmışlar buna. Mahkemelikler. Bu gibi ilişkiler de birbirlerine kazık atınca ortaya çıkıyor, başka türlü çıkmıyor. Veren, Demirel'in, Özal'ın uçağıyla seyahat ediyor, kendi kendine binebilir mi o uçağa? Yan yana fotoğrafları var Tansu Çiller'le konuşurken. Veren yalnız bana gelmedi, pek çok kişiye gitmiş konuşmuş. Onun da bir hesabı var ki geldi konuştu. Parasal bir şey var. Veren'in sözlerinin ciddiye alınmaması gerektiğini söylüyorlar. Kitaptan bölümler Kadın spikere örtü Televizyon ilk çıktığında, sadece Fethullah Hoca'nın odasına, sadece haber dinleme amaçlı kondu. Oda da anahtarla açılıyor, yanında Cevdet duruyor, televizyonun üzerinde bir örtü var, örtü, yanında da bir tane örtücü başı var. Spiker kadınsa örtü aşağıya iner, değilse örtü yukarı... Bir zamanlar Zaman gazetesinde kadın resimleri yayımlanmıyordu, mini etek sansürleniyordu. Ölüm korkusu Çok eski, mesela Bozyaka'da, Yamanlar'da kaldığı yerleri hep tel örgülerle kapattırdı. Niye bu, denildiği zaman, "Bomba atılırsa camdan, kırılır, içeri girer ama tel örgüden girmez." Hiç olmayacak bir şey. Öldürülme korkusu ne kadar süredir var? Arkadaşlarının da çoğunun söylediği şey şu: Madem öbür tarafa en çok inananlarız, diğer insanlara göre, ölümden en az korkan bizim olmamız lazım. Ruhsal sorunu olduğu kesin.