Eski üniformalardan halı, atık yağdan yakıt yapıyorlar

Atık yağın yakıt olarak kullanıldığı uçuşlarınız var. Bu uçuşlar ne zaman başladı?

İlk önce Paris-Amsterdam uçuşlarında atık yağdan üretilen biyoyakıt kullanıldı. Mart 2013’te ise Amsterdam-New York arasında bu yakıtı kullanacak 26 uçuş planlandı. Bu uçuşlar devam ediyor. Bu uçuşlarda yakıtın yüzde 50’si biyoyakıt. Biyoyakıt elde etmenin farklı yolları var. Fakat bunların bazıları besin zincirine müdahale ediyor.
Bu tercih etmediğimiz bir yöntem. Atık yağ, besin zincirine hiç dokunmadan biyoyakıt üretmenin bir yolu. Biz bunu tercih ediyoruz. Bu konuda ilerdeyiz.

Atık yağları nasıl temin ediyorsunuz?

Air France-KLM’in kurduğu SkyNRG adlı bir şirket var. Alternatif enerjiler üzerine. Sadece KLM ya da Air France değil, dünyadaki bütün havayolu şirketleriyle çalışabiliyor. İlk başladığımızda biyoyakıt, normal kerosenden yedi kat daha fazla maliyetliydi. Bu biraz daha düştü.

"Hediyenizi koltuğa bırakıyoruz”

Yine çevreci bir yaklaşımla eski üniformaları da değerlendiriyorsunuz...

Evet, halılarda, yastık kılıflarında kullanılıyor eski üniformalar. Hem KLM hem de Air France için geçerli. Şirket olarak finansal açıdan durumumuz kritik olsa bile yine de kesinlikle sürdürülebilirlik bizim için çok önemli.
Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde dokuz yıldır Air France-KLM birinci seçiliyor.

Yolcularınızın yanlarında kimle seyahat edeceğini öğrenmesini ya da belirlemesini sağlayan bir uygulamanız da var...

KLM sosyal medyayla ilgili birçok uygulama yapıyor. “Meet&Seat” bunlardan ilkiydi. Buradaki amaç uzun uçuşlarda yanınızda kimin oturacağına karar verebilmeniz. Çünkü yanındaki insanla ortak bir paydada buluşabilirsen, birçok şeyi konuşabilirsin ve zamanını iyi değerlendirmiş olursun. Yalnız rezervasyon yapan insanın Facebook ya da Linkedin profilini açmış olması gerek.

Buna benzer yeni uygulamalar da var mı?

Yeni bir uygulama daha başlattık: Wannagives. Diyelim ki bir yakınınız seyahat edecek.
Siz de ona bir hediye vermek istiyorsunuz. Bu uygulama sayesinde o hediye yakınınızın koltuğuna geliyor uçuş sırasında.

Çalışanlarının eski üniformalarından halı ve yastık kılıfı yapan şirket için sürdürülebilirlik her koşulda çok önemli.

Meet&Seat uygulaması, kiminle yolculuk yapacağınızı seçmenize olanak sağlıyor.

“Altı ay dediler, 10 sene oldu”

Sizin hikayenizi de dinleyelim.

Annem Alman, babam Türk. Babam Almanya’ya ilk gidenlerden. 1961’de Hamburg’da annemle tanışmışlar, evlenmişler. 1965’te, herkes o tarafa giderken, babam annemi “Sadece iki sene” diyerek kandırmış ve Türkiye’ye getirmiş. 1965’ten günümüze buradalar.

KLM’de çalışmaya nasıl başladınız?

1 Mart 2001’de rezervasyon ve biletleme bölümünde işe başladım. Satış departmanına geçip satış müdürlüğüne kadar yükseldim. “Altı ay için Gürcistan’a gider misin?” dediler. Altı ay, 10 yıllık bir maceraya dönüştü. İki yıl Gürcistan’da kaldık. Kazakistan’da da iki yıl... Ardından da Nijerya’ya, Lagos’a geçtik, dört yıl orada yaşadık. Daha sonra da Hollanda’ya gittik, iki sene de orada yaşadık.

Kızınız nerede dünyaya geldi?

Kızım biz Nijerya’dayken dünyaya geldi. Adı da Ada Nicole. İlginç bir hikayesi var: Biz Almanya’nın kuzeyinde bir adaya tatile gitmiştik. Kızımız da orada oldu. İsim ararken Ada da seçeneklerimizden biriydi bu nedenle. Ne zaman ki Ada isminin Nijerya dilinde “ailenin ilk kız çocuğu” anlamına geldiğini öğrendik, kızımızın ismini bulmuştuk.

“Atatürk Havalimanı tam kapasiteye ulaştı”

Üçüncü havaalanı çok tartışılıyor. Sizce İstanbul’un ihtiyacı var mı üçüncü havaalanına?

İstanbul’un kesinlikle bir çözüme ihtiyacı var. Çünkü Atatürk Havalimanı tam kapasiteye ulaştı. Beş dakikalık bir slot değişimi talep ettiğinizde bile olumlu cevap alamıyorsunuz. Gate pozisyonu almak bile zor... Biliyorum büyütme çalışmaları yapılacak ama çok fazla büyüme ihtimali yok. Sabiha Gökçen var ama İstanbul’un Avrupa Yakası’yla orası pek uyuşmuyor. Toplu taşıma sorunları da var.