Cumartesi ‘Fiziğimin eleştirilmesini çok saçma buluyorum’

‘Fiziğimin eleştirilmesini çok saçma buluyorum’

10.03.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

“Fatmagül’ün Suçu Ne?” dizisinin Mukaddes yengesi Esra Dermancıoğlu: “36 yaşında oyuncu olmaya karar verdim. Etrafımdakiler ‘Delirdi herhalde’ dedi ama umursamadım”

‘Fiziğimin eleştirilmesini çok saçma buluyorum’


O, yaklaşık iki senedir reyting listelerinin tepesinden inmek bilmeyen, hemen hemen her bölümünün ardından köşe yazılarına, televizyon programlarına konu olan “Fatmagül’ün Suçu Ne?” dizisinin popüler oyuncularından. Magazinde de sık sık yer alıyor çünkü aynı dizide oynadığı ve Türkiye’nin en beğenilen kadınlarından Beren Saat
ile de yakın arkadaş.
Fatmagül’ün Mukaddes yengesi Esra Dermancıoğlu’ndan bahsediyorum. Dermancıoğlu röportaj yapmaktan hoşlanmıyor. O yüzden kendini en rahat hissettiği yerde buluşmak istedi ve Gaye Sökmen Ajans’ın Levent’teki ofisinde bir araya geldik. “Çok röportaj veren oyuncuları anlamıyorum. Bunun gerçekten bir getirisi var mı? İnsanlar beni neden merak etsinler ki?” dedi ama sonra rahatladı. Önce kahvemizi içip biraz sohbet ettik, sonra hikayesini anlatmaya başladı.

Haberin Devamı

* Oyunculuğa oldukça geç bir yaşta başladınız. Her şeyi bırakıp yeni bir kariyere başlamak çok cesur bir hareket.

36 yaşında başladım, şu an 40’ım. Bence doğru zaman bu. 25-26 yaşında yapsam belki farklı bir sonuç alırdım. Bu işin yaşı olduğunu düşünmüyorum. Oyunculuk hayatı konu eder, oyuncunun işi hikayelerdeki insanların yerine geçmektir. Dolayısıyla 40 yaş üstünde insanların da hikayeleri var ve anlatılmalılar. Kararıma gelince. Ben bunu çok cesur bulmuyorum. Çok istediğim bir şeydi ve ne gerekiyorsa yaptım. Etrafımda kimse bana inanmazken devam ettim.

* Size inanmayan insanlara rağmen inatla oyuncu olmak için uğraşmışsınız.

En yakınımdaki insanların bile yüzlerinde şüphe gördüm. “Bu yaştan sonra olacak iş mi?” dediler. Üniversitede sanat tarihi okudum. Annemin ısrarıyla. O da aynı bölümden mezun, dominant bir kadındır, beni yönlendirmeyi sever. Okurken sevdim sanat tarihini. Mezun olduktan sonra da o alanda çalıştım. Ama aklımda hep oyunculuk vardı. Derya Alabora ve Laçin Ceylan ile çalıştım. Şahika Tekand’ın atölyesine gittim ve ‘showreel’ hazırladım. Showreel görsel CV’dir. Yer aldığınız projelerden bölümleri koyarsınız. Ben bir yerde oynamadığım için kendi kendime sahneler yazdım, karakterler yarattım ve videoya çektik, hayali showreel oldu. “Delirdi herhalde” dediler tabii.

* Bir yerde eski eşinizin oyuncu olmanıza izin vermediğini okudum.

Aksine, evliyken Şahika Tekand’a gittim. Sadece annem pek istememişti. Türkiye’de oyuncu olmak zor. Magazinle içli dışlı olabiliyorsun, sakil haberlerde yer alabiliyorsun ya, ondan. Ama dinleyen kim tabii.

* İlk ekran tecrübeniz “Avrupa Yakası”ndaki minik rolünüz sanırım.

Ona rol demek olmaz, figürandım. Bir dakika gözüküyordum ama evet, ekran maceram o işle başladı. Sette de sinyalleri almıştım. Bana “Ne tatlı oynuyorsun sen” demişlerdi. O rolden sonra da Fatmagül geldi.

* “Fatmagül’ün Suçu Ne?” sizin için dönüm noktası. Yedi kez deneme çekimine girmişsiniz Mukaddes karakteri için. Bu oldukça heyecanlı bir süreçti herhalde. Neler yaşandı?

Her defasında daha da heyecanlanıyorsunuz. Adaylar azalıyor, karaktere daha da yaklaşıyorsunuz. Deneme çekimine girmiş olmaktan ötürü de mutluyum. Bu, Türkiye’de nedense
çok tercih edilmeyen bir sistem. Oysa dünyada en baba oyuncular bile bu deneme çekimlerine katılıyor.

* Bundan sonrası için planlarınız neler? Başrol hayaliniz var mı?

Bu topraklarda geçen bir öyküde olmak isterim, iyi yönetmen ve senaryo yeterli. Karakter oyuncusu olmayı tercih ederim. Önemlidir karakter oyuncuları, öyküyü bir arada tutarlar.

Haberin Devamı

“İçmiş, dağıtmış’ haberleri rahatlığım yüzünden çıkıyor”

Haberin Devamı

* Magazinde sık sık haberlerinize rastlıyorum. Ünlü olmaya alıştınız mı?

Ünlü olmak benim için anlam ifade etmiyor. Yaşantımda da hiçbir değişiklik yok. Magazin basınındaki haberleri de umursamıyorum, aksine bazılarını çok basit buluyorum. Bir de hareketlerimi hiç kısıtlamıyorum etrafta kameralar var diye, rahat biriyim. “Yine içmiş, yine dağıtmış” şeklinde haberler çıkıyor böyle olunca da.

* Sokaktaki tepkiler nasıl? İlk zamanlar Mukaddes karakterinden ötürü sizi tokatlamak isteyenler olduğunu okumuştum...

Evet, ilk başlarda tokatlamak isteyenler vardı. Şimdi daha ılımlılar çünkü Mukaddes de değişti. Sokakta aldığım tüm tepkiler garip bir şekilde hep kilo ile ilgili. “Ne kadar zayıfmışsın” diyorlar. Bir de Türkiye’de dizi sektörü çok ciddi bir yerde. Üç yaşındaki çocuklar bile beni tanıyor çünkü onlar bile izliyor. Bu sağlıklı bir durum değil. Dizilere de yaş sınırlaması getirilmesi gerek bence.

* Fiziksel özellikleriniz de çok eleştiriliyor. Bu durum sizi kırıyor mu? Alınıyor musunuz?

Geçenlerde bir magazin programında bir adam benim fotoğrafımın karşısına geçmiş, kaşlarımı neden almadığımı konuşuyor, yanındaki kadına “Erkek bu aslında” diyor. Ne yapayım şimdi? Mahkemeye versem ne olacak? Saçmalık. Kaşımın, kilolarımın bu kadar konuşuluyor olmasını çok abes buluyorum. Kalıplaşmış bir güzellik kavramı var. Her kadın tornadan çıkmış gibi birbirine benzesin istiyorlar. Ben bu kalıbı kabul etmiyorum ve dert etmiyorum.

* Kendinizi güzel buluyor musunuz?

Kendimle barışık biriyim. Her insan gibi bazı günler beğenirim, bazen içime sinmez.