Cumartesi Günü kaçırmak!

Günü kaçırmak!

07.04.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

9. Cumhurbaşkanı, "Barajlar Kralı" Süleyman Demirel "Dünya Su Günü"nde düşüncelerini anlattı. Çok şey biliyor ama nedense bazı önemli ayrıntıları hatırlamıyordu...

Günü kaçırmak

suha.umar@isbank.net.tr Vaşağı vurdular! O rezaleti yazmadan duramazdım. Gitti 22 Mart "Dünya Su Günü!" Halbuki 9. Cumhurbaşkanı, "Barajlar Kralı" Sayın Süleyman Demirel ne güzel de konuştu! Ona göre, Dünya mesaj veriyordu. Atmosfer ısınıyor, kuraklık geliyor, sular azalıyordu! Bu durumun sorumlusu insanoğluydu. İnsan doğayı hor kullanıyor, doğa artık insanı kaldıramıyordu. Demirel'in Türkiye adına 1992 de Rio'da imzaladığı anlaşma işte bu nedenle "Sürdürülebilir Kalkınma" kavramını ve Kyoto Protokolu'nu gündeme getirmişti. İnsanoğlu ya bu mesajı alacak veya yok olacaktı.Demirel her şeyi biliyordu. Arpaçay Barajı'nın arkasında kaç "metre mikap" (metreküp) su olduğunu, Türkiye'nin yılda ne kadar yağış aldığını, ne kadar kullanılabilir suyumuzun olduğunu, ne kadarının hâlâ boşa(!) aktığını, son 40 yılda kaç baraj yapıldığını, ne kadar elektrik üretildiğini, kaç hektar toprağın sulandığını tüm ayrıntıları ile biliyor, onca rakamı hatırlıyordu. Önemli günleri kaçırıyorum! Denizleri yazıyorum. O hafta, Dünya Ormancılık Haftası! Geçen mayısta Deniz Alphan, Milliyet'e ilk yazımı göndermemi istediğinde, Anneler Günü'ne üç gün vardı. Hemen yazdım. "Bu haftaya yetişmez, biz gazeteyi hazırlamıştık!" dedi. Anneler Günü'nü kaçırdım! Ama bu yıl umutluyum. Anneler Günü'nü mutlaka tutturacağım. Dokuzuncu cumhurbaşkanı, ülkemizde son 40 yılda, bazı göllerimiz dahil, sulak alanlarımızın yarısının -1,5 milyon hektar- kurutulduğunu, kanallara alınan sulak alanlar, nehirler nedeniyle yeraltı sularının artık beslenemediğini, akarsuların önlerinin kesilip balıkçılığın öldürüldüğünü, barajlarda ve göletlerde toplanan onca suyun, "vahşi sulama" nedeniyle, verimli topraklarımızı bile çoraklaştırdığını ise söylemiyordu!Barajlarla önü kesilen Sakarya'nın, kanalizasyonlar nedeniyle koktuğunu, içinde artık balık yaşamadığını söylüyordu Sayın Demirel ama o kanalizasyonların Sakarya'ya, kendi hükümetleri devrinde de, her geçen gün artarak aktığını anlatmıyordu!Ülkemizin aldığı yağışın, ormanların tahrip edilmesi nedeniyle giderek azaldığını, yine aynı nedenle, 40 yılda 30 milyar dolar harcanarak yapılan barajların, çok kısa sürede toprakla dolduğunu biliyordu ama ormanları yok eden yasayı 20 saniyede kendisinin onayladığını nedense bir türlü hatırlayamıyordu!Kısacası Sayın Demirel yapılan yanlışları biliyor ama bütün bu yanlışların neredeyse tümüyle kendisinin başında bulunduğu hükümetler döneminde gerçekleştiğini bir türlü anımsayamıyordu!Ve, Su ve Küresel Isınma panelini düzenleyen Doğa ve Çevre Derneği Genel Başkanı Nevzat Ceylan, Bekir Coşkun'un yazısından bir bölüm okuyordu. Küresel ısınma nedeniyle ayıların uykusunun kaçtığını ama başta politikacılar, insaoğlunun uykusunun kaçmadığını söyleyen Bekir soruyordu; "Peki, bu dünyadan ayılar mı sorumlu?"Keşke! Demirel'in hatırlamadıkları Bu kafayla gidersek Hanya'yı, Konya'yı görmek kaçınılmaz!Konya Ovası yanlış tarım ve sulama politikaları, uygulamaları yüzünden ölüyor. Ova sulu tarıma uygun değil. Tahıl ekersen bütün ülkeyi, hatta başka ülkeleri de besliyor. Üstelik göller kurumuyor. Balıkçılık gelişiyor.Biz ise ovada, suya doymayan şekerpancarı yetiştiriyoruz! Doğal akarsular, göller yetmiyor, barajlar yapıyoruz. Yine kendi yanlışlarımız nedeniyle artık yeterince beslenemeyen yeraltı sularını da hızla tüketiyoruz!Yanlış üründen vazgeçmek gerekirken şimdi başka nehirlerin suyunu Konya Ovası'na akıtmaya kalkıyoruz. Mersin'e giden Göksu bundan sonra tersine gidecek!Allah akıl fikir versin! Hanya mı Konya mı?