Cumartesi Güzel kadınlar ciddi işlere soyunabilir

Güzel kadınlar ciddi işlere soyunabilir

25.11.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Segolene Royal: "Bugünlerde politikaya girmek isteyen biri neden üzgün, çirkin ve sıkıcı olmalı?"

Güzel kadınlar ciddi işlere soyunabilir

malphan@milliyet.com.tr Aslında bu iddialar erkek egemen politikanın peçesi. Peçenin altındaki ifadeleri ise bir kadın cumhurbaşkanı olması ihtimalinin verdiği memnuniyetsizliği sergiliyor. Burada mesele sadece söz konusu kişinin bir kadın olması değil, aynı zamanda güzel, iyi giyimli ve bakımlı bir kadın olması. Acaba güzel kadınlara ciddi işler neden yakıştırılmıyor?Royal, Time dergisine şöyle demiş: "Bugünlerde politikaya girmek isteyen biri neden üzgün, çirkin ve sıkıcı olmalı?"İyi demiş. Segolene Royal iki erkek rakibini geçerek cumhurbaşkanlığı seçimi için Fransız Sosyalist Partisi'nin adayı oldu. Kampanya süresince Royal'in bu pozisyon için yetersiz biri olduğu iddia edildi. Politika kadınların çok fazla el atmadığı alanlardan biri olarak görülüyor. El atan kadınlardan da fazla göze batmamaları, renkli ve iç açıcı giyinmemeleri, en az politikadaki erkekler kadar sıkıcı olmaları bekleniyor. Ve işte Fransızların 53 yaşında olmasına rağmen çok daha genç gösteren "Sego"su buna "dur" demeye hazırlanıyor. Evet, Fransızlar ona hiçbir erkek politikacıya göstermedikleri samimiyeti göstererek "Sego" diye hitap ediyor; kafelerde toplantılar düzenlemesinden, stil sahibi bir aday olmasından hoşlanıyor. Uzun boylu ve zarif Royal iyi kesimli, çoğunlukla beyaz elbiseler, takımlar giyiyor. Feminen bluzları tercih ediyor. Saçını genç kızlar gibi açık bırakıyor. Onu eleştirenler "İnsanlar artık Royal'in uzun kirpikleri ve meleksi gülümsemesinin ardında öfkeli, sert ve yobaz birinin saklandığını keşfediyor" derken, Chirac'ın eşi Bernadette Chirac ise "Royal çok fotojenik. Kazanmak için kadın olmak yetmez ama yardımı da dokunur" diyor.Cote d'Azur'de paparazziler tarafından çekilen bikinili fotoğrafı her ne kadar yaşını ortaya çıkarmış ve çekiciliğine darbe vurmuş olsa da Royal'in kürsüde yüzünü aydınlatan gülümsemesi ve modaya uygun hali Fransızları yeni bir lider arama konusunda teşvik etti. Elle dergisinin anketine katılan her 10 kişiden 6'sı Royal'e oy vereceğini belirtti. Newsweek onu "Seksi Sosyalist" ilan etti. FHM dergisi ise onu dünyanın en seksi altıncı kadını seçti. Üstte Angelina Jolie, altta ise Liz Hurley var.Royal'in stilettoları ve Chanel takımlarıyla Elysee Sarayı'na ilerlemesi maço Fransızları rahatsız etmiş olmalı ki "Çocuklara kim bakacak?" diyenler de oldu. Eleştiriler karşısında gülümsemesini kaybetmeyen adayın cevabı ise "İnsanın sadece hayranlarının olması çok sıkıcı olurdu" oldu. Liz Hurley'den seksi Royal'in ocak ayında Şili'nin yoksul mahallelerini gezerken topuklu ayakkabı giymesi tepkilere neden olmuştu. Yani onun politik sorular dışında kıyafetleriyle ilgili soruları da yanıtlaması bekleniyor. Bir kadın politikacı yoksul mahallelerde topuklu ayakkabı giydi diye eleştiriliyor ama aynı yoksul muhitleri dolaşan erkek politikacılara İtalyan yaka gömlek giyiyor, ipek kravat ve altın kol düğmeleri takıyor diye sataşan yok. Kadınlar için bu iş daha zor çünkü birilerinin önünü açıyorlar. Onlara daha çok saldırılıyor. Hep muhteşem olmayabilirler ama en azından oradalar. Thatcher'ı eleştirin, Royal'i lime lime edin ama bunu politikalarından dolayı yapın, görünümlerini ya da giysilerini bahane ederek değil. Ya erkek politikacılar? MTV Türkiye lansman partisine Ceza'dan Athena'ya, Hepsi'den Pınar Altuğ'a, kadar bir sürü ünlü katılsa da partinin ertesinde gazetelerde bu isimlerden birçoğunun fotoğrafına rastlamadım. Ancak Erol Köse ve ailesi... Hangi gazeteye baktıysam onlar oradaydı. Erol Köse partiye siyah bir takım elbise giyseydi neredeyse bütün gazetelerde fotoğrafı çıkar mıydı? Hiç sanmıyorum. Ama kıyafeti o kadar komik ki, bunun okuyucuyla paylaşmamak olmazdı herhalde. Aklımda sorular art arda sıralanıyor: Nasıl bir ruh hali insana bu kıyafeti giydirebilir? O gömleği, o kemeri, o gözlükleri nereden buldu? Evden çıkarken karısı "Çok yakışıklı oldun kocacığım", kızı "Çok yakışıklı oldun babacığım" dedi mi? Kendisi aynaya bakıp "Ayna ayna söyle bana, var mı benden güzeli bu dünyada" deyip gülümsedi mi? O gözlüklerle etrafını görebildi mi? Öyle bir ruh hali olmalı ki bu, insana her şeyi yaptırabilir. Nasıl bir ruh hali insana bunu giydirtir? 100 bin dolar değerinde tayt ve 100 bin avro değerinde bir cep telefonu... İnsanlar çıldırmış olmalı! Her ikisi de kadınlara yönelik. Kadınlar çıldırmış olmalı! Parası olanlar tabii. Burada markalara bir şey diyemeyiz, millet alıyor ki yapıyorlar. Bu televizyonlardaki tuhaf programların savunması gibi: Millet izlemese yayınlanmayacak.Ama millet istiyor işte. Balenciga marka tayt sipariş üzerine yapılıyor. Vertu'nun elmaslarla bezeli cep telefonundan ise tüm dünyada satılmak üzere 26 tane üretilmiş. Herkesin lüks tanımı değişir. Bu genelde gelirle doğru orantılı ama insan bir kere lükse alışagörsün, hep daha fazlasını mı istiyor nedir? Komedyen Charlie Chaplin "Bir insanın başına gelebilecek en üzücü şey lükse alışmaktır" derken haksız mı? Söz konusu olan bu astronomik fiyatlı tayt ve bir gün bir yerlerde unutulacak, çalınacak cep telefonu olduğunda bu artık lüks alışkanlığı değil zevksizliğe ve abartıya giriyor. Bir dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Anthony Crosland ise şöyle demiş: "Bir kuşağın lüks olarak gördüğü şeyi bir sonraki kuşak ihtiyaçtan sayar." Eğer haklıysa vay halimize! Lüks mü, zevksizlik mi?