Haklarımı verin bana

Hayvan Hakları Sözleşmesi eğer mecliste onaylanır ve yürürlüğe girerse, bu konuda Türkiyede atılan ilk adım olacak. Sözleşme hayvan sahiplerini hayvanın sağlığından ve bakımından sorumlu tutuyor, 16 yaşından küçüklere ebeveynlerin izni olmaksızın hayvan verilmesini ya da satılmasını yasaklıyor, sağlık riski taşıyan durumlarda ev hayvanlarının reklam, sergi, eğlence ve yarışma programlarında kullanılmasını engelliyor. Sokaklarda zehirli etlerle öldürülüyorlar. Reklam filmlerinde, yarışma programlarında "bilinmeyen" nedenlerden ölüyorlar. Bazıları aile içi şiddetin kurbanı oluyor, sahibi tarafından dövülüp hırpalanıyor. Ancak tüm bunlara karşı hayvanseverlerin yapabilecekleri şeyler sınırlı. Çünkü Türkiyede hayvanları koruyan, kollayan bir yasa henüz yok. Ev hayvanlarının haklarını uluslararası yasalarla güvenceye alacak olan Hayvan Hakları Sözleşmesi ve bu sözleşmede yer alan cezai yaptırımları düzenleyen Hayvan Hakları Tasarısı ise yaklaşık bir buçuk yıldır TBMMde kabul edilmeyi bekliyor. "Belki cezalar caydırıcı olur" SELİN DENİZLİ (Mustafa Denizlinin kızı) Ama şu var: Eğer bir canlıya karşı insanın içinde olması gereken sevgi ve saygıyı bir cezai yaptırım sağlayacaksa, vah bizim halimize." "Türkiyede ne yazık ki hayvan hakları yok. Sokak ortasında zehirlenen hayvanlar bu ülke için çok utanç verici olaylar. Umarım hayvan haklarını düzenleyen yasa en kısa zamanda çıkar. Bu yasa sayesinde en azından bir hayvana kötü muamele eden, onun ölümüne neden olanlar ceza alabilirler. Belki insanlar bu cezalardan korkarak biraz daha iyi davranırlar hayvanlara. "Mesut Yılmazla konuştum, Yasayı çıkmış bilin dedi" BEKİR COŞKUN (Gazeteci) Hayvan Hakları Sözleşmesi bir buçuk yıldır mecliste onay bekliyor. Bu yasanın çıkışı sizce neden bu kadar geciktiriliyor? Partiler amblemlerinde kurtları, kuşları, atları kullanıyorlar ama hayvan haklarına karşı duyarlı değiller. Geçenlerde Mesut Yılmazla görüştük. Söz köpeğim Pakoya ve bu yasa tasarısına geldi. "Berna sizi destekliyor" dedi Mesut Yılmaz. "Peki ya siz?" diye sordum. "Ben de... Size söz veriyorum, bu hayvan hakları yasasını çıkmış bilin" dedi. ANAPın ambleminde arı var. Nispeten daha az korunmaya muhtaç bir hayvan. Ama Mesut Yılmaz bu konuda diğer politikacılara göre daha duyarlı. Bu sözleşme ne gibi düzenlemeler içeriyor? Bu sözleşmeye göre sahipleri ve yerel yönetimler hayvanlardan sorumlu olacaklar. Bu dört dörtlük bir yasa değil ama ilk olması açısından çok önemli bence. Dört dörtlük değil dediniz. Tasarıda neler eksik? Öldürme konusunda yetki yine tarım memurunda mesela. Tarım memuru burada kuduz var diye karar aldığı zaman geniş bir alandaki tüm hayvanlar öldürülebiliyor. Ama bu durumun genel kurulda düzeltileceğini zannediyorum. Yasanın getirdiği en büyük yenilik şu: Türkiyede hayvanlara eziyet edenler cezalandırılmıyordu, oysa yeni yasayla bu mümkün olabilecek. Bu yasa hayvanların hak ettikleri hayata kavuşmasını sağlamak için yeterli mi? Hayır, değil. Hayvanların hak ettikleri hayata kavuşması, saygı ve sevgi görmesi ancak toplumun eğitimi ile mümkün olabilir. Mutlaka toplumu bilinçlendirmek lazım. İnsanlara bu dünyayı hayvanlarla paylaşmamız gerektiğini anlatmamız şart. Önce reklamda oynayan bir kedi ve daha sonra da "Biri Bizi Gözetliyor" yarışması evinin kedisi öldü. Ve her iki ölümde de sorumlular araştırılmadı. Sözleşme onaylandıktan sonra bu durum değişecek mi? Yasa çıkmış olsaydı hayvan haklarını savunan kuruluşların bu ölümlerdeki sorumluları dava etmeye hakkı olacaktı. Nasıl bir insan öldürüldüğünde iz sürülüyorsa, hayvanlarda da aynı durum olacaktı. "Yasadan pek ümidim yok" ELÇİN YAHŞİ (Gazeteci) "Hayvan Hakları Sözleşmesinin hemen onaylanmasını istiyorum ben. Niye bu kadar geciktirildiğini de doğrusu anlamıyorum. İnsanlara gösterilen özen hayvanlara da gösterilmeli diye düşünüyorum. Ancak benim bu yasadan da pek ümidim yok. Türkiyede yasaların ne kadar işlediği ortada. Ama en azından insanların şuursuzca hayvan sahibi olmasını engelleyebilir bu yasa."