Cumartesi "Halk oyunlarını da Picasso gibi topluma mal edelim"

"Halk oyunlarını da Picasso gibi topluma mal edelim"

18.03.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, 14'üncüsü düzenlenen Halk Oyunları Yarışması'nın Picasso sergisinde olduğu gibi Türk kültürüne katkıda bulunmasını istiyor

Halk oyunlarını da Picasso gibi topluma mal edelim

Düzenlediği Picasso sergisiyle rekor bir katılıma imza atan Sabancı Topluluğu, şimdi de Halk Oyunları Yarışması'na ağırlık veriyor. Mayıs ayında, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Sabancı Topluluğu'nun vakfı VAKSA işbirliğiyle düzenlenen yarışmanın 14'üncüsü gerçekleştirilecek. Projenin sözcülüğünü üstlenen Sabancı Holding Kurumsal İletişim Direktörü Ahter Kutadgu, bu projeyi de Picasso sergisi gibi topluma mal etmeyi hedeflediklerini söylüyor. Bugüne kadar yarışmayı çok fazla tanıtma ihtiyacı duyulmamış. Bu, Güler Sabancı'nın yakından takip ettiği bir proje. Bu yıl özellikle Picasso sergisinde yakaladığımız başarı ve Türk kültürüne sağladığımız katkıları da dikkate aldık. Proje Güler hanımı çok heyecanlandırıyor. Halk oyunlarına özel bir merakı var. Bana verdiği talimat, "Bu projeyi de Picasso sergisi gibi topluma mal edelim" oldu. Sabancı Topluluğu şimdi de bu projeye ağırlık vermeye mi başlıyor? Her ekip üç yöre oynayacak Picasso projesi ilk finanse edildiği zaman insanlar "Türkiye'de acaba Picasso'yu izlemeye gelecek kaç kişi vardır?" diyordu. Biz Türk insanının yeniliklere açık, estetik duygularının güçlü, kültürünün çok zengin ve derin olduğu inancıyla hareket ettik. Dolayısıyla doğru tanıtılır ve anlatılırsa bu projeye büyük bir ilgi olacağını düşünüp bu yönde çalıştık. Türk toplumu kültür sanata çok duyarlı. Yeter ki siz bunun doğru, yaygın ve etkili bir şekilde tanıtımını yapın. İyi bir halk oyunları gösterisini izlediğimizde hepimiz duygulanırız. Bu duyguları harekete geçirmek istiyoruz. Küreselleşen dünyada kimliği olmayan toplumlar eriyip gitmeye mahkum. Biz güçlü bir kimliğe sahibiz. Yeter ki bunu harekete geçirelim. Ekonomiyi, eğitim sorunlarını çözebilirsiniz. Ancak başka kültürlerin boyunduruğu altına girmeden kendi kimliğimizle saygın bir şekilde dünya kültürleri arasında yer almak için kültürel entegrasyonu sağlamamız gerek. Halk oyunları da bunun en önemli yollarından biri. Picasso sergisiyle Türk toplumunun kültür sanata kayıtsız olmadığı ortaya çıktı belki de... "AB sürecine katkı yapacak" Bu, 13 yıldır Sabancı Topluluğu'nun vakfı VAKSA'nın desteklediği, Kültür Bakanlığı tarafından yürütülen bir proje. Hep belli bir kaliteyi korudu ve profesyonel düzeyde yürütüldü. Bu, Türkiye'yi yurtdışında temsil eden halk oyunları topluluklarının da seçiminin yapıldığı, halk oyunlarının Oscar'ı kabul edilen bir yarışma. Her ekibin en az üç yörenin oyununu oynaması gerekiyor. Sabancı Topluluğu'nun desteğiyle düzenlenen bu yarışmayı diğer halk oyunu yarışmalarından ayıran nedir? Türkiye'de sanat alanında birçok gelişme oluyor. Çok iyi müzeler açıldı, çok iyi sergiler, gösteriler düzenleniyor, müzik toplulukları çıktı. Avrupa'da Türklerle ilgili yüzyılların getirdiği bir önyargı var. Biz kim olduğumuzu biliyoruz ancak bizim bilmemiz önem taşımıyor. Onu göstermek gerekiyor. Bu anlamda halk oyunları çok etkili. Bu yarışmanın 2010'da İstanbul'u Avrupa kültür başkenti yapma çabalarını destekleyebileceğini düşünüyor musunuz? Etkilesin istiyoruz. Projenin AB sürecine ciddi katkıda bulunacağına inanıyoruz. Üyelik görüşmelerine başladığımız 3 Ekim'in yıldönümüne denk gelen bir tarihte Brüksel'de bir gösteri düzenlemek istiyoruz. Amacımız, AB üst düzeyi ve AB kamuoyuna Türk kültürünün zenginliğini anlatabilmek. Bu, AB'yi etkileyebilecek bir proje mi? "Televizyonda yayınlanabilir" Halk oyunları gördüğümüz, kurslarına gittiğimiz, televizyonlarda izlediğimiz danslardan çok daha güzel, çeşitli, estetik ve anlamlı. Tangoyu felsefesini bilerek izlediğinizde etkilenmemeniz mümkün değil. Bizim daha derinlikli, daha anlamlı hikayeleri, efsanesi, içinde ağıtı olan, hayatımızın içinden çıkmış o kadar çok dansımız var ki. Bunları anlatabilirsek toplumun ilgisini artırabiliriz. Toplum halk danslarına sahip çıksın ve oynasın. Bunun bir parçası olsun. Ve yüzyıllardır süregelen gelenek devam etsin. Bizi biz yapan geleneklerimiz. Yarışmaya öncelikle Türk halkı benimsemeli herhalde. Oysa yabancı danslarla daha ilgili değil miyiz? Katılan grupların sayısı 50 civarında. İstanbul, Ankara ve İzmir ağırlıkta. Önümüzdeki yıllarda daha katılımcı bir ortam yaratmayı hedefliyoruz. Gençlere ve çocuklara yönelik yarışmalar düzenlemeyi, elemeleri daha fazla şehre yaymayı düşünüyoruz. Jürilere halktan teknik yeterliği olan insanların katılması, yarışmanın televizyonlardan canlı yayınlanması ve oylamayla seçim yapılması planlarımız arasında. Bugün televizyon kanallarının düzenlediği dans yarışmalarının toplumda dans konusunda duyarlılığı ne kadar artırdığını biliyoruz. Yarışmaya en çok hangi illerden katılım oluyor? Yaygınlaştırma gibi bir çabanız olacak mı?