Cumartesi "Hız"la 24 saat

"Hız"la 24 saat

26.06.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Dayanıklılık yarışlarının en ünlüsü 24 Heures du Mans bu yıl da heyecanlı geçti. Dünyanın dört bir yanından gelip Le Mansda buluşanlar otomobillerin hızıyla coştular

Hızla   24   saat

Bir otomobil yarışını, pistin hemen yanından seyrederseniz ne olur? Söylüyorum: Harika olur! Hararetli bir masa tenisi maçını izler gibi başınız iki yana gider gelir. Denk düştüyse pit alanında birden fazla otomobil, piste yeniden kavuşmak için beklemektedir. Hızı gerçekten görür, motor gürültüsünü şiddetle duyarsınız. Hız korkutur, gürültü irkiltir. Ama bir-iki metre önünüzde olup bitenler yine de garip biçimde çekicidir. Dünyanın motorsporlarına en uzak kişisi olsanız bile çekicidir. Bir yarış seyrettim, dünyam değişti demeyeceğim fakat şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Artık motorsporlarına meraklı birine daha sempatiyle bakabilir, ruh hallerini birazcık daha iyi anlayabilirim. Ne de olsa ben Le Mansın meşhur 24 saat yarışını seyrettim! Halbuki daha bir hafta önce, hem de yarış gününde ısrarla pilota şoför diyen ve işin uzmanı tarafından dakika başı uyarılan biriydim. Şimdi deneyimliyim... Bir otomobile üç pilot Le Mans, Fransanın ünlü şehirlerinden. Ünlü çünkü yıllardır Spor ve Ground Touring Dayanıklılık yarışlarının en şöhretlisi olan Les 24 Heurese ev sahipliği yapıyor. Les 24 Heures du Mansa katılan otomobiller aralıksız 24 saat yol tutuyor. Her otomobilin üç pilotu var. Gücünü tüketen pilot direksiyonu bir sonrakine devrediyor. Otomobillerin hızı saatte ortalama 320 kilometre. Yarış pisti ise 13,6 kilometre uzunluğunda. Normal zamanlarda, normal araçlar kullanıyor bu yolu. Pilotlar yarıştan yaklaşık 15 gün önce sadece bir kez deneme sürüşü yapabiliyorlar. 15 Haziran saat 16.00da dayanıklılık yarışı başlıyor. Sadece otomobil ve pilotların değil, seyircilerin de... Pusette bebek yarış yerinde Yarışın yapıldığı bölge hafta sonunda büyük bir panayır yerini andırıyor. Hareket var, kalabalık var; isteyene devasa dönme dolap, isteyene içki, isteyene yemek, isteyene alışveriş olanağı var. Yarış pistinin çevresi insan kaynıyor. Her yıl yaklaşık 200 bin kişinin yarışı seyretmeye geldiği bilgisi bol keseden atılma değil; anlaşılıyor. Kimisi kamp alanına çadır kurmuş, kimisi eski Corvetteine atlayıp gelmiş, hatta kimisi birkaç aylık bebeğini pusetine koyup yola düşmüş. Hiç binemeyecekleri otomobilleri, o otomobillerde hiç yapamayacakları hızları yapan pilotları seyreden binlerce insan. Belki de yarış bahane, adrenalin ve eğlence şahane. Çimlerin üzerine uzanmış uyuyan kadın mesela yarışı rüyasında izliyor gibi. Yanında bir şampanya kovası var, kovanın içinde de boş bir şişe. Belli ki biraz içilmiş, bir süreliğine başka alemlere geçilmiş. Pistte "ponponumsu" kızlar Le Mansda iki gün boyunca süren hayat böyle bir şey. Ulusal marşla başlayıp "French fries" molalarıyla, Le Mansın sıcağına iyi gelen buz gibi biralarla sürüyor. 24 saate özel gazeteler yarışın harbi tutkunlarına; tişörtler ve oyuncaklar hatıra isteyenlere iyi geliyor. 24 saati doldurmadan Le Mansı terk ettiğimiz için şunları merak ediyorum: Yarıştan sonra buralar neye benziyor, hızdan başı dönenler sakin ofislerinde nasıl işbaşı yapıyor? 24 saat yarışının atmosferi yarıştan önce de zevkli. Seyir, bazısı eski bazısı son model arabaların pistte tur atmasıyla başlıyor. Otomobillerin start aldığı yerin yakınında ise farklı bir seremoni var. Le Mansın belediye başkanı tribünlerin önünden geçip halkı selamlıyor. Fonda Fransanın ulusal marşı La Marseillaise çalıyor. Üniformalı, uygun adım yürüyen bir grup, onları takip eden süvariler bir süre sonra kendilerini gösteriyorlar. Seremonide genç kızlar da görevli. Ellerinde süpürgeyle iki genç kız atlıları takip ediyor. Kazayla pisti kirletirlerse hemen olaya el atacaklar! Diğer genç kızların vazifesi tribünleri coşturmak. Onlar Fransızların "majorette"leri. Ponponları yok ama bikinileriyle ponpon kızlar kadar başarılılar... Dunlop köprüsü 24 saat yarışının pistinde bir Dunlop köprüsü var. Dunlop, 24 Heures ile özdeşleşen bir marka. İlki 1923te yapılan bu yarışta 34 galibiyeti bulunuyor. 1920lerde beş kez Bentley, 1950lerde beş kez Jaguar, 1960larda beş kez Ferrari, 1977-1987 arasında dokuz kez Porsche ile galibiyet elde etmiş. 1988 ve 1991de "finish"leri gören lastik de Dunlop. 1988 yılında hava şişirmeli lastiğin John Boyd Dunlop tarafından icadının 100üncü yılını kutlayan Dunlop bu yıl yarışa 11 otomobille katıldı. Toplam sayı ise 48 idi. Les 24 Heures du Mansa 2 bin 500 lastik ve 25 teknik elemanla gelen Dunlopun Avrupa Motorsporları Müdürü Jeremy Ferguson "Bu yarışın bir benzeri yok. Bizim için çok önemli" diyor.