İki erkek + bir kadın

Son günlerde Erbiller ve Ecevitlerin hayatlarında benzer kargaşalar yaşanıyor. Ortak sendrom "hastalık" ve "ikinci adam". Hastalıklar konusunda, her ikisine de yürekten şifalar diliyorum. Ama "hayatımızdan çekilmeleri" tercihimi sadece Erbil’den yana kullanıyorum. Sayın Pipis ve sayın Özkan istenmeyen adam ilan edildiler. Birinci üçgende, ne yazık ki "genç bir kadın" dışlandı. İkincisinde ise bir adam...
Bildiğiniz gibi "üçlü yaşam", insanlığın var oluşuyla başlamıştır. Genelde bireyler arası bir "yasak aşk" söz konusudur. Bu "Jules ve Jim" formatı; bazen "Cesar et Rosalie"deki Michel Piccoli örneği gibi karşımıza çıkar, bazen de Mustafa Topaloğlu ve iki karısı şeklinde. İster yaşamda, ister beyazperdede olsun, bu her üç ferdin bir diğerine duyduğu "ilgi" bizi hiçbir şekilde alakadar etmez, etmemesi gerekir. Ama yukarıda verdiğimiz örneklerdeki diğer üçlü yaşam türü, Stelyo Pipis+M. Ali Erbil+Sedef hanım ya da Hüsamettin Özkan+Bülent Ecevit+Rahşan hanım (hatta kayınvalideler) arasındaki ilişkiler hepimizi yakından ilgilendirir. İlki magazin merakımızdan, ikincisi de sonumuzun ne olacağına dair duyduğumuz meraktan.
Bu üçgenler bazen 2 erkek+1 kadından oluşur. Her Türk ailesinde olduğu gibi gelin hanım, kocanın erkek arkadaşını, kahvelerde oynanan pişpirikleri kıskanıp iki beyefendinin arasını açmaya çalışır. Böylece aile içinde "ikinci adamın" durumu hep tartışma konusudur. Paylaşılamayan Erbil olunca ulusumuz adına pek önemli değildir, "Sedef’i boşar, Pipis’le zamparalığa devam eder" deyip öteye geçeriz. Ama söz konusu diğer müselles olunca, geçeceğimiz "öte yer" meçhuldür ve vatandaş için yolun sonudur.
Müsellesi, çocukken oynadığım bir misket oyunu sandığımdan bu yana çok zaman geçti. Başbakanlık konutu müsellesini ise az önce akıl ettim, bir kenarı Özkan, biri Ecevit diğer kenarı Rahşan hanım olanını. Yalnız bir şeyi pek anlayamadım. Şimdi bu üçgen "çeşitkenarösa mesele yok, bir kenar diğerlerinden büyüktür ve problemin çözümü de mümkün olabilir. Ama ya "ikizkenarösa... A+B bir olup C’yi hallederse? Ah bana düzlem geometriyi öğreten "Şaşı Mübetçel" hocam, nur içinde yatın. "Bunlar bir gün işinize yarayacak" der dururdunuz. Alın işte yaradı. Önümüzdeki günler, A kenar Ecevit, B kenar Rahşan ve C kenar Özkan’dan oluşan hipotenüssüz bu üçgenin ne çeşit bir üçgen olduğunu ve çözümünü hep birlikte göreceğiz. Dileğimiz bizler ulusça amorf bir şekil almadan gerçekleşmesi.

Bu bölümü "sevgiyle" okuyun. Çünkü "sevgiyle" yazılmıştır.
6.30 Bir gece önce yorgunluktan elde gazete gözlük burun üstünde, TV karşısında uyuyakalındığından erkencecik kalkılır. Makyaj, saç ve "ne giyeyim" derdi olmadığından hazırlık bir dakika sürer. Lipton poşet ve ketıl ile kızarmamış, kapağı açık unutulduğu için azıcık kurumuş ekmek sofraya konur. Mutfağa düzenlenen ikinci seferde, taşınırken birazı tabağa dökülmüş "sempatili" çay servisi yapılır, domates tabağı ile birlikte. Kabukları soyulamadığından, fesleğen kavanozu da uzanılamayacak yükseklikte olduğundan bu yaz tabağı gayet "sade"dir.
6.35 Kahvaltı biter. 2. çay yasak.
6.36 Mutfak temizliği. 3 tabak, 2 bardağın yıkanışı. Artan peynirin suya konmadan dolaba konuşu. Fayans üzerinde doğrandığı için yapışan salatalık ve domates kabuklarının fayanstan olmayan tırnaklarla sökülüp iki büklüm çöpe atılışı.
8.00 Hacı Şakir’li, keseli, lifli banyo günleri geride kaldığından ve kırıldığında bu saatten sonra kaynamayacağı bilinen kemikler düşünülerek, küvete serilen bir havlu üzerinde duşun alınması. Üstelik; gözlüksüz görülemediğinden ve bu meretlerin şişeleri de hep birbirine benzediğinden, sabunlanma işinin ele geçen ilk "sıvıyla" yapılması.
9.00 Yakın gözlük evin içinde kaybolduğundan, beyefendinin yedek gözlüğü ile (gizlice) günlük -yandaş - gazetelerin okunuşu (Tabii yandaş gazete kaldıysa).
10.00 Sütün, yoğurdun son kullanım tarihlerine bakılmadan ve kalabalığa aldırmadan Şok ucuz marketten -mümkünse fileyle - alışveriş edilmesi. Ayrıca akşam çayının yanına "icabında yarım bardak su ve şekerle" tatlı niyetine de yenebilen kurabiyelerden bir paket alınması.
11.00 Eve dönüş ve öğle yemeği hazırlamak için mutfağa geçiş. Yumurtasız, unsuz ve süzgeçsiz yıkandığından, yarısı lavaboya kaçmış bir tutam pirinçle yapılan yayla çorbası. Kuşane sürekli karıştırılamadığından, kesilen yoğurt veya pişmeyen çeltikler de cabası. İkinci yemek olarak; daha önceden ayıklanamadan dolaba konduğu için, ilk 3 sırası feda edilecek olan yeşil soğanlar, mikserden geçirilmiş ama elde derman olmadığı için sıkılıp suyu çıkarılamamış 3 adet kabak, az miktarda yumurta ve un. Ki kızartma tavasına konan son kaşık "demonte mücverin" safi kabak suyu olması pahasına. Ve en önemlisi, bütün bunlar ne adına?