İnternet dedikoduları

İnternet dedikoduları
Çok eski bir iletişim aracıdır fısıltı gazetesi. Deprem döneminde büyük bir talep patlaması yaratan fısıltı gazetesinin gelişimi ve yaygınlaşması için en elverişli ortam elbette sanal dünya. Web sitelerinde, sohbet odalarında, forum listelerinde ve e-posta gruplarında dalga dalga yayılan söylentiler kimi zaman bütün ülkeyi kandırmayı başarabiliyor.
Fısıltı gazetesi dediğimizde, yalan haberlerin kulaktan kulağa yayılması ve bu yayılma sırasında kişilerin abartmasıyla büyümesi anlaşılıyor. Ancak internetteki dedikodularda durum biraz farklı oluyor. Yüz binlerce, hatta milyonlarca kişiyi dolaşan haberlerin bazılarına "şehir efsanesi" adı da veriliyor. Birçok kez "bu mesajı 10 kişiye yollarsan dileklerin gerçek olur, yollamazsan bela olur" türünden e-postalar aldım. Sadece sunucuların ağırlaşmasına ve kişilerin vakit kaybetmesine yarayan böylesi gereksiz mesajları görür görmez silmenizi öneririm.
İki sene önce e-posta yoluyla yayılan bir haberi hatırlarsınız sanırım. McDonald’s lokantalarından birinde çalışan AIDS’li elemanın kolalara HIV virüsü bulaştırdığı haberiyle çalkalanmıştı Türkiye interneti. Bu asılsız haber yüzünden McDonalds’ın söz konusu şubesi geçici bir süre için kapatılmış, birçok kamu kuruluşu bu konuda tepki göstermişti. Hikayenin sonunda ise bu dedikoduyu yaratan ve ilk yayan kişi yakayı ele verdi. Türkiye’nin tanınmış servis sağlayıcılarından birinde çalışan bu fısıltı muhabiri, bu zararın bedelini işinden kovularak ödedi.
Geçtiğimiz hafta İsviçreli bir şirket, internetteki zararlı söylentilerin ve kişilerle ilgili karalama kampanyalarının izini sürecek dedektif bir yazılım ürettiğini açıkladı. RumourBot adlı yazılımın içerdiği robot devriyeler, Web’deki söylentilerin kaynağını kelime ipuçlarını takip ederek buluyor. Zararlı materyallerin internette dolaşımını engellemek için kullanılacak olan bu yazılımın da yardımıyla daha temiz bir internete kavuşabilmeyi umut ediyorum.




CUMARTESİ