Cumartesi Jolie yine macera peşinde

Jolie yine macera peşinde

07.08.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Angelina Jolie’nin oynadığı “Ajan Salt” Soğuk Savaş paranoyasının zirve yaptığı bir aksiyon

Jolie yine macera peşinde

Angelina Jolie’nin “Wanted” ve “Lara Croft: Tomb Raider” filmlerinde olduğu gibi aksiyon kadını olarak karşımıza çıktığı “Ajan Salt”ta, filme adını veren Evelyn Salt, CIA’da görevli bir ajan. Bir gün CIA’ye itiraf için gelen Orlov adında bir Rus ajanı, Rusların yıllar önce tohumlarını ektiği büyük bir ajan komplosunu açıklıyor. ABD’yi haksız yere savaşa sürüklemek için düzenlenen komploda, küçük yaşlarda ABD’ye yerleştirilmiş
Rus ajanlarının bir anda saldırıya geçeceğini söyleyen Orlov, ilk görevin Rus başkanını öldürmek olduğunu ve bu görevi Salt’un gerçekleştireceğini gammazlıyor. Salt, masumiyetini kanıtlamak ve çok sevdiği böcekbilimci kocasını kurtarmak için CIA’den kaçmaya başlıyor.
“Ajan Salt” hâlâ SSCB varmış gibi davranan ve 60 yıllık soğuk savaş paranoyasına sırtını yaslayan bir film. Joseph McCarthy döneminden fırlamışa benzeyen bir komünizm korkusunun, Amerikan milliyetçiliğinin ve
11 Eylül sonrasının paranoyak atmosferinin her karesine işlediği filmin metninin ne inanılır ne de elle tutulur yanı var. Film bu garip paranoyaya kendisini o kadar kaptırıyor ki, üçüncü Bourne filminin başlarında bir Rus polisle karşı karşıya gelince, “Seninle bir derdim yok” diyen Jason Bourne’nu bile politik açıdan özlüyorsunuz.
“Ajan Salt”, bir ajan filmi olarak da oldukça sıradan. Jolie’nin oyunculuğunun aksiyon kadınına dönüştüğü diğer filmlerden ayrılan herhangi bir özelliği yok. Jolie’nin Beyaz Saray’a erkek kılığında girdiği sahne gibi ciddi ciddi çekilen sahnelerin mizah potansiyelleri biraz daha kullanılsaymış, “Ajan Salt” neredeyse soğuk savaş casus filmleriyle dalga geçen bir film olacakmış.


Hayatı altüst olan rock’çı
Zorlu Görev / Get Him to the Greek”in başında anlıyoruz ki, rock yıldızı Aldous Snow’un (Russell Brand’in canlandırdığı bu karakteri “Forgetting Sarah Marshall” filminde izleyen herkes hayran kalmıştı) kariyeri bir şarkı sözü yüzünden altüst olmuş, uzun süreli sevgilisi Jackie Q’dan (Rose Byrne) ayrılmış ve uyuşturucu, skandallar arasında yuvarlanıp gidiyor.
Bir plak şirketinde çalışan ve Snow’un hayranı olan Aaron Green (Jonah Hill), patronu Sergio Roma’ya (Sean “P. Diddy” Combs) önerisini kabul ettiriyor. Önerisi Snow’un Los Angeles’taki ünlü bir konserinin 10’uncu yılı dolayısıyla aynı yerde bir Snow konseri düzenlemek... Patronu bağımlılık sorunu olan, devamlı olay çıkaran İngiliz rock yıldızını Londra’dan Los Angeles’a getirme görevini Aaron’a veriyor.
Hollywood’un komedi kralı Judd Apatow’un yapımcılığını üstlendiği filmlerin ortak özelliklerini “Zorlu Görev”de de görebiliyoruz: Büyümeyen erkekler, bel altı şakaların arasında bir anda beliren duygusal anlar, belli bir derinliği de olan karakterler... “Zorlu Görev” komedi fabrikasına dönüşen ekibin filmleri arasında bir “Matrak Adamlar / Funny People” olgunluğunda olmasa da, bir an bile hayal kırıklığı yaratmıyor.


Dört başı mamur bir kara komedi
Joel ve Ethan Coen’nin, namıdiğer Coen Biraderler’in kara mizah konusunda rakipsizliğini kabul etmek
için bir kanıta daha ihtiyacınız varsa, “Ciddi Bir Adam / A Serious Man” tüm şüphelerinizi süpürecek bir film.
Üniversitede fizik öğreten Larry Gopnik’in (Michael Stuhlbarg) karısı Judith (Sari Lennick) boşanmak istediğini söylüyor. Larry’nin oğlu Danny (Aaron Wolff) marihuana borcuyla uğraşıyor. Karısı Larry’i evden atınca, işsiz kardeşi Arthur’la (Richard Kind) birlikte ortada kalan Larry hahamlara danışmaya karar veriyor.
Coen’lerin kusursuz kara komedisi, aslında ABD’deki bir Yahudi cemaatini ve cemaatin dini uygulamalarını didik didik ettikleri, kendi çocukluklarından da izler taşıyan kişisel bir film.
Ama bu noktadan hareketle şans, ölüm, bilim, inanç
ve hayatın anlamsızlığı dahil olmak üzere çok değişik yönlere uzanıyor. Absürdü, hüzünü birleştiriyor.

Yanlış yolu seçmek
Norveç yapımı korku filmi “Vahşet Sapağı / Detour”da Lina (Marte Cristensen) ve Martin (Sondre Krogtoft Larsen), bir orman yoluna sapıyorlar. Ve kendilerini çeşitli tuzakların ortasında buluyorlar. Üstelik gizli kameralarla izlendiklerini fark ediyorlar. Film genç yönetmen Severin Eskeland imzalı.