Cumartesi Kansere karşı pedal

Kansere karşı pedal

09.09.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

A milli takımın 18 bisikletçisi kanserle savaşa katkıda bulunmak için çeşitli illeri dolaşacak. Bu tur sırasında halk hem kanser konusunda bilinçlendirilecek hem de spora teşvik edilecek

Kansere karşı pedal

Bisikletçilerin de kendilerine göre komik hikayeleri var. Kimisi dar giysileri yüzünden espri konusu olmaktan mustarip, kimisi mahalledeki çocukların devamlı bisikletlerini tamir ettirmesinden. İlginç kazalar da geçiriyor bu sporcular. Kayalıklardan uçuyorlar, yola fırlayan ineklere çarpıyorlar. Bu hikayeler çok kez başından geçen Türkiye A milli takım bisikletçileri, Roche'un "Mavi Bisiklet, kanserde erken tanı için yolAçık" kampanyası çerçevesinde Bugünden itibaren 23 Eylül'e kadar iki bin kilometre pedal çevirerek kanserle mücadeleye katkıda bulunacak. Kocaeli, Sakarya, Bilecik, Eskişehir, Sivrihisar, Ankara, Kulu, Konya, Akşehir, Eğridir, Isparta, Burdur ve Alanya ve Antalya'yı kapsayan turun amacı halkı kanser konusunda bilinçlendirmek ve sporun kanser tedavisine katkıda bulunduğunu anlatmak. Uğur Marmara: Böyle tur şeklinde uluslararası yarışlar oluyor. Daha önce bu kadar uzun bir parkurda pedal çevirdiniz mi? Uğur M.: Bazı etaplarımız 140 kilometre kadar sürecek ama zaten bu konuda çok deneyimliyiz. Şehir içi turlarıyla toplam mesafe iki bin kilometreyi bulacak. Hiç mola vermeden en fazla ne kadar mesafe bisiklete bineceksiniz? "Kötüleşen arabaya binecek" Hasan Bayraktar: Antrenmanlarda takım arabamız var. Arkadan araba gelir, orada antrenörler olur. Yiyecek ve su ihtiyacımızı onlar karşılarlar. Bunun dışında formalarımızın ceplerine de muz, kek ve çikolata gibi yiyecekler koyabiliyoruz. Yolda acıkırsanız ne olacak, bir restoranda durup yemek mi yiyeceksiniz yoksa yanınızda yolluk mu götüreceksiniz? Hasan B.: Kulüp antrenmanlarında mola yok. Antrenman 100 kilometre ise mola veremiyoruz. Zaten iyi değilsek antrenör izin verir. Bu turda da kendini kötü hisseden olursa arabaya binebilecek. Yorulunca istediğiniz yerde durabilecek misiniz? Diğerleri sizi bekleyecekler mi? Mustafa Sayar: Bisikletlerimizi genellikle mekanisyenlerimiz tamir ediyor. Patlak lastik gibi basit arızaların ise üstesinden kendimiz gelebiliyoruz. Diyelim bisikletiniz arızalandı. Kendiniz mi tamir edeceksiniz? Özge Tınaz: Tabii, biraz tehlikeli. Türk halkı bisiklet sporuna çok alışık olmadığı için dikkat etmeyen sürücüler de oluyor. Ama arkadan bizi takip eden arabamız kısmen bir koruma sağlıyor. Çok kalabalık olmayan yolları tercih ediyoruz. Dolayısıyla şehir içinde çok fazla bulunmamaya çalışıyoruz. Şehir içinde trafik çok yoğun olduğu için önümüze çıkan bir araba antrenmanımızı engelleyebilir ve sakatlanmamıza neden olabilir. Şehirlerarası yollarda bisiklete binmek tehlikeli değil mi? "Trafikten destek alıyoruz" Senem Güler: Her türlü kaza olabiliyor. Omzumuz çıkabilir, köprücük kemiğimiz kırılabilir, kafatasımız çatlayabilir. Düşmenin şiddetine bağlı. Karşımıza aniden motosiklet ya da araba çıkabilir. Dikkatsiz yayalar olabilir. Trafikten destek alıyoruz, önümüzde ve arkamızda eskort arabalar oluyor. Böyle uzun bir yolculukta bir bisikletçinin başına neler gelebilir? Uğur M.: Şehir girişlerinde halkın da katılacağı bir gezi olacak. Orada bir de parkur oluşturulacak. Bu parkurda bisiklete binmek isteyen her kişi adına Roche 50 YTL bağış yapacak. Kampanya sonunda toplanacak para bu rota üzerindeki illerde mamografi merkezlerinin kurulması için Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Daire Başkanlığı'nın oluşturacağı fona aktarılacak. Bisikleti olmayan ama bisiklete binmek isteyenler için yanımızda fazladan 50 bisiklet götürüyoruz. Bizim geçtiğimiz o parkur daha sonra halkın kullanabileceği bisiklet yollarına da dönüştürülebilecek. Böylece yolumuzun geçtiği şehirlerde kalıcı bir şey de bırakmış olacağız. Gittiğiniz şehirlerde ne yapılacak? "Avrupa'da her evde bir bisiklet var" Hasan B.: Benim babam akciğer kanserliydi. 2004'te vefat etti. Ayrıca önümüzde Lance Armstrong gibi bir örnek var. Armstrong 1997'de kanser olduğu için spora ara verdi. Sonra yeniden yaşama sevincine kavuşup bisiklete dört elle sarılıp kanseri yendi, yedi yıl üst üste Fransa turunu aldı. Bu turun amacı da insanlara bu bilinci ve bisiklet kültürünü aşılamak. Mesela Avrupa'da her evde bir bisiklet vardır. Şehir içinde bisiklet kullanımı çok yaygındır. Ama Türkiye'de her evde bir bisiklet değil, bir araba var. Aranızda kanserli bir yakını olan var mı? Mustafa S.: Çünkü mavi huzurun, sağlığın, rahatlığın rengi. Bu etkinliğe "Mavi Bisiklet" denmesinin özel bir nedeni var mı?