Cumartesi Kardeşleri The Beatles üyelerini anlatıyor...

Kardeşleri The Beatles üyelerini anlatıyor...

15.09.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

The Beatles’ın bir efsane haline geldiği döneme yakından tanıklık eden John Lennon’ın üvey kız kardeşi Julia Baird ve Paul McCartney’nin abisi Mike McCartney anılarını paylaştı

Kardeşleri The Beatles üyelerini anlatıyor...

Bu yıl müzik tarihinin efsanevi gruplarından The Beatles’ın kuruluşunun 60’ıncı yılı. Beatles’ı Beatles olduğu ünlü kulüp The Cavern’da sahneye çıkmalarının ise 50’inci yılı. The Cavern Club’daki kutlamalar yıl boyunca devam ediyor. Kulübün yönetiminde çok özel bir isim yer alıyor: John Lennon’ın üvey kız kardeşi Julia Baird. Bu kutlamalar sırasında Julia ile bir araya geliyoruz. Ondan abisi John’u dinliyorum. Şehrin bir başka yerinde bir başka kardeş daha var: Mike McCartney. Mike’ın kardeşi Paul’a olan benzerliği gözlerden kaçmıyor. Bir yandan bana Cook Street’deki Editions Galerisi’nde devam eden sergisi “Liverpool At Its Best”i gezdiren Mike bir yandan da Paul McCartney’i anlatıyor.

Haberin Devamı

Julia Baird: “John herkes tarafından sevilmek istiyordu”

Lennon’un üvey kız kardeşi Julia Baird’in kardeşi ile ilgili çıkardığı kitap; “John Lennon-Anlatılmamış Hikaye”de bugüne kadar bilinmeyen gerçekleri açıkladığını iddia ediyor. Julia Baird, Beatles’ı ünlü yapan kulüp The Cavern’in yönetiminde. Oldukça alçakgönüllü ve samimi biri. Ünlü Cavern Kulübü’nde Milliyet’le görüşen Baird; “John hâlâ yaşıyor olsaydı elbette burada çalıyor olacaktı. Cavern’in duruşu ile diğer kulüplerden ayrılması ve kaliteli müzik yapması, sanatçıları kadar konuklarını da seçkin kılıyor. Özellikle gençlere fırsat tanımak misyonlarından biri” diyor. Baird, “Bugüne kadar abim John annesi tarafından terk edilip teyzesi tarafından büyütülmüş gibi gösterildi. Oysa gerçekler bambaşka. Bütün gerçekleri kitabımda anlattım. Abim Lennon’ın bütün başarıları kendisini terk eden annesi Julia’nın yerine onu büyüten teyzesi Mimi’ye bağlandı. Oysa Mimi, Liverpool sosyal servislerinin de yardımıyla küçük bir sosyal konutta ‘günah içinde yaşayan’ Julia’yı ‘uygunsuz bir ebeveyn’ olarak kayıtlara geçirtmeyi başararak abimi annesinden kopardı ve ‘doğruların evi’ olarak gördüğü kendi evine almayı başardı. Hepsi bu. Her ne kadar Mimi’ye kısa bir otobüs yolculuğu uzaklığında yaşadıysa da John çocukluğu boyunca annesini ziyaret etmekten alıkonuldu ve ona annesini reddetmesi öğretildi” diyor. Eski bir öğretmen ve eğitim psikoloğu olan John’un kız kardeşine göre teyze Mimi’nin John’u annesinden uzak tutma yönündeki tavrı sevgi ve endişeden değil, kız kardeşine duyduğu çocukluklarına dayalı kıskançlıktan ve rekabetten kaynaklanıyordu. Kız kardeşi Julia’ya göre annesinden ayrı kalarak büyük acı çeken John, 1958 yılında onu trafik kazasında kaybettiğinde büyük bir travma yaşadı. Daha sonra Yoko Ono ve oğlu Sean ile bir hayat kuran Lennon’ın kız kardeşi Julia, “Acı ve kayıplarla dolu çocukluğun ardından geçen yıllar onu sevgi ve ilgi arayışına sürükledi” diyor ve devam ediyor: “O bütün dünya tarafından sevilmek, bu konudaki eksiğini gidermek istiyordu. Ama aslında John, hayatını düzenleyecek bir anne figürü arıyordu. John mutluluğu Yoko Ono’nun ona sunduğu güvenlik duygusunda buluyor ve çocuk-adam rolünü oynuyordu.”
Julia şimdi yönetim kurulunda olduğu ünlü Cavern Kulübü’ne ilk kez bir genç kız olarak gittiğini belirterek, “Harikaydı, duvarlarından ter damlıyordu, hâlâ da öyle.” diyor. Beatles’ı çalarken görmediğini de belirten Julia Baird, “Keşke görebilseydim. O zamanlar dışarı çıkmak çok kolay değildi. Birisinin getirmesi gerekirdi” sözleri ile o günleri anlatıyordu.

Haberin Devamı

Julia Baird: “Lennon 1980 yılında vurularak öldüğünde herkes birkaç yıl içinde unutulacağını sanıyordu ama zaman bunun aksini gösterdi. Çünkü onu efsane yapan müzikteki dehasından çok duruşuydu.”

Haberin Devamı

Paul McCartney’in kardeşi Mike McCartney; “Annemizi genç yaşta kaybetmeseydik Paul da ben de başka işlerde olurduk”

Ünlü müzisyen Beatles grubunun efsanevi solisti Paul McCartney’in kardeşi Mike, fotoğrafçılığının yanı sıra aynı zamanda bir müzik adamı. Scaffold adlı bir müzik grubunun elemanı olan kardeş McCartney, grubuyla pek hoş şarkılara imza attığı gibi 1974 yılında Paul’la birlikte bir solo albüm yaptı. Mike müzisyenliğin yanı sıra tanınmış bir komedyen. Paul’a olan benzerliği dikkat çekiyor. Kardeşi Paul’un 1960’larda kendisine hediye ettiği Nikon F kamera ile fotoğrafçılığın en büyük zevki olduğunu söyleyen Mike; “Kapıda kahverengi kutunun içinde Nikon F çıkınca çok heyecanlandım. Hemen Paul’u arayarak defalarca teşekkür ettim. O tarihlerde Nikon F kamera Rollys Royce gibiydi” diyor.

Haberin Devamı

Onlarca yıl boyunca ikinci McCartney olan Mike, kardeşinin ününü kullanmaktan kaçındı. 20 yıl boyunca Michael McGear’i sahne adı olarak kullandı. Aslında Beatles’ın “All You Need Is Love” videosunda yer almış ve “Let‘em in”de de kardeş Mike olarak boy göstermişti. Ancak sonuçta karşılaştırıldığında çok daha az olan ününü kendi yarattı.
Ona kardeşi farklı bir yol seçseydi, kendisinin hâlâ bu galeride olup olmayacağını sordum. Cevabı
“1956 yılında kaybettiğimiz annemiz yaşasaydı ne Paul bir rock grubuna katılabilirdi ne de ben bir komedyen olabilirdim” oldu. Ona göre anneleri yaşasaydı, kendisi ya Başbakan Michael, ya bürokrat Michael ya da Papaz Michael olabilirdi, Paul da solist olamazdı. Kanserden ölen annelerinin yerini babası doldurmuş: “Babam bize hem annelik hem babalık yaptı. Babamın müziğe ilgisi vardı, piyano çalardı. Paul pek ilgi duymamıştı piyanoya. Ama gitara sahip olduktan sonra elinden bırakmazdı.”
Mike kardeşinden “Bizim oğlan” diye söz ediyor ve “O benim kardeşim” diyen Mike, “Her ne kadar onunla gurur duysam da niye onu sömüreyim ki?” diye soruyor: “Pek çokları seçiminizi anlamıyor, delilik olarak görüyor. Size pek çok şey kazandırabilecek bir şeyi reddetmenize inanamıyorlar”. Mike, Paul McCartney’in kardeşi olmanın kendisine acı vermediğini söylüyor. Ancak yine de insanların kendisine dikkatle bakmaları ve onu dikkatle dinlemelerinin ardında kardeşinin ününün bulunduğunu biliyor.

Haberin Devamı

“Acaba hiç Paul’ün yerinde olmak ister miydi?” diye sorulunca, “Neden ki, ben çok mutluyum” diyor ısrarla: “Üç çocuğum, altı torunum ve 30 yıllık mutlu bir evliliğim var, neden başkasının yerinde olmak isteyeyim ki?”