Cumartesi "Kavalalı kurabiye paşa"

"Kavalalı kurabiye paşa"

25.02.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Edirne'deki Keçecizade Pastanesi'nin badem ezmesi, badem kurabiyesi ve lokumu da ünlü ama en özel ürünü bademli Kavala kurabiyesi

Kavalalı kurabiye paşa

Ama ben Edirne'de mutlaka gidilmesi gereken Keçecizade Pastanesi'ni ve de bu pastanenin tadılması mutlaka gereken bademli Kavala kurabiyesini okuyucularıma doğru dürüst anlatamadım.Keçeçizade Pastanesi 1961 yılından bu yana Edirne'de faaliyetini sürdürüyor. Badem ezmesi, badem kurabiyesi, lokumu da ünlü ama bademli Kavala kurabiyesinin tadı bambaşka.Balkan ülkelerinde gezip dolananlar bu kurabiyenin Balkanlar'ın özel kurabiyesi olduğunu, özellikle bu kurabiyenin Kavala şehrinin özel tatlısı olması nedeniyle Kavala kurabiyesi diye adlandırıldığını anlatıyorlar. Edirne'nin tarihini, Edirne'deki tarihi eserleri çok seviyorum. Edirne'de tanıdığım Köfteci Osman ile Ciğerci Kazım'ı şimdilerde birçok dostum tanıdı, öğrendi. Edirne'ye köfte ve ciğer yemeye gidenler çoğaldı. Bademli Kavala kurabiyesi beyaz, ay şeklinde kıvır kıvır, bayatlamayan bir kurabiye. Kutu içinde evde uzun süre saklamak mümkün.Edirne'nin Fahri Yücel isminde bir valisi vardı. 2004 yılında 46 yaşında kaybettik. Fahri Yücel Edirne'de eski eserleri restore etmek için çırpınırken eşi Perihan Yücel de onun hep yanındaydı. Bana Keçecizade'nin bademli Kavala kurabiyesini Perihan Yücel tattırmıştı. "Bu kurabiye Edirne'nin damakta kalan tadıdır" demişti.En iyisi imkanınız varsa Edirne'ye gidin. Edirne'de damak tadı da var başka tatlar da... Tarih var. Ben Edirneli değilim. Edirne ile tek bağım, Edirne sevgim. Özellikle İstanbulluların iki saat uzaklıktaki bu tarihi şehri görmemelerine çok üzülüyorum.Belki de bu nedenle tekrar tekrar Edirne'yi öven yazılar yazıyorum.Edirne "çoluk-çocuk" herkesin görmesi gereken (Yabancılar buna "must" diyor) bir Osmanlı şehri.Osmanlılar Rumeli'ye Çanakkale Boğazı'nı aşarak 1354 yılında geçti. Edirne 1361'de alındı. Aynı yıl başkent oldu. Osmanlı askeri örgütü ve Enderun okulu Edirne'de kuruldu. Osmanlılar Edirne'de çok sayıda eser yaptı. Damakta kalan tat Vali Fahri Yücel ölmeden önce ÇEKÜL Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen'le birlikte Edirne'de valinin gayretiyle yapılanları görmüştük.Edirne müdafaası için şehir çevresine yapılmış 18 tabyanın en büyüğü Hıdırlık Tabyaları'nın kazısı bitmişti. 1609 yılından kalma Ekmekçizade Ahmet Paşa Kervansarayı restore edilerek uluslararası fuar merkezine dönüştürülüyordu. 1450'de Sultan II. Murad zamanında yapımına başlanan Yeni Saray restore ediliyordu. Erken Osmanlı dönemi camilerinden Darül Hadis Camii ibadete açılmıştı. Şahabeddin Camii'nin onarımı tamamlanıyordu. Bir zamanlar hapishane olarak kullanılan Deveci Han onarılarak kültür merkezine dönüştürülmüştü. İstanbul'da bu büyüklükte bir kültür merkezi yoktur. Muradiye Camii'nin onarımı devam ediyordu. Tarihi Meriç (Mecidiye) Köprüsü başındaki Gümrük Karakol binası restore edilerek belediyeye devredilmişti. Şehir içindeki İtalyan kilisesi, sinagog, Tütünsüz Baba Türbesi restore ediliyordu. Hadrianus Kalesi'nin ayakta kalan burçları ve eski saat kulesinin çevresi temizlenmiş, arkeoloji parkı haline getirilmişti.Şehir içinde tarihi değeri olan çok sayıda bina, vakıf tarafından satın alınarak onarılmıştı. Bunların bir kısmı müzeye dönüştürülmüştü. Bazıları kamu kuruluşlarının ve sivil toplum kuruluşlarının kullanımına verilmişti.İmkanı olanlara, Edirne'ye gitmelerini tavsiye edeceğim.Meriç nazlı nazlı akıyor. Meriç'in üzerinde II. Mahmud zamanında yapılan tarihi köprü insanı etkiliyor. Çevre tertemiz. Yemyeşil. Tarihi eser dolu Edirne'ye gidenler tabii ki Selimiye, Üç Şerefeli Cami ile Ulu Cami'yi görecek ama ben daha başka görülecek yerlerin listesini de vereyim: Adrian Kulesi-Saat Kulesi, Hafız Ağa Konağı, Saray-ı Atik Hamamı, Bahai Bahçesi, Karanfiloğlu Sokağı, Ekmekçizade Ahmet Paşa Kervansarayı, Karaağaç Semti, Trakya Üniversitesi'ne verilen eski Karaağaç Tren İstasyonu, Lozan Müzesi, Pazarkule Hudut Kapısı, Arda-Meriç nehirleri birleşme noktası, Karaağaç Dr. Bahattin Öğütmen Konağı, eski Maarif Caddesi, Darr-ü Şifa, Sarayiçi Adalet Kasrı, Deveci Han Kültür Merkezi, Muradiye Camii de görülmeye değer yerler.Edirne'ye gidince Selimiye Camii'nin hemen önündeki dostum köfteci Osman'dan (Osman Almadık, tel: 0284 212 77 25) mutlaka köfte yiyeceksiniz (Selamımı söyleyin). Biraz ötedeki çorbacı Hakkı Baba'nın (Hakkı Bulut, tel: 0284 213 63 38) çorbasını mutlaka içeceksiniz. Edirne'nin yaprak ciğeri meşhur. En ünlü ciğerci ise Kazım usta (Kazım Gilan, tel: 0284 212 12 80). Edirne'den ayrılırken dostlarınıza Edirne'nin "aynalı süpürgesi"ni veya başka el işlerinden almak isterseniz Etur el sanatları mağazasına (tel: 0284 214 40 26) uğrarsınız. Keçecizade Pastanesi'nin (tel: 0284 225 24 81) bir merkezi iki de şubesi var. Eşe dosta da birer kutu alırsınız.Unutmayın, Edirne'nin beyazpeyniri de ünlü. Sakın tazesini almayın. Küçük teneke kutularda buzhanede dinlenmiş olanları satılıyor. Beyazpeyniri de ünlü