Cumartesi Kaybet-kaybet oyunu!

Kaybet-kaybet oyunu!

04.02.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hangi "hımbıl" yatakta sevgilisiyle poz vermiş; hangi "mutant" ünlümüz eğlencelik velet kocasıyla "Brezilya dizisi"ne soyunmuş; başka başkasının program promosyonu aşkı bitmiş mi bitmemiş mi? Aşk bu mu? Sevdaaaa bu mu?

Kaybet-kaybet oyunu

www.ilhanuckan.com Faks: (0212) 505 63 88 Küçücük toy oğlanlar, adı anılsın, sağdan soldan kıvırtırken şanı yürüsün hesabıyla eğlencelik ucuz jigolo muamelesini kendi hanesine artı yazılacak zavallılığıyla sıraya durdu...Elde var sıfır!Kaybet-kaybet oyunu!Fon müziğimiz Transglobal Underground ve Natasha Atlas'tan "Ali Mulla"... Gerçi fazla kaliteli bir parça ama denge için şart. Belki şarkının akılcı ağırlığı ortamdaki ilişkilerin sıradan ve "tamamen duygusal" hafifliğine azıcık da olsa farkındalığa özendirici bir hava katar.Hangi "hımbıl" yatakta sevgilisiyle poz vermiş, hangisi daha güzel vermiş pozu; hangi "mutant" ünlümüz eğlencelik velet kocasıyla "Brezilya dizisi"ne soyunmuş; dahası hangisi minik ün meraklısı çocukcağızla nikah dedikodularını meydana salmış; başka başkasının program promosyonu aşkı bitmiş mi bitmemiş mi...Aşk bu mu?Sevdaaaa bu mu?Hadi bakalım hep beraber gerdan kırıyoruz tam burada...Şarkıda "Ya Rabbi Subhanallaaaaaaahhhh" diyor Natasha Atlas gerçek "aşk ritmi"nin matematiğini hissettirirken...Ya leyli, yaaa... Millet kadınların erkekleri damızlık gibi kullandığını tartışadursun, peki ya erkekler kadınlara ne gözle bakar oldu? Ben bu et pazarlıklarının bu kadar aleni tanığı olmaktan, izlemekten, sessiz kalmaktan, razı olmaktan, anlamazdan gelmekten, sanki gerçek gibi şovlardan çok ama çok sıkıldım! Ya siz?Her şeyin bu kadar ucuz olmasından, nikahın, evliliğin, aşkın, tutkunun, ilişkilerin bu kadar orta malı gibi ortalığa dökülmesinden, "İkizlere şapkaaaa" diye başına sutyen geçirip satan pazarcılar gibi en özel şeylerimizin; ilişkilerimizin, haz kaynaklarımızın, hayatlarımızın "Hadeeeey bedava bunlaaaarrr" diye değersizleştirilmesinden böh geldi!Müziğin tam bu kısmında ara verip göbek atacağım, bekleyin...Seda'ya bir kalça!Bülent Ersoy'a sağlam bir omuz, diğer her türlü ıvırımıza zıvırımıza kocaman bir yallllaaaah çekip Red Bull'un promosyon paketinden çıkan "Kusma torbası"nı hizmetinize sunuyorum.O da ayrı mevzu. Bilseler benim enerji içeceklerine "karşı kampanya" başlattığımı bana bulaşırlar mı? "Yapay her şeye karşı kampanya!" İşte Bilirkişi olarak yazıyorum: Uzak durun!İlişkiyi borsaya çevirenlerden, yatak döşeğini vitrine serenlerden, hatta değer biçenlerden, cesareti enerji içeceklerinde, alkolde, uyuşturucuda arayan zavallılardan; hepsinden uzak duralım!Birileri de çıkıp enerji içeceklerinin gece kulüplerinde nasıl ve ne ile kullanıldığından, ne etki yarattığından, bağımlılığından söz etse hiç fena olmaz.Ama kendinizden uzak durmayın da ne yaparsanız yapın, yoksa aklınızla aranıza giriverirler vallahi, ben bile kurtaramam! İyi oyunlar herkese... Bugünkü yazımın ana fikri şu: Etrafınızdaki çiftleri inceleyin ve birlikte olma nedenlerini sorgulayın. Peki siz neden birliktesiniz? Ödev konusu ÇEKİNMEYİN SORUN! DAHA İYİSİNİ BİLENİNİZ VARSA DA ANLATSIN! İki yıl önce nişanlandım. 4,5 yıldır beraberiz ama nişanlım arada bir tuhaflaşıyor. Yani eski ilgisi ve yumuşaklığından eser kalmıyor. Bunu onunla da paylaştım ama iş stresi diyor. Evet, işyerinden dört aydır maaş alamıyor ve işten çıkmaya karar verdi, bunları biliyorum, yalan söylemiyor, ben de şahidim bu duruma ama ben de kadınım ve ilgilenildiğimi hissetmek istiyorum çünkü ben sürekli ona moral veren oldum. Sanki benim sıkıntı anımda o benim kadar duyarlı değil. Çok acı çekiyorum. Bana biraz fikir verin. Artık ne yapacağımı sağlıklı düşünemez oldum. Saygılarla... "Ben de kadınım ve ilgilenildiğimi hissetmek istiyorum!" * * *Nişanlınızın gerçek bir problemi olduğuna göre pek de "tuhaflaştığını" söyleyemeyiz değil mi? Ama bu "iş stresi" problemine ayrıca size karşı duyduğu "güvensizliği" de ekleyebilirsiniz. Muhtemelen sizden manevi bir destek istiyor, bunu kendisine de tanımlamakta güçlük çekiyor ve aradığını sizde bulamayınca da işte böyle "tuhaflaşıyor". Hepimizin omzuna yaslanacak birine ihtiyacı var. Sanırım bu ihtiyacı sizinle karşılayamıyor. Yoksa iki yıldır nişanlı kalmaz evlenirdiniz! Yapmanız gereken, "Bunu da atlatırsın canım" demek değil, sıkıntıları "birlikte olarak" atlatabileceğinizi güçlü bir şekilde iletmek. Elbette bunu inanarak söylemeniz gerekiyor. Yine de olmuyorsa, sorun başka yerde demektir. Tamer Karadağlı-Arzu Balkan, Hüsnü Şenlendirici-Nazire Şenlendirici-Deniz Seki, Bülent Ersoy-Armağan Uzun, Pınar Aylin ve kocası, Tuba Altıntop-Rafet El Roman, Ebru Gündeş-Osmantan Erkır, Çağla Şıkel-Emre Altuğ, Banu Alkan-Murat Taşdemir, Hülya Avşar-Sadettin Saran, Demet Akalın-Oğuz Kayhan, Seda Sayan ve aşkları... Ve daha niceleri... Brezilya dizileri gibi... Yan yana sıralayınca ne fena görünüyor değil mi? Aman öpmeyelim... Öptüm sizi