Cumartesi Keçiboynuzlu kurabiyeler geliyor!

Keçiboynuzlu kurabiyeler geliyor!

09.11.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Gıda mühendisliği öğrencileri "en fonksiyonel gıda"yı üretmek için yarıştılar. İnsanlar şimdiden arayıp kırmızı pancar marmelatının tarifini istiyor

Keçiboynuzlu kurabiyeler geliyor

İTÜ Gıda Mühendisliği Bölümü ve Dünya Gıda Dergisi işbirliği ile gerçekleşen Proje Yarışmasının bu yılki konusu fonksiyonel gıdalardı. Tüm gıda mühendisi öğrencilerine açık olan yarışmaya 10 proje katıldı. Yaratıcılık ve özgünlüğün ilk şart olduğu yarışmada dört proje ödül kazandı. Palatinit adlı şirket de yarışmanın sponsorluğunu üstlendi. İTÜ Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu "Fonksiyonel gıdalar normallerinden daha pahalı değil" diyor. Fonksiyonel gıda nedir? İnsan vücudu üzerinde olumlu etki yapacak öğelerle zenginleştirilmiş ya da olumsuz olabilecek öğelerden arındırılmış gıda ürünleridir. Bu ürünlere, daha sağlıklı bir yaşamı mümkün kılabilecek çeşitli hastalıklara karşı korunma sağlayabilecek nitelikler kazandırılır. Türk pazarında bu anlamda çok yaygın değiller galiba... Değil ama artacaktır çünkü bu bakış açısı yaygınlaşmaya başladı. Şu anda Türkiyenin ekonomik durumu itibarıyla insanlar ekmeği zor alırken fonksiyonel gıda almaları saçma gibi düşünülebilir ama ekonomik açıdan pek farkları yok. Yurtdışında pazarı çok büyüyor. Türkiyede de bir hareketlenme var, o hareketlenme de en çok düşük kalorili gıdalarda. Sağlıklı bir yaşam için bu gıdalar gerekli. Nasıl oluştu bu proje? Dünya Gıda Dergisiyle beraber İTÜ Gıda Mühendisliği Bölümü yıllardır işbirliği içinde. Biz derginin yayın kurulu üyeliğini de yapıyoruz. Geçtiğimiz yıl gıda mühendisliği eğitimine katkıda bulunacak bir faaliyet düzenlemek için 16 Ekim Dünya Gıda Gününe bu etkinliği planladık. Geçen yılki yarışmada proje konumuz "Temel besinimiz ekmek ve yeni teknolojiler"di. Bu yıl da daha güncel olan fonksiyonel gıdalar konusunu hedefledik. Bu yarışmayla neyi amaçlıyorsunuz? Amacımız eğitime katkıda bulunmak. Bu tür proje yarışmaları öğrencilerin sahip oldukları bilgileri daha da aşarak yeni fikirler yaratma olanağı ve sunuş becerilerini artırmayı sağlıyor. Diğer üniversitelerden de katılım oldu mu? Evet ama genelde İTÜ ağırlıklıydı. Hedefimiz Türkiyedeki 22 gıda mühendisliği fakültesi öğrencilerinin de yarışmaya ilgi göstermesi. Bunun her yıl tekrarlanan, uzun yıllar devam edecek ve genelekselleşecek bir proje olmasını hedefliyoruz. Katılan projeleri neye göre değerlendirdiniz? Kazanan projelerin hepsinin çok özgün tüketici grupları seçip ürünlerini geliştirmiş olmaları çok hoş. Ürettikleri gıdalar gerçeğe yakın ve fikirlerini üretime dökebildiler. Bu anlamda Palatinit Firması ve Divan Pastaneleri bize destek oldu. Böylelikle öğrenciler fikirlerini pratiğe dökebildiler. Biz projeleri değerlendirirken sadece bilimsel tutarlılık gerekçelerine göre karar verdik. Ürünleri görmeden seçtik çünkü önemli olan projenin Adan Zye hazırlanışı ve sunuluşuydu. Nasıl tepkiler aldınız? Ürünlerin şu anda piyasada satıldığını düşünen tüketiciler oldu. Bir yemek programından arayıp ürünlerin tarifini istediler ancak bunları evde herkes yapamaz. Satışa sunulması için de talep var. "Ürünlerimizi piyasaya sürmek istiyorlar" Birincilik ödülü alan "Kadınlar İçin, Kadınlara Özel, Keçiboynuzlu Kurabiye" adıyla menopoz dönemindeki kadınlara yönelik bir ürün hazırlayan Selin Dinçer, Sibel Kara ve Müge Balta projeleri için "Menopoz dönemindeki kadınlara yönelik fazla gıda olmadığı için hedef kitlesi olarak bu kadınları belirledik. Keçiboynuzu kakaonun lezzetinin aynısını veriyor. Üstelik daha sağlıklı, daha ucuz ve kalorisi daha düşük. Ayrıca doğal östrojene sahip olduğu için soya unu ve soya sütü denendi. Çünkü menopoz dönemindeki kadınların kemik erimesine ve göğüs kanserine yakalanma riskini azaltıyor. Doğal tatlandırıcı olduğu ve tazeliğini uzun süre koruduğu için isomalt; kolesterol içermediği için inülin kullanıldı. Divan tesisleri ürünleri geliştirip üretmeyi düşünüyor" diyorlar. Soya sütlü dondurma "Soya Sütlü Diyabetik Dondurma" adlı projelerini Ümit Mete ve İlknur Altınsoy şöyle anlattı: "Soya, Japon ve Çin mutfağında yaygın. İnek sütünden daha ucuz ve vitaminli. Sindirimi de inek sütüne göre daha kolay. Üç denemede yenilebilir bir ürün elde ettik. Bir bardak soyadan elde edilen 8 litre soya sütü belirli işlemlerden geçince daha içilebilir lezzette oluyor." Zeytin reçeli "Tatlı Fırıncılık Ürünlerine Kalple Dost ve Diyabetik Yaklaşımlar" adıyla şeker hastalarına yönelik bir proje geliştiren ve ikincilik kazanan Cansu Aydost, Özgenur Telyak, Müge Sarper ürünlerini şöyle anlattı: "Hedef kitlemiz şeker ve kalp hastaları. Ülkemizde fındık üretimi çok olduğundan fındık yağını kullandık. Tamamen zeytinyağı faydasına sahip ama tadı zeytinyağından farklı. Zeytini de değişik bir formda kullanmak için reçel yapmaya karar verdik."