Cumartesi Kedi Müzeleri

Kedi Müzeleri

16.11.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Kedi Müzeleri

***Cat Cabinet-Hollanda Kedi Müzesi: Bu müze kasabanın ünlü John Pierpont Morgan adlı kedisinin ölümü üzerine sahibi ve arkadaşı Bob Meijer tarafından 1990 yılında kurulmuş. Müzenin içinde yalnızca dünyanın ünlü çizerlerinin ve ünlü kedi çizerlerinin suluboya, çini ve kurşunkalem desenleri yer alıyor. Ayrıca müzenin bir de kitap bölümü var. Burada kediler üzerine yazılmış ya da kahramanı kedi olan kedi kitapları satılıyor. Ama ne yazık ki, kitapların hepsi Hollandaca basılmış. ***Moskova Kedi Müzesi: Bu müze 1932 yılında bir kedisever olan Abramov tarafından kurulmuş. Dünyanın belki de en zengin kedi figürü biblosuna ve kedi figürlü eşyalarına sahip olan Abramov, önceleri evinde eşine- dostuna sergilediği bu değerli parçalarını daha sonra tüm kediseverlere açmayı düşünmüş ve oturduğu apartmandaki dairesini bir müze haline getirmiş. Bugün kendisinin de yaşadığı bu ev, tavanından duvarına kadar kedi ürünleriyle doluymuş. Abramov ziyaretçilere müzenin çıkışında, üstünde kedi logosu olan kedi şarabı adını verdiği bir de içecek sunuyormuş. ***Kutching Müzesi: Kutching, Malezyada bir kentin adı ve Malezya dilinde "kutching" kedi anlamına geliyor. Tabii böyle olunca kentin logosu da, maskotu da bir kedi. Kentin yöneticileri, "Mademki, bu kentimizde yaşayan insanlar için en saygıdeğer, en sevimli, en kutsal hayvan kedi, üstelik kentimiz de onun adını taşıyor, öyleyse dünyanın tek ve en önemli kedi müzesini bizim yapmamız gerekir," demişler ve Kutching Müzesini kurmuşlar. Bu müzenin teması, kedinin dünya ülkelerindeki yeri ve tarihsel süreç içindeki konumunu anlatan bir özellik taşıyormuş. Ama ne yazık ki, müzeyle ilgili bir görüntüye ve daha fazla bilgiye ulaşamadık. Herhalde hâlâ kuruluş aşamasında.***Biri de İsviçrenin Basel kentinde Rosemarie Müller Kedi Müzesi: Müzenin içi kedilerle ilgili değerli antika parçalarla doluymuş. Ayrıca müzede iki de gerçek kedi bulunuyormuş. Müze bahçesinin dışında, üzerinde kara kedi başı bulunan, sarı renkli, müzenin bir bayrağı varmış. Çevresi kalın duvarlarla çevrili olan müzeye her hafta 200e yakın ziyaretçi geliyormuş. Bunlar da çevre okulların öğrencileri ve kedi dostu kişilermiş.***Belki kedi müzesi, köpek müzesi gibi düşünceler bazılarınıza çok saçma gelebilir, ama unutmayın ki MÖ 2000 yılından bu yana, insanların tahıllarını, yiyeceklerini korumak için özveriyle bekçilik yapan ve onunla yaşayan kediye; insanoğlunun da, onlar anlamasa da, bir saygısı olsun. Leonardo Da Vincinin dediği gibi, "Kedi gerçekten de bir sanat harikasıdır". Tabii köpekler ve tüm hayvanlar gibi... Yazara e-mail Bu yılki Frankfurt Kitap Fuarına gezim sırasında kentte dolaşırken, bir kitabevinin arka sokağında yolum bir kedi mağazasına düştü. İçeriye girdiğim zaman gerçekten çok şaşırmıştım. Her taraf yüzlerce kedi figürüyle doluydu. Şöyle söylesem daha doğru olacak: Kedi figürü değil, dükkânın içinde ne varsa her şey kediydi. Kedinin bulunmadığı hiçbir nesne yoktu. Yalnızca bir satranç masasının üzerinde sekiz tane köpek figürü vardı. Bu da, kedilerle köpeklerin satranç tahtası olduğu için... Şömine için kürek mi alacaksınız? Bardak mı istiyorsunuz? Tuzluk, biberlik mi? Havlu mu? CDlik mi? Minik kütüphane mi? Halı mı? Gömlek, tişört, kalem, tabak, çatal, saat, takvim; daha aklınıza ne gelirse, her şey kediden üretilmişti. Öylesine yaratıcı ve öylesine sanatsal eşyalardı ki anlatamam size. Büyülendim desem doğrudur. Aslında bana ilginç gelen, dükkânın kediseverlere yönelik ürünler satması değil; kediyle ilgili dünyanın her yerinde üretilmiş ürünlerin bir mağazada toplamış olmasıydı. Fuar dönüşünde arkadaşım Nilüferle birlikte bir araştırma yaptık. Dünyada gerçekten bu denli çok kedisever varken, acaba dünyamızda kaç tane kedi müzesi var diye. Bizim ülkemizde olmadığını biliyoruz. Sonunda kitaplardan, internetten ve bilgilerine güvendiğimiz dostlarımızdan dört tane müze olduğunu bulduk. Müzeleri görmedik ama, doğrusunu isterseniz, edindiğimiz bilgiler bu müzelerin hiç de Frankfurttaki kedi mağazasından (bir tanesi hariç) hiç de başarılı olmadığını bize anlattı.