Cumartesi Kokoşlar Kulübü!

Kokoşlar Kulübü!

01.01.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Boşuna mı evlendim? Kocam çalışsın! Kokoş olmak varken işkadını olacak halim yok ya!

Kokoşlar Kulübü

Geçen gün e-kolaydan Melike Birgölge bana gene zorlu sorularından sordu; "2004 yılından ne ummuşum ne bulmuşum, bu yıldan neler bekliyorum?" gibi sorular... Bir yılım film şeridi gibi gözümden geçsin diye ıkındım ıkındım, yok, zamanı yıllara bölebilmek kolay mı, e-kolay? Hatırladığımız son şey Semra hanım... O da şükür ki hayatıma giremeden kaybolup gidecek... Ama Melikeciğim Perihan Mağdene sorsaydı, herkesten çok sanki onun bir yılı işte Semra hanımcığıyla geçti... Siz ne beklersiniz bilemem ama benim "yeni" yıldan bir beklentim varsa o da yan gelip yatmak. Geri kalan zamanlarda da, o brunch senin, bu mağaza benim, nerede manikür, orada dedikodu türünde yıla yayılmaktan ala fikir gelmiyor aklıma... Boşuna mı evlendim? Kocam çalışsın! Kokoş olmak varken işkadını olacak halim yok ya! Uyanın yani! Kariyer denen şey kocalar için "gereklilik" olarak konmalı ideale... "Kendi ayaklarım üzerinde durmak istiyorum" tarzı illüzyon konuşmalar, daha yürümeyi yeni öğrenenlerin ekonomik tuzaklara düştüğünün resminden başka bir anlam ifade etmiyor... İnsan zaten kendi ayakları üstünde durur, abuklaşmayın...İşte Bilirkişi olarak yazıyorum: Gri tayyörlere, beyaz, yakalı çirkin gömleklere, sıradan ayakkabılara, yorgunluktan arta kalmış az zamanlarda aşksız kalmalara bir dur deme yılı olmalı artık bu yıl. Ekonomiye zarar yılı, ne hayrımıza olur bilemem ama... Yok yani, tembellik denen güzel şey hakkımız değil mi bizim! Kadınlığın hakkını vermek lazım!Madem öyle, "Kokoşlar Kulübü"nü hizmetinize sunarım! Yalnız "saf kadınlar" kulübe üye olamaz! Üye olmak için referans göstermeniz şart! Kocacığınızın hangi kötü huyunu değiştirebildiniz? Sevgilinizi kimin elinden kaptınız? Kaç tane patentli taktiğiniz var?İşte böyle referansları olmayanlar boş yere başvuruda bulunmasın!Üye kabul edilmeyeceklerin özelliklerini yazmayı da görev addederim yani: Konuşurken "yani" demeyenler üye olamaz! Giysilerinizin yüzde 50sinden fazlası kırmızı ve tonlarında değilse, dudaklarınıza sadece parlatıcı sürüyorsanız boş yere ümide kapılmayın! Kabul edilmezsiniz! Bu yıl içinde münasip bir eş sahibi olmayı düşünmüyorsanız zaten üye olamazsınız! Vs... Bugünkü yazımın ana fikri şu: Aman, ölümlü dünyaaa, canım, ölümlü dünyaaaa... Ooohhh... İyi oyunlar herkese... Yeni yıl yeni yıl, herkese kutlu olsuuun, herkes mutlu olsuuunnn..." Oldu mu ocağın biri! E, yeni başlangıçlar falan yapacak mıyız? Valla bana bugünlerde bir baygınlık geldi ki, herkes ortalıkta çarpışan otolar gibi dolaşıyor sanki. Bir yıl daha bitti ya... Öyle fazla önem atfedilen şeyleri sevmem ben... Beklenti-sonuç meselesi velhasıl... İclal Aydın... Şu yazarlık aleminde benim bir zıt karakterim varsa bu ancak İclal Aydındır. Ben ona bakar bakar "Ah bir arkadaş olsak da onu baştan çıkarsam, azıcık ruhuna neşeli çalkantı katsam" diye hayal kurup dururum... Şimdi, İclal Aydın geçenlerde benim pek takıntılı olduğum bir şarkıyı yazmış köşeciğinde... Nilüferin yeni albümünde "Woman In Love"ın Turkish versiyonlamasını dinlemiş falan filan... Nesnel tesadüf şu ki, iki aydır bu eskimeyen şarkıyı Barbra Streisanddan dinleyip duruyorum... Nilüferin versiyonunda şarkıda der ki; "Ben seni seven kadın, benim olman için bilsen neler yapardım..." İclal Aydın yıllarca şöyle anlamış; "Ben seni seven kadın, senin olmak için bilsen neler yapardım..." Aramızdaki farkı bilmem anladınız mı? "Sahip olma" ve "ait olma" farkı yani... İclal Aydına buradan sevgiyle öpücükler yollarım... Öptüm sizi Erkek: Ne işle iştigal ediyorsunuz hanımefendi? Kadın: Aman beyefendiciğim, sizinki de soru mu, sizinle evlendikten sonra nasılsa kokoş olacağım inşallah... Yoksa neden evleneyim ki, güldürmeyiniz... 1 soru 1 cevap ÇEKİNMEYİN, SORUN! DAHA İYİSİNİ BİLENİNİZ VARSA DA ANLATSIN! 26 yaşındayım ve şimdiye kadar hiç sağlıklı bir ilişki yaşamadım. Her şey çok iyi başlıyor. Sonra erkekler benden kaçıyor. Dedikleri de hep aynı; "Sen iyi birisin... Ama olmuyor. Seni kırmak, harcamak istemiyorum"... Artık kendime güvenim kalmadı. Mesela şimdi birini beğeniyorum. Ama yaklaşamıyorum. İlgisini çekmeyi çok istiyorum. Bu çocuğu iki kez gördüm. Burada salsa geceleri düzenleniyor. Onun için salsa bile öğrendim. Onunla iki kere dans bile ettim ama yine de bir resmiyet var aramızda. Yaklaşamıyorum. Erkeklere bir türlü yaranılmıyor. Gerçekten sevdiğinizde sizi sonuna kadar kırıyorlar. Sebebini bilmiyorum ama sizinle paylaşmak istedim bunları... Ö. D. * * *Siz erkekleri kırarsanız, erkekler sizi kıramaz. Boşuna mı "Naz yapın, kapris yapın, eziyet edin" deyip duruyorum. Yaranmaya uğraşmak da neyin nesi? "Öptüm sizi"de İclal Aydın için yazdığım "Ben seni seven kadın, senin olmak için bilsen neler yapardım" meselesine geldik gördüğünüz gibi... "Yaranmaya" çalışacağınıza, "sahibi olmaya" çalışın. Sorumluluktan bu kadar da kaçılmaz ki! Erkeklere göre kadın denen şey zorlu bir maceraysa güzeldir. Öyle "Yeter ki beni beğen, nolur beğeeennn, al beni" diye dolanmak sorumluluğunuzu ona teslim etmek anlamına gelir ki, "Erkek milleti çocuk gibidir" der ninelerimiz, sorumluluğu hissettirmemek en iyi numaradır anlayacağınız. Velhasıl madem salsa öğrendiniz, ona deyin ki; "Ne biçim salsa yapıyorsun!" İşte siz böyle dediğiniz anda ilgisini üzerinizde toplarsınız. Sonra da gülerek "İstersen sana salsa öğretebilirim, biraz zor bir işe soyunuyorum ama... Olsun..." Bu kadar basit... "Erkekler benden kaçıyor!" Biraz da istatistik Zarif Yüzde 20.00Giyinmeyi bilen Yüzde 17.68Güzel Yüzde 17.64Anlayışlı ve şefkatli Yüzde 17.62Zeki Yüzde 15.29Güldüren Yüzde 7.06Annenize benzeyen Yüzde 4.72İyi bir aileden gelen Yüzde 4.71Güzel öpüşen Yüzde 4.69Dengesiz Yüzde 2.35İyi bir işi olan Yüzde 0.01 Not: Birkaç şıkkı birden seçen beyler oldu. www.ilhanuckan.com Beyler, nasıl bir kadına aşık olursunuz?