Cumartesi ‘Mankenliği bırakacağım’

‘Mankenliği bırakacağım’

11.08.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Duygu Dikmenoğlu: "Podyuma çıkmak tatlı para getiriyor ama hem mayo defilesine çıkıp hem habercilik yaparsam inandırıcılığım kalmaz."

‘Mankenliği bırakacağım’

‘Mankenliği bırakacağım’

Duygu Dikmenoğlu: "Podyuma çıkmak tatlı para getiriyor ama hem mayo defilesine çıkıp hem habercilik yaparsam inandırıcılığım kalmaz."

‘Mankenliği bırakacağım’
SİBEL KÖKLÜ

Eskinin lolita mankeni, bugünün taze habercisi Duygu Dikmenoğlu, Kanal D’de yeni yayınlanmaya başlanan "Yaşamın İçinden" programıyla ekranlara geliyor. Programın hem muhabiri hem de sunucusu olan Duygu Dikmenoğlu "İnsanlara hayatı anlatmak istiyorum. Mankenliği tamamen bırakacağım çünkü hem mayo defilesine çıkar hem de haberci olarak ekranlara gelirsem bana kimse inanmaz" diyor.

"Yaşamın İçinden" nasıl bir program?
Sloganımız "yaşamın içinden olaylar ve yaşamın içinden insanlar". İnsanları ve farklı kültürleri anlatacağız. Tamamıyla benim de içinde bulunduğum bir program. Metin yazımından montaja kadar programın her şeyiyle ilgileniyorum. Zaten benim amacım buydu. Gerçi daha önce de haber yazıyordum ama şimdi tamamen işin mutfağındayım.

Program için teklif kimden geldi?
Zaten bir yıldır Kanal D Haber Merkezi’nde çalışıyorum. Bir dönemi stajyer olarak geçirdim, üç aydır da muhabirlik yapıyorum. Tabii ekonomi ya da siyasetle ilgili haberlere gitmiyordum, onun için çok erken. İşi daha fazla öğrenmek için ekip çalışmasıyla böyle bir programa başlamam gerekiyordu. Yapımcımız ve editörümüz Namık Koçak daha önce bu programı yapmıştı. Yeniden başlamaya, bugüne taşımaya karar verdik. Zaten daha önce "Bu Gece"de birlikte çalışmıştık. Kanal D Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Özkan da sıcak bakınca, böyle bir şey çıktı ortaya.

Ekonomik krizden nasıl etkilendiniz?
Ben de çok etkilendim tabi. Geçindirmem gereken bir ailem var. Üniversitede okuyan ablamla birlikte oturuyoruz. Annemle babam İzmir’de. Annem ev kadını, babam da bir şirkette çalışıyor. Yani benim paramla geçinmesi gereken insanlar var. Kanal D’den aldığım büyük bir para değil. Ben sadece bu işi yapmak istediğim için buradayım. Ama bu dönemde mankenliği tamamen bırakamazdım, ben istesem de iş beni bırakmazdı. On tane iş geliyorsa bir tanesini kabul ediyorum. Çıktığım işler de burayla örtüşecek işler. Para tatlı gelseydi mankenliğe devam ederdim, biliyorsunuz tatlı paralar kazanıyoruz hakikaten. Ama bunların hepsini bir kenara ittim. Ailem ve ben rahat bir şekilde kimseye muhtaç olmadan geçinelim yeter.

‘Farklı bir iş yapmak istedim’
Mankenlik ve habercilik arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz?
Ben eskiden mayo defilelerine çıkardım. Artık çıkmıyorum. İnsanlar beni orada, o şekilde gördükten sonra burada bana inanmazlar. Transparan giymezdim zaten ama artık iddialı kıyafetler, dekolteler de giymiyorum. Sadece tekstil defilelerine çıkıyorum. Habercilik, insanları inandırmayı gerektiriyor. Onlara hayatı anlatıyorsunuz, size inanmaları gerekiyor. Ama mayo defilesine çıkarsam bana kimse inanmaz. Podyumu ilerde tamamen bırakacağım.

Haberciliğe iletişim fakültesinde okuyan 20 yaşında bir genç kızdan iki adım önde başlıyorsunuz. İsteseydiniz yarışma programları sunabilir, talk-show yapabilirdiniz. Habercilik ne ifade ediyor sizin için?
Mankenliğe başladığımda önümde iki yol vardı. Ya çabucak zirveye çıkıp orda kalamadan aşağı inecek, ya da üç-beş sene sonra ismimi güzel bir şekilde yazdırıp devam edecektim. Ben ikincisini seçtim. Farklı bir yerde, farklı bir konumda olmak istedim. Sunuculuk yapmam için sadece buradan değil, her taraftan çok fazla teklif geliyor. Ama benim için önemli olan bir şeyler kazanabilmek ve insanlara aktarabilmek. Ben bir şeyi bilmeden insanlara aktaramam. Kendimi ifade etmek, insanlara kendimi ve hayatı anlatmak istiyorum. Şimdi 20 yaşındayım ve Kanal D’de çalışıyorum. İnsanlar 20 yaşında belki daha yeni üniversiteye giriyorlar. Ben çok dolu dolu, hızlı yaşadım. Eskiden yapabileceğim en iyi işin mankenlik ve fotomodellik olduğunu sanıyordum. Çekimlerde objektife bakarken insanlara çok şey anlattığımı düşünüyordum. Bir süre sonra yetmiyor.Anlatmak istediğiniz çok şey olunca, başka şeyler yapmak istiyorsunuz.

Lolita manken olarak adlandırılmaktan kurtulmak, geçmişe sünger çekmek mi istediniz?
Ben 1996’da Elite Model Look Yarışması’nda birinci olduğumda 15 yaşındaydım. Türkiye’de ilk defa bir kız 15 yaşında manken oluyordu. Çalıştığım bu 5 yıl inanılmaz şeyler verdi bana. Her gün yeni insanlarla tanışıyordum. Sürekli farklı insanlarla tanışıp konuşmak müthiş bir deneyim. Lolita manken olarak anılsam da hiçbir zaman kötü bir imajım olmadı. Yaptığım işten hiçbir zaman rahatsızlık duymadım.

‘Artık takside başım şişmiyor’
Ben eskiden de taksiye çok binerdim. İnsanlar o zamanlar da benimle konuşurdu ama "çok konuşuyorlar" diye düşünürdüm ve başım şişerdi. Haberde başladıktan sonra ise iş değişti. Artık onları dinlemeye başladım ve başım şişmiyor. Üstelik ben de konuşuyorum artık çünkü benim de dertlerim var. Şimdi hayatın içindeyim. Taksi şoförleri bana eşlerini, çocuklarını, hastalıklarını, sıkıntılarını anlatıyorlar. Onların hayatını paylaşıyorum, çok şey öğreniyorum. Bu müthiş bir deneyim.

‘Okuyacağım kitapları Tuncay Özkan belirliyor, ben de hepsini okuyup kendisine rapor veriyorum’
Haberciliğe nasıl başladınız?
Kanal D’de müzik programı sunuyordum. Bir gün Tuncay Özkan’la karşılaştık. Onunla ve haberdeki editörlerle konuşunca "Tamam, benim olmam gereken yer burası" diye karar verdim. Tuncay Bey’in yazılı ve sözlü testlerinden geçtim. "Ben buraya öğrenmeye geliyorum. Meslek lisesi mezunu olduğum için hiçbir kültür birikimim yok. Biz sadece kimya öğrendik. Kendimi okuduğum gazete ve kitaplardan geliştirmeye çalıştım" dedim. Artık benim okuduğum kitaplar önce Tuncay Bey’den geçiyor. Bana bir kitap listesi hazırlıyor, önerilerde bulunuyor. Ben de okuyup ona rapor veriyorum. Daha çok dünya klasikleri ve felsefe kitaplarını okuyorum. Şu anda elimde Lermantov’un "Zamanımızın Bir Kahramanı" var.

‘Feministlerin tepkisinden pek fazla etkilenmedim’
"Elite Model’daki tepkilerine saygılıyım ama yanlarında değilim"
Elite Model Look yarışmasında feministlerin tepkisi karşısında ne hissettiniz? Yanlış yaptığınızı düşündünüz mü?
Pek bir şey hissetmedim açıkçası. Ben düşüncelere her zaman saygı duyarım. Kimsenin davranışına düşüncesine hiçbir şey demem, huyum değildir. Feminist değilim. Onlara karşı çıkmam ama yanlarında da olmam. Yaptığım hiçbir şeyden pişman olmadım ve yanlış olduğunu düşünmedim şimdiye kadar. Ben kendimden memnunum. Bir çizgi çizdim ve her şey o çizgi doğrultusunda ilerliyor zaten.

5 yıl sonra kendinizi nerede görmek istersiniz?
Kendimi şu anki gibi güvende, iyi hissettiğim, ayaklarımla yere sağlam bastığım ve bunu insanlara gösterebildiğim bir yer benim hedefim. Bir kişiyi örnek almıyorum. Ali Kırca, Defne Samyeli, Uğur Dündar, Gülgün Feyman’ı izleyip, doğru taraflarını alıp birleştirmeye çalışıyorum.

Haberciliğe başladığınızda büyük bir tartışma yaşanmıştı. Çalışma arkadaşlarınızdan tepki aldınız mı?
Buradakiler benim amacımı biliyor. Çabalarımı ve isteğimi gördükleri için çok yardımcı oldular. Alçakgönüllülükle çalışmaya başladım. Tersi olsaydı zaten beni bir sene boyunca burada tutmazlardı.

Tan Sağtürk’ten ayrıldıktan sonra yeni bir erkek arkadaşınız var mı?
Hayır, özel hayat sıfır. Hem vaktim, hem de böyle bir isteğim yok. Genç yaşta o kadar uzun sürmüş ki bu beraberlik. Neredeyse 2.5 yıl. Şimdi biriyle birlikte olmak gibi bir düşüncem yok. Yalnızlığın keyfini sürüyorum.

Haberciliğin eğitimini almayı düşünüyor musunuz?
Evet, üniversite sınavlarına girdim ve kazandım. Yeditepe Üniversitesi’nde İletişim okumayı ve İngilizce’mi geliştirmeyi düşünüyorum. Yakında yan flüt kurslarına da başlıyorum. Müzik okuluna gideceğim. Bu ses bana hiçbir şeyin vermediği kadar huzur veriyor.




CUMARTESİ