Manolo Blahnik’in Türkçe ayakkabıları

Seksi, şık, estetik, rahat ve pek çok kişiye göre kusursuz. Herkesin bir Manolo Blahnik ayakkabısı tanımı var. Onlar bileklerinizi daha ince, bacaklarınızı daha uzun ve topuklarınızı daha seksi gösteriyor. Ve bir Manolo hayranının söylediğine göre bütün gün 10 santim yükseklikte bir ayakkabı üzerinde dolaşıp da ayaklarınızın ağrımaması sadece Manolo ile mümkün.   
Ünlü ayakkabı tasarımcısı Manolo Blahnik ayakkabı dünyasında bir efsane. Yüksek ökçe giyen kadınlar onun ayakkabılarına tapıyor. Ve moda dergileri her sezon onun ayakkabılarını olmazsa olmazlar arasında gösteriyor. Belki de Blahnik hakkında edilen sözlerden en çarpıcısı Madonna‘ya ait: “Manolo Blahnik ayakkabılar seksten bile daha iyi!”

Tasarımlarda İstanbul etkisi
Manolo Blahnik marka ayakkabılar geçen sene Türkiye’de satılmaya başlandı. Harvey Nichols’ın içinde bulunan mağazasının açılışına tasarımcının kendisi de katılmıştı. İlk defa İstanbul’a gelen tasarımcı o kadar etkilenmiş ki ilkbahar koleksiyonunun adını İstanbul koymuş.
Özellikle Boğaziçi’ne hayran kalan Blahnik’in koleksiyonunun ilham kaynağı Ayasofya ve Türk hamamlarının ihtişamlı mimarisi. Özellikle geometrik çizgiler taşıyan bu ayakkabıların dikkat çekici unsurları büyük bant ve tokaları. Siyah ve beyaz dışında en çok kullanılan renkler sarı, pembe ve kırmızı. Ucu açık ayakkabılarda sadece iki parmak görünüyor çünkü Blahnik’e göre böylesi daha seksi.
Bu koleksiyondaki ayakkabıların her biri Türkçe isimler taşıyor. Bunda özellikle Türkçenin kulağa hoş gelen bir tınısının olmasının rolü var. Kilim, Bebek, Bodrum, Ebru, Abdullah, Tarkan kullanılan isimlerden bazıları.
Yeni sezonda Manolo Blahnik’in sürprizlerinden biri de erkek ayakkabıları. Beş yıldır erkek ayakkabıları tasarlamayan Blahnik bu yıl koleksiyona altı model eklemiş. Bu koleksiyondaki modellerin adı da Türkçe. Mavi burnu açık sandalet Afiyet adını taşıyor. Leopar desenli sandaletin adı Bir, Oxford modeline sahip olanınki ise Meze.
Ancak kadın ayakkabılarının aksine erkek ayakkabıları henüz Türkiye’ye gelmedi.

Tasarımcı ölünce marka da ölecek

Blahnik bu başarısını yıllardır değişmeyen yaklaşımına borçlu. 1970’li yıllarda aksesuar tasarımına başlayan Blahnik ayakkabıda karar kılıyor. O zamandan beri tüm ayakkabılarını kendi hazırlıyor.
Öncelikle modellerin çizimlerini yapan Blahnik, ayakkabının yaratım sürecinde de bizzat çalışıyor. Prototipini kendi elleriyle kesiyor ve dikiyor. İlk prototipin ardından seri üretimi gerçekleşen ayakkabıların hiçbiri onun onayı olmadan çıkamıyor. Yani haute couture’ü seri üretimle harmanlıyor. 
Lüks markaların reklamlarında gördüğümüz ünlüler  bu markada
yer alamıyor. Çünkü onun ilanları sadece eskizleri. Kendi ilanlarının çizimini akademide illüstrasyon
eğitimi alan Blahnik yapıyor. 
Kadınların çoğunlukla sadece Manolo diye adlandırdıkları ayakkabılar özellikle “Sex and The City” dizisinden sonra geniş bir hayran kitlesi kazandı. Dizinin fanatikleri hatırlayacaktır, bir bölümünde Carrie ayakkabılarını bırakması için bir hırsıza yalvarıyordu. Hırsız da inadına sadece ayakkabılarını alıp kaçıyordu.
Ama Manolo Blahnik’in en büyük hayranı Amerikan Vogue dergisinin editörü Anna Wintour.
Wintour 80’li yıllardan beri sadece onun ayakkabılarını giyiyor. Ona göre Manolo Blahnik moda dünyasına büyük şirketlerin girmediği zamanki tasarım anlayışını ve sıcaklığını koruyan tek tasarımcı.  
Moda dünyasında pek çok tasarımcı ekonomik zorluklar veya bilinirliğinin artması için büyük şirketlerle işbirliğine gidiyor. Manolo Blahnik markası ise sadece tasarımcısı yaşadığı sürece varlığını devam ettirecek. Blahnik kendisi olmadan markasının devam edemeyeceğini söylüyor.