Memlekette dört mevsim

Klasik bir rehber olmak yerine şehrin güzelliklerinin belgelendiği bir sanat eseri olma iddiasındaki kitabı için yaklaşık 15 bin kilometre yol kat eden Bünyamin Aygün “Bu proje Gümüşhane için çok önemli. Şehirde 20 yıl önce yapılan ama hiç kullanılmayan bir havaalanı vardı. Bu proje sayesinde kullanılmış oldu” diyor. Kitapta gündelik insan portrelerinden doğa manzaralarına, antika kapı kollarından Gümüşhanelilerin bile bilmediği oyma taş mezarlıklara kadar birçok konunun işlendiği 210 fotoğraf var.

Gümüşhanelisiniz. Kitap memleket özlemi sonucu mu ortaya çıktı?
Onun da etkisi var tabii ki. Gümüşhane’den ayrıldığımda 20 yaşındaydım. Çocukluğum ve gençliğim orada geçmesine rağmen şehrin tarihi ve doğal güzelliklerinin farkında değildim. Ama dünya ülkelerini gezip, Türkiye’nin gözde turistik bölgelerine gittiğimde bir şeyler kafama dank etti. Gezdiğim hiçbir yerde dört mevsimin Gümüşhane’deki kadar canlı yaşandığını görmedim. Bu kadar güzel bir yerin bu denli az tanınması acı vermeye başladı. Böylece Gümüşhane kitabını oluşturmaya karar verdim. İlk iş Hezarfen’den bir uçak kiraladım. Kimseden de yardım almadım.

Kimseden yardım almadım diyorsunuz. Uçak vs. bunlar maliyetli işler...
Birçok kişi “Kesin yardım almıştır, bu para ne arasın bir foto muhabirinde” dedi. Haklılar da, sadece uçağa 20 bin dolar gibi bir para ödedim. Toplamda da kitabın maliyeti 120 bin dolar civarına geldi. Birikmiş ev param vardı, onu harcadım. İyi ki de harcamışım, bu kitap benim prestij kitabım. Ayrıca Gümüşhane’nin gökyüzünden çekilmiş ilk fotoğraflarında benim imzam olması da ayrı bir gurur. 

Gümüşhanelilerle mi çalıştınız? Model kullanmadınız mı?
Sadece yöresel kıyafetlerin tanıtıldığı fotoğraflarda model kullandım. Genel olarak fotoğraf çekerken yaptığım ilk şey çekeceğim insanlara kendimi kabul ettirmek, onlarla vakit geçirip varlığımı onlara unutturmaktır. Gümüşhane’de de böyle yaptım. Böylece pozlar çok doğal oldu. İnsanlar beni onlardan biriymişim gibi kabul edince ortada “poz” diye bir şey de kalmadı. 

Kitabınız Gümüşhane’nin dört mevsimini anlatıyor. Sizin favori mevsiminiz hangisiydi?
Sanırım sonbaharı ve kışı çok seviyorum. Bu mevsimlerde renklerin binbir türlüsü Gümüşhane dağlarında vardır, özellikle de Köse Dağı’nda.

Kitap her yerde bulunmuyor...
Evet. Kitap fikri kafama ilk oturduğunda kendi kendime karar vermiştim. 101 tane basacak ve kendi belirlediğim 101 kişiye gönderecektim. Amacım kimsenin kitabı kolayca bulamaması yani biraz merak etmesiydi. Kitabı bulmak isteyenlere önerim yakında açılacak internet adresini takip etmeleri. Ayrıca İskenderiye Yayınevi’ne özel olarak bastırılan bir seri var. Onları bazı kitapçılarda bulabilirler.

Bundan sonraki projeleriniz ne?
Bir Türkiye kitabı projem var. Bir de bazı belediyelerden bana gelen özel teklifleri değerlendirip oraların kitaplarını hazırlayacağım.