Cumartesi Moda dünyasını "baş aşağı çevirdiler"

Moda dünyasını "baş aşağı çevirdiler"

11.03.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Modanın yeni prensleri Hollandalı tasarımcılar Viktor ve Rolf'un ilk butiği Milano'da açıldı. Alis'in harikalar diyarına yakışır nitelikteki butikte her şey baş aşağı duruyor!

Moda dünyasını baş aşağı çevirdiler

axcum021.jpg Merakla içeri giriyoruz. Moda dünyasının yeni prensleri Viktor ve Rolf'un Milano'daki butiğinin içinin de vitrinden aşağı kalır yanı yok. Mağazada aklınıza gelebilecek her şey ters duruyor. "Hoş geldiniz" yazan bir paspas karşılıyor bizi; tavanda! Yukarı baktığımızda başımız dönüyor çünkü mağazanın tabanı yerine tavanı meşe parkeyle kaplanmış. 70 metrekarelik küçük butiği yine ters duran gri kemerlerle iki odaya bölmüşler. İki bölümde de yukarıdan sarkan şöminelerin yanında sandalyeler duruyor. Viktor ve Rolf'un defilelerinin gösterildiği Samsung marka TV bile tepetaklak yerleştirilmiş. Gerçeküstü hale kendimizi kaptırmasak, tavana itinayla "kondurulmuş" mobilyaların yere düşececeği ihtimaliyle paniğe kapılabiliriz. Ama her şeyin en ince ayrıntısına kadar hesaplandığı bu simetri harikası mağaza, içeri giren herkesi olduğu gibi bizi de büyülemeyi başarıyor. Dünya üzerinde açtıkları bu ilk butiklerinde klasiğe yeni bir yorum getiren Hollandalı tasarımcılar Viktor&Rolf, katmanlar ve hacimlerle oynayarak yeni siluetler yaratmış. Butikte yer çekimine meydan okumayan tek şey kıyafetler. Mağazacılığa yeni bir bakış açısı getirmek isteyen Viktor Horsting bu butikte hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, kendi iç dünyalarını yansıttıklarını düşünüyor.Mağazanın tasarımı mimar Siebe Tettero ve Szi Design'dan Sherrie Zwail'e ait. Viktor ve Rolf "klasiği değiştirme" isteğiyle kendisine gitmiş. Böylece 18'inci yüzyıl Hollanda ve İsveç neoklasizmi içindeki simetri, butiğin mimarisinde tekrar canlandırılmış. Milano'nun ünlü sokaklarından Via Sant'Andrea'da yürürken "tepetaklak" bir mağazayla karşılaşıyoruz. Vitrindeki kristal avize, yerden yukarı doğru yükseliyor. Giriş kapısı, tokmağı sol üst tarafa gelecek şekilde ters. Bu gerçeküstü ortamda "gerçek" olan tek şey, ortama aykırı duruşlarıyla belki de dikkat çekilmek istenen kıyafetler. Viktor Horsting ve Rolf Snoeren'in yolu Arnhem sanat okulunun moda bölümünde okurken kesişir. Moda tasarımı için dünyaya geldiklerini her fırsatta vurgulayan ikili, 18 yaşından beri birlikte çalışıyor. Modanın zayıf olduğu bir ülkeden, Hollanda'dan gelen Viktor ve Rolf, modayı sadece BBC'den takip etmekten bıktıkları için 1993 yılında okulu bitirir bitirmez Paris'e taşınır.Tek bir dikiş makinesiyle yola çıkan ikili, Paris'teki hayatta kalma ve moda dünyasına isimlerini duyurma günlerini "Çok bohem bir mücadeleydi" diye özetliyor. İstedikleri çıkışı yakalamayan tasarımcılar, 1996 yılında bu durumu protesto etmek için greve gider, "Viktor&Rolf grevde" yazan posterleri Paris'e dağıtırlar. Ama bekledikleri ilgiyi bu eylemlerine rağmen göremezler. Grev günlerini düşünerek geçiren tasarımcılar Paris'te couture tasarımlar yapmaya karar verir ve o noktadan itibaren işler ummadıkları kadar iyi gitmeye başlar. 1998 yılı ise ikili için önemli bir dönüm noktası. Önce Paris moda haftasında sergiledikleri atom bombası koleksiyonu çok konuşuldu. Ardından Rus bebeklerini hayata taşıdıkları ilk haute couture koleksiyonları "Babushka" geldi. Artık sadece moda değil, sanat dünyası da gözlerini ikiliye çevirmişti. Louvre işlerinden oluşan bir retrospektif sergiledi. Aykırı ikilinin şansı bir anda öyle bir döndü ki, L'Oreal kozmetik şirketi Gucci'den sonra ilk kez bir tasarımcının kapısını çalıp kendileri için bir parfüm üretmelerini istedi. "Flowerbomb" isimli parfüm böyle ortaya çıktı. Viktor&Rolf'un tasarımları şu anda dünya üzerinde 150'den fazla noktada satılıyor. Alışılmış tasarımlara gerçeküstü bir boyut kazandıran ikiliyi yeni Yves Saint Laurent olarak adlandıranlar da var. Viktor&Rolf'un ayakkabı, iç çamaşırı, ipek eşarp ve kravat üretimine de başladığını müjdeleyelim. Tüm bu ürünler, Milano'daki butiğin çatısı altında toplanacak. "Zemini" mi demeliydik acaba? Dikkat çekmek için greve gittiler Birbirilerine tıpatıp benzeyen Viktor ve Rolf aynı giyiniyor ve birbirlerinin cümlelerini tamamlıyor. "Tek bir beyin, tek tasarımcı ve tek bir kişi olarak düşünebilirsiniz bizi" diyorlar. Yaratıcılıklarını olumlu yönde etkilediği gerekçesiyle Paris yerine Amsterdam'da yaşamayı tercih ediyorlar. Sanılanın aksine sevgili değiller. Geçmişte bir ilişki yaşadıkları zannedilen ikiliden Rolf'ün erkek arkadaşı da onlar gibi giyiniyor. Viktor&Rolf markasına kimin ne kattığı çok belli değil. Birlikte nasıl bu kadar uyum içinde çalışabildikleri de... Her zaman fikir birliği içinde olmasalar da anlaşmayı bir şekilde başarıyorlar. Disney onlar için çok önemli bir ilham kaynağı. "Veya size kaçış fırsatı sunan her şey" diyorlar: "Gerçeklikle ilgilenmiyoruz. İnsanları hayal kurmaya, kaçmaya davet ediyoruz." Benimsedikleri anlayış da bu felsefeyle örtüşüyor: "Bir insanın sahip olabileceği en büyük güç, hayal gücüdür." Amaçları ise 21'inci yüzyılın yeni lüks tüketim markası olmak. "Tek beyin, tek kişi, tek tasarımcıyız" Viktor&Rolf geçtiğimiz günlerde yapılan Paris moda haftasında 2006-2007 sonbahar-kış koleksiyonunu balık ağı ve sepet örgülerini andıran maskeli modellerle tanıttı. "Yumuşak olmayan, sert bir zarafet yaratmaya çalıştık" diyen ikilinin koleksiyonunda fırfırlar, volanlar ve çiçek detayları dikkat çekti. Kış koleksiyonlarının teması: "Sert bir zarafet"