Cumartesi Müjde Arın kocası!

Müjde Arın kocası!

31.01.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Müjde Arın kocası

Biz kaybettiğimiz dostların arkasından ısrarla aynı şeyleri yazarız. Onlar da ısrarla peş peşe ölürler. Yine bir ölüm yine bir yazı. Samimle en son bir ünlünün cenazesinde karşılaşmıştık. İş bitmiş, kabristan yolunda yürürken Samim sormuştu: "Bir dahaki sefere kimi gömeceğiz kim bilir?" Meğer Samimi gömecekmişiz. Samim Değerle yıllar önce bir fotoroman setinde tanışmıştık. Ben tıfıl bir fotoroman oyuncusu, o ise deneyimli bir yönetmendi. Çekimin ilk günü, karşımda durmuş öylece bana bakıyordu. Yüzünde, "Bugün bakalım hangi salağı getirdiler başıma?" der gibi bir ifade vardı. Sonra da, "Güzel kızlar fazla akıllı olmaz ama inşallah yanılmışımdır" diye homurdanmıştı. Çok geçmeden de, benim bu işi sadece para kazanmak için yaptığımı, ünlü olmak gibi bir derdimin olmadığını anlamıştı tabii. Gün içinde bu dalgacılığım yüzünden çok azar işitmiştim. Arada bir de "Kızım şu adamın konsantrasyonunu bozmasana" diyordu. "Başrol"ü oynayan çocuğu kastediyordu...Daha sonra o, fotoromanı bıraktı, ben de setleri bıraktım. Ama dostluğumuz -beni yeterince zeki bulmuş olacak ki- sürdü gitti. Ve yıllarca pek çok şeyi paylaştık. Mesela karlı bir kış günü yatağını... Cihangirde oturuyordu. Hava muhalefeti yüzünden karşıya geçememiştim. "Gel, bende kal" demişti. Ama tek bir yatak vardı. Birlikte yatmıştık. "Kız senin şu çenen hiç durmaz mı, uyusana" demişti gecenin bir vakti. Sonra beni Ferdi Özbeğene götürmüştü. O zamanki adıyla Intercontinentalin roofuna... Güzel günlerdi. Akademide dersten kaçar, fotoromanlarında oynardım Samimin. Sonra kazandığım parayla Sirkeciden benim Nikona filtreler alırdık. Bazen ben çekerdim bir-iki kare, oynamadığım planlarda... Derken bir gün telefon edip beni bir arkadaşının evine yemeğe çağırmıştı. Yemeğin sonunda "Seninle evlenelim mi, ha ne dersin?" diye sormuştu birdenbire. Artık üzerine nasıl atladıysam, "Yok ulan geri aldım, vurma tamam tamam" demişti. (Benim adetimdir, böyle can arkadaşlarım arada bir sapıtıp evlenme teklif ederlerse, genelde döverim.)Ah Samimcik... O zaman nasıl bir bunalım geçirmekte olduğunu anlayamamışım. Bir geçiş döneminde olduğunu... Sırların olduğunu... Bunları paylaşmak için dost aradığını... En önemlisi bir çıkış aradığını...Ve sonra aradan yıllar geçmiş, bir kez daha aynı sette buluşmuştuk. Erler Filmin "Bir Başka Gece"sinde. Ama bu kez ikimiz de kamera arkasındaydık. Sabaha karşı A platodaki "kuş yuvası" reji odasını ve içtiğimiz sıcacık yorgunluk çaylarını unutmuyorum. "Ardayla mutlu musun?" diye sormuştu bir seferinde. "Değilsen söyle, ağzını burnunu kırayım, biliyorsun ben tanıştırdım sizi." Doğruydu, o tanıştırmıştı. Oğlumu doğurduğumda da çok sevinmiş, "Artık bir aile oldunuz, sizi hiçbir şey ayıramayacak!" demişti. İşte böyle... Daha sonra ben onu Türker İnanoğluna emanet edip Erler Filmden ayrılmıştım. O günden sonra da hep orada kaldı zaten.O gece, Samimin öldüğü dakikalarmış, ben bir arabanın içinde Levent civarında karla boğuşuyordum. Tipi hızını artırmıştı. Arkamda bir ambulans çaresizlik içinde yol istiyordu. Aracı bir kar yığınının içine gömmeyi göze alıp sağa yanaşırken bir taraftan da "Acaba, bu felaket dalgası bu kez hangi sevdiğimi götürecek?" diye düşündüm, yemin ederim. Bir-iki saat sonra eve geldim, telefon çaldı. "Samim öldü" dedi biri. Ambulans geç gelmiş. Samim o gün ölmeseydi, yine yakında ölürdü. Çok ağır bir hayat yaşadı çünkü. Son iki yıldır çok borçlanmıştı. Uzanlar ile yaptığı bir diziden parasını alamadığını, borcunun 50 milyarını ödediğini ama çok yorulduğunu söylemişti. Ayrıca hayattaki tek varlığı annesi ile birlikte oturmak için geniş ve pahalı bir ev tutmuştu. Tüm bu masrafların altından tek başına, beyin ve beden gücünü seferber ederek kalkmaya çalışıyordu. Son zamanlarda kirasını, Türker beyin ve Sezen Aksunun ödediğini biliyorum. Şimdi bizler, ahlar ve vahlar arasında, böyle durumlara uygun teselli sözcükleri arayaduralım, eski eşi, dostu, en iyi arkadaşı Müjde Ar harekete geçti bile. Rahmetlinin anneciğine bundan böyle o bakacakmış. Not: Samimin ölümüne medyamız, onun hayatı boyunca yaptıklarını yok sayarak, "Müjde Arın kocası öldü" başlığı ile yer verdi. Protesto etmek için aynı başlığı kullanıyorum. Yazara e-mail