Cumartesi Mutluluk programı yüklenemedi. Yeniden deneyin

Mutluluk programı yüklenemedi. Yeniden deneyin

06.08.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ya mutluluğa programlı değiliz. Ya da hayat boyu bize öğretilen "mutluluk" tarifi hata veriyor: "Bu program geçersiz bir işlem yürüttü. Kapatılacak"

Mutluluk programı yüklenemedi. Yeniden deneyin

tubakyol@yahoo.com Kanser olduğumu hayal ediyorum. Sonra kanser olduğuma üzülüyorum. Acı çekecek miyim? Ne kadar ömrüm kaldı doktor? Ne zaman uçağa binsem uçağın düştüğünü hayal ediyorum. Sonra da ben uçaktayken İstanbul'da deprem olduğunu, tüm sevdiklerimin öldüğünü hayal ediyorum. Zaten zırt pırt deprem olduğunu hayal ediyorum. Ne zaman elektrik kesilse, koşup doğalgazı da kestiler mi diye bakıyorum. Kesmiş olsalar... Haklı çıkacağım. Ve neredeyse sevineceğim. Çünkü bunları hayal ediyorum. Aklıma gelip de aklımdan kovduğum düşünceler değiller. Gerçekleşmesini ister gibi hayal ediyorum. En çok korktuğum şeylerin gerçekleşmesini ümit ediyorum. * * * İki kadın, barda, yan masada konuşuyorlar. Biri konuşurken, diğeri başını sallayarak onaylıyor, sırası gelince el artırıyor:- Kocamı seviyorum. Ama başka bir kadın için beni terk ettiğini hayal ediyorum.- Annemin ölmesinden korkuyorum. Ama sürekli annemin öldüğünü hayal ediyorum. Niye ölmüyor diye ona kızıyorum bile içimden.- Beynimde ur olduğunu hayal ediyorum.- Bir terör saldırısında paramparça olduğumu hayal ediyorum.Bir Chuck Palahniuk romanı içinden fırlamış gibiler. Üstelik sarhoş bile değiller.Az sonra birer tüfek çıkarıp kendi çenelerine ateş edip, yüzlerini dağıtacaklar ("Görünmez Canavarlar"). Ya da buradan çıktıktan sonra evlerini ateşe verecek, bir viranede yaşamaya başlayıp geceleri de dövüşecekler ("Dövüş Kulübü").Kanser olmayı ya da hafızasını kaybetmeyi ya da depremde tüm sevdiklerinin öldüğünü ya da terör saldırısında parçalanmayı "hayal eden" biri, ya hiçbir şeye sahip değildir ya da sahip olduğu her şeyden bir saniye sonra vazgeçebilir herhalde, değil mi?Biraz sonra masaya bir erkek geliyor. Yemeği nerede yiyeceklerini konuşuyorlar.Sonra gittiler. Evlerini ateşe vermeyecekler ve çenelerine ateş etmeyecekler ve işlerinden istifa etmeyecekler... Yemeğe gittiler. Kim bilir, belki yanlarındaki erkeğe çaktırmadan yemekten zehirlendiklerini hayal edecekler. Eve dönüş yolunda trafik kazası geçirdiklerini... Hayal edecekler. * * * Bizi peşinden koşturdukları hiçbir amaç, ulaşalım diye arkamızdan iteledikleri hiçbir hedef; ne para, ne kariyer, ne iyi bir eş, ne sağlıklı bir çocuk... Bize "Budur" dedirtmiyor. Mutluyken ya da en azından mutsuz değilken, bir derdimiz yokken ve bir problemi çözmek üzere kafa patlatmıyorken, zihnimizi neyle meşgul edeceğimizi bilemiyoruz. Ya mutluluğa programlı değiliz. Ya da hayatımız boyunca bize yapılan "mutluluk" tarifi hata veriyor: "Bu program geçersiz bir işlem yürüttü. Kapatılacak."İnsanlar, felaketler sayesinde bile olsa, "yeni bir pencere açmak" istiyor galiba. Hafızamı kaybettiğimi hayal ediyorum. "Pardon, siz kimsiniz? Anne? Demek siz de benim sevgilimsiniz. Rica ederim elinizi, kolunuzu belimden çekiniz." Hayatın alternatifleri olsa. İnternette tıkladığımız gibi, üzerine gelip tıklasak, seçtiğimiz bağlantı sayfasına gitsek. Bilgisayar oyunlarında sanal kişiyi nasıl yönlendiriyorsak, hayat içinde kendimizi de öyle yönlendirsek. Bir hata olduğunda, istemediğimiz bir yere gittiğimizde, hayat bize anlamadığımız bir "mesaj" verdiğinde... Teknik destek çağırsak.Tom Cruise ve Penelope Cruz'un oynadığı "Vanilla Sky"ı izlememiştim, TV'de izledim geçen gün. İzlemeyen ama izlemek isteyenler vardır belki, sürprizi bozmayayım. Ama biz de, tıpkı o filmdeki gibi "bilinçli rüya" seçeneğini tercih etmiş olsak... Kaçımız rüyalarındaki hayatı kabusa çevirmemeyi başarırdı? Kaçımız hep hayalini kurduğu mutluluğa sahip olduğunda, onu ıstıraba dönüştürmemeyi becerirdi? Hayatta her şey tıpkı istediğimiz gibi olsa bile, yine de kaçımız hayatını değiştirmeyi istemekten vazgeçerdi?Tom Cruise gibi rüya bitsin isterdik. "Teknik destek!" diye haykırarak: "Uyanmak istiyorum. Bu bir kabus." "Uyanmak istiyorum. Teknik destek! Bu bir kabus. Teknik destek! Teknik destek!" David Beckham ve Victoria Beckham, şu "rüya ikili" diye tabir edilen karı-kocalardan. Yakışıklı ve güzel, çok zengin ve çok başarılı, çoluk çocuk sahibi ve yan yana verdikleri fotoğraflara bakılırsa da çok mutlu.David'in çapkınlıkları oluyor bazen. Fakat hayır, mutlulukları bozulmuyor. Karı-koca yine birlikte bir yere gidiyorlar, yine el ele, yine nasıl mutlu! Sonra çapkınlık haberlerini yapan gazeteler bu kez "Düşman çatlattılar" diye haber yapıyor. Düşman kim?En son İspanya'da bir yemekte, David Beckham, yanında karısı otururken, sandaletini çıkarıp karşısında oturan kadının bacağını çıplak ayağıyla okşarken objektife yakalanmış.Rüya evliliğe bakar mısınız? Adeta kabus! Rüya çiftin kabusu