Cumartesi Ne iş olsa yaparım abi mesleği ortadan kalkacak

Ne iş olsa yaparım abi mesleği ortadan kalkacak

02.04.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

AB uzmanı Can Baydarol: "Önümüzdeki 10 yılda sağlık, turizm, tercüme ve hukuk sektörlerinde gelişme olacak"

Ne iş olsa yaparım abi mesleği ortadan kalkacak

Avrupa Birliğinin Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine başlama kararı için belirlediği tarih 3 Ekim 2005. Bu müzakere sürecinde ve olası üyelik sonrasında Türkiyede pek çok şeyin değişeceği kesin. Bunlardan biri de gelecek yatırımlarla ve gelişen sektörlerle önem kazanacak meslekler. Bu mesleklerle ilgili sorularımızı yanıtlayan Can Baydarol, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu tarafından yürütülmekte olan "Avrupa Birliği İletişim Projesi" kapsamında oluşturulan Avrupa Takımının bir üyesi. Aynı zamanda AB uzmanı ve Referans gazetesi yazarı. Baydarola göre bu süreçte ara meslekler, AB uzmanlığı ve sağlık, turizm, hukuk, tercümanlık gibi meslek kolları önem kazanacak. Baydarol "ABye giriş aşamasında geçmişteki hak sahipleri elde ettikleri hakları gelecekte kaybedecekler. Hatta bazı üniversite diplomaları geçerli olmayacak" diyor. Bu sorunun cevabı sadece Avrupa Birliğine giriş süreci ile ilgili değil. Aynı zamanda dünyadaki gelişme trendi ve Türkiyenin bunlara uyumu sırasında yapacağı çalışmalarla da ilgili. Hangi mesleklerin öne çıkacağının cevabı aslında Türkiyenin alacağı "Nasıl bir Türkiye?" kararında yatıyor. Avrupa Birliği üyelik sürecinde ve olası üyelik sonrasında hangi mesleklere talep artacak? Evet, mesleki eğitimde çok büyük bir boşluk bıraktık. Türkiyede ara eleman kavramı yok. Halbuki ABde mallara olduğu gibi mesleklere de standart getiriliyor. Mesela bir kadın ayakkabısı tezgahtarından bir elektrik tesisatçısına kadar herkesin bir ehliyete sahip olması lazım. Almanyada 320 tür meslek okulu var. Bu sayı Türkiyede imam hatip liseleri dahil sadece 60. Tahminime göre bu süreçte öncelikle bu ara meslek grupları gündeme gelecek. Avrupadan farklı olarak mesleki eğitimi önemsemedik. Mesleki eğitimin önemi artacak mı? Önümüzdeki 10 yıl boyunca en önemli mesleklerden biri AB ile ilgili uzmanlık konularında ortaya çıkacak. AB uzmanlığı parlayan meslekler arasına girecek. Mesela tarım müzakeresi yapılırken domateste kullanılan hormondan bahsedilecek ve ziraat mühendislerinden yararlanılacak. 35 konu başlığı farklı uzmanlıklar gerektiriyor. Her meslek grubuna ihtiyaç var yani. Başka hangi meslekler eskisinden önemli olacak? "5 bin kanun değişecek, hukukçuların işi uzun" Müzakere sürecine başladığımızda 100 küsur bin sayfalık müktesebat karşımıza çıktığı zaman büyük bir yetersizlikle karşılaşacağız. Yapılan hesaplara göre yaklaşık 4 bin 500-5 bin kanun değişecek. Bu yüzden hukukçulara çok iş düşecek. Bu da her meslek grubunun içinde yaşadığı koşulların değişmesi anlamına geliyor. AB bizden idari ve adli kapasitemizin genişletilmesini istiyor. Mesele sadece yasayı çıkarmak değil. O yasayı çıkarıp uygulamak için ona uygun alt kadroları yapılandırmak lazım. Binlerce standart var. Otomobillerdeki aktif emniyetten işyerindeki tuvaletin tavanının yüksekliğine kadar pek çok koşul var. Bu süreçte karşılaşacağımız sorunlar neler? Sağlık hizmetlerimiz hem dünya standartlarında hem de ucuz. Sağlık ve turizm sektöründe gelişme bekliyorum. Özellikle yaşlılara yönelik kaplıca gibi tedavi amaçlı turizmin artacağı kesin. Ulaştırma önem kazanacak. Ulaşımla ilgili meslekler önemli hale gelecek. Türkiyenin çevre altyapısının AB ile uyumlu hale getirilmesi için yapılması gereken harcama 30 ila 60 milyar dolar seviyesinde. Çevreye yönelik iş yapan pek çok kişiye ihtiyaç olacak. Hangi sektörlerde gelişim bekleniyor? "Tıp diplomaları geçersiz olabilir" Evet, bir tane var. Türkiyede en yaygın meslek olan "Ne iş olursa yaparım abi" mesleği. Gelecekte işini kötü yapanların hiç şansı olmayacak. ABye girdiğimizde kaybolacak meslek var mı peki? Alınan bazı diplomalar geçerli olmayacak. O yüzden tüm üniversiteler dünya çapında kabul edilebilir diplomaları nasıl vereceklerini düşünmeli. Avrupa şu an sekiz yıllık eğitimden sonra pratisyen hekim yetiştirme yolunda. Altı yıllık tıp eğitimi alanların diplomalarının, gerekli dersler yetersiz kalacağı için tanınmaması gibi bir durum söz konusu olabilir. Hemen hemen her meslek kendini yeni normlara göre yeniden tanımlamak zorunda. AB de artık üniversitenin beş yıllık olması gerektiğini düşünüyor. Diplomalarımızın yeterliliğini baştan aşağı yenilemeliyiz. Bu dediklerim yarın olmayacak, yaklaşık 10 yıl sonra olacak belki ama şu bir gerçek ki geçmişteki hak sahipleri elde ettikleri hakları gelecekte kaybedecekler. ABnin Türkiye için iyi bir havuç olduğunu unutmazsak ve bu havucu doğru kullanırsak nasıl zıpladığımızı göreceğiz. Sınırda nöbet tutan asker Mehmetten dünya literatürüne giren, buluşlar yapan Mehmete geçince hep özlemini çektiğimiz çağa atlamış olacağız. Üniversitelerimizde verilen eğitim ABye geçtiğimizde yeterli olacak mı? "Gen teknolojisi uzmanına ve yazılımcıya ihtiyaç var" Evet. ABnin tüm dilleri resmi dildir. Bir dönem komisyonda çalışan 20 bin kişinin 13 bini tercümandı. Ancak Türkiyede uluslararası standartlara uygun tercüman sayısı 100-150 civarında. AB terminolojisine uygun çeviri yapan kişiler yetiştirmemiz lazım. Ayrıca nanoteknoloji, gen teknolojisi uzmanlarına ve yazılımcılara ihtiyaç var. Herhalde tercümanlara çok iş düşecek... Diğer aday ülkelere baktığımızda müzakere masasına oturulduğu andan itibaren bir yatırım patlaması oluyor. Yatırım da beraberinde istihdam getiriyor. Ama Türkiyenin hiçbir şey yapmadığı ortamda neden o yatırımlar gelsin ki? Ayrıca o yatırım yapan kuruluşlarda çalışacak kapasitede eğitilmiş insanımız var mı? Hangi yatırımlar gelecekse onunla ilgili insanların eğitilip hızla yapılandırılması gerekiyor. Eğitimi öne çıkarırsak Türkiye hem gelecek yatırım için hem de yurtdışına çalışmaya gidecekler için bir cazibe merkezi olur. "Nasıl olsa yatırımlar geliyor, ülkemiz cennet olacak" mantığıyla hareket edersek başka acı sonuçlarla karşılaşırız. ABye girdiğimizde işsizliğin azalacağını düşünüyoruz. Gerçekten de öyle mi olacak? İşçilerin serbest dolaşımı söz konusu olduğunda risk altında olacağız. Avrupadaki insanlar deneyime sahip. İşveren verimlilik kriterini dikkate alarak onları seçebilir. Derhal eğitim planlamasına geçmezsek buraya yapılacak yatırımlarda Türkler değil, yurtdışından gelenler çalışır. İşsizlik azalır ama bizim için değil, yurtdışındakiler için. Ne gibi sonuçlar bunlar? Beyaz yakalılar biraz daha şanslı. Japonyada sekiz saat çalışan bir işçi işine 6,5 saat tam konsantre olur. Türkiyede bu rakam 2 saat 17 dakika. Bu da kol gücüyle çalışan insanların bir adaptasyon sorunu var demektir. Türk insanının uyum yeteneği inanılmaz. Yeter ki istesin, onun karşılığında yaşamını sürdürebileceği koşullar temin edilsin, o başarır. Bu dönemde fiziksel güç harcayarak çalışanlar mı yoksa beyaz yakalılar mı şanslı?