New York'lular ızgara köfteye bayılıyor

Mercer, Soho'nun en "moda" caddesi. Lüks oteller, mağazalar ve apartmanlar bu cadde üzerinde sıralanıyor. 1800'lü yıllarda yapılmış görkemli, yüksek tavanlı, tekstil fabrikası binaları otele, apartmana dönüştürülüyor. Mercer'ı ünlendiren, 1890'larda Astor'lar için yapılmış bir binayı otele dönüştüren Andre Balazs isimli bir mimar oldu. Bu otel nedeniyle de Balazs ününe ün kattı. Şimdilerde New York'ta ismini verdiği her yeni bina "yok satıyor". Andre Balazs, Mercer üzerinde boş bir arsaya Fransız mimar Jean Nouvel'in çizimiyle yeni bir bina inşa ettirdi. Mercer 40 adını taşıyan binada 40 daire vaı.Bizim Türk genci işte bu binanın karşısındaki, kapısında Mercer 41 yazan eski, tek katlı bir garajı kiralamış ve Antique Garage adıyla bir lokantaya dönüştürmüş.Türk gencinin açtığı lokantadan söz edilince, insanın aklına büyük şehirlerde açılan, vitrininde döner ocağı bulunan kebap evleri geliyor. Bu nedenle "Gidip görün" diyenlere, "Kebap evi mi, balık lokantası mı?" diye sorduk. "Hayır, çok lüks bir Amerikan lokantası" dediler. New York'tayken Osman Sav'a rastladım. "Bir Türk gencinin Mercer'da açtığı lokanta şimdilerde New York'un en beğenilen lokantası oldu. Gidip görün de iftihar edin" dedi. Lokantanın önüne gelince etkilendik. Tertemiz bir bina. Tüm cephede yukarıya doğru kalkan eski garaj kapısı, baklava baklava camlarla kaplanmış. Dışarıdan içerisi görülüyor. Anlaşıldığı kadarıyla güzel havalarda kapı yukarıya kaldırıldığında, lokantanın cephesi tümüyle o ünlü ve hareketli sokağa açık hale geliyor. Bunlar şimdilerde New York için önemli özellikler.İçeri girince lokantayı kuran, işleten, mutfağın şefliğini yapan Utku Cinel'i tanıdık. Utku Cinel Türkiye'de üniversite eğitimini tamamladıktan sonra lisansüstü eğitim için Amerika'ya gitmiş. Trabzon kökenli bir ailenin çocuğu. Babası İlyas Cinel eski CHP'lilerden; Nurettin Sözen zamanında İstanbul'da belediye başkan yardımcılığı yapmış.Utku Cinel ABD'de çalışmak isteyenlerin klasik meslek yolundan geçmiş. Önce benzincilerin yanında çalışmış. Sonra giysi satan küçük butikler açmış. "Ama benim iki merakım var: Yemek ve antika" diyor.New York'ta diğer ünlü lokantalarla rekabet edebilecek bir lokanta sahibi olmayı kafasına koymuş. Önce French Culinary Institute'ta aşçılık eğitimi görmüş. Mercer'da daha önce bir Çinli tarafından işletilen, sonra terk edilen garajın sahibini ikna etmiş. Garajı 1,5 katlı bir lokantaya dönüştürmüş. Topladığı antikalarla salonu dekore etmiş. Masalar, iskemleler, bar tezgahı antikacılardan temin edilmiş.Tavanı yüksek. Masaların örtüsü, tabağı, çatalı doğru düzgün. Mutfakta altı yabancı çalışıyor ama şef Utku Cinel. Hem mutfakla ilgileniyor hem de müşterilere ilgi gösteriyor. Kısa sürede tanınmış ve sevilmiş. Mercer'da evi olan ünlü sanatçılar, artistler lokantayı beğenince arkadaşlarını da getirmeye başlamışlar. Şimdilerde öğle ve akşam yemeklerinde yer bulunmuyor. Yer bulunmuyor Antique Garage'ın mönüsünde "Türk yemekleri" olduğu vurgulanmadan çok sayıda Türk yemeği var. Örneğin, New York'luların en beğendiği yemek bizim ızgara köfteymiş. Bizim meze diye adlandırdığımız yemekler küçük tabaklarda giriş yemeği olarak sunuluyor. Közlenmiş (gerçekten köz tadı olan ve ezilmemiş, parça parça) patlıcan salatası, cacık, humus, sigara böreği en beğenilen giriş yemekleriymiş. New York'ta yufka ve pide yapan Türkler lokantaya her gün pide ve yufka getirirmiş. Bu nedenle ekmek olarak ısıtılmış pide servisi var.Yemeklerin kalanı Akdeniz ve Amerikan mutfağından seçilmiş. Amerika'da şimdilerde yemeklerde bolca nohut ve yeşil mercimek kullanılıyor. Nohut ve sebze üzerinde sunulan az pişmiş tonbalığı dilimleri nefis. Mercimek üzerine et yemekleri pek beğeniliyor.4,5 yıl önce açılan lokantanın çok zengin bir şarap kavı oluşmuş. Her fiyattan kaliteli şarapları var. Salonun sorumluluğunu Şener Harmanda isminde yakışıklı, güler yüzlü bir Türk genci, Fransız Jean Françoise ile birlikte üstlenmiş. Müşterileri kapıda Özlem Şahan isminde uzun boylu, zarif bir Türk kızı karşılıyor. Utku Cinel şimdilerde Osman Sav ile bir balık lokantası açma arayışında. New York'ta bir Türk gencinin hem şef olarak beğeni görmesi hem de ünlü bir lokantayı işletmesi sevinilecek bir olay. Isıtılmış pide servisi