Cumartesi Nez'e dokunacak gönüllü var mı?

Nez'e dokunacak gönüllü var mı?

12.08.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kendiliğinden ruhu baştan çıkmış bir kadın ürkütücüdür tabii!

Neze dokunacak gönüllü var mı

www.ilhanuckan.com Faks: (0212) 505 63 88 Baştan çıkarmak bir ritimdir. Sesinizin, hareketinizin, kokunuzun, üzerinizden savrulan kumaşların ritmi...Baştan çıkarıcının ritminde "leitmotive" durmadan "Bana dokunmak ister misin?" diyen, sormayan, söyleyen bir fısıltıdır.Ama bu ritmin aksak yanı, bilirsiniz ya da hissedersiniz ki dokunsanız da o sizin olmayacak. Baştan çıkaran tam da bu gerilimdir zaten.Çoğu zaman bu fısıltıyı duyan erkekler cesaretlerini kaybeder ya da saldırganlaşırlar. Bir gerilim daha işte.Hedefte ulaşılmaz bir ruh görüverirler."Ruhuma dokunmak senin harcın mı!" diye gülen bir kadın gibi... Küçümseyen, kontrolsüz, sizin yüzünüzden ya da sayenizde değil, kendiliğinden ruhu baştan çıkmış bir kadın ürkütücüdür tabii... Bana dokunmak ister misin?" (Do you wanna touch me?) diyor Nez. Bir kız arkadaşım "Hayatım boyunca kimse bana asılmadı, kimse benimle yatmak istediğini de belli etmedi, laf bile atmadılar" dedi... Birini baştan çıkarmak isterseniz, önce kalkanlarınızı kontrol edebilmeyi öğrenmeniz gerekir."Aşktan korkuyorum" diyen tedbir delisi ümitsiz acı kaçkınlarındansanız anlayın yani, durumunuz vahim.Ama "Ah aşk, kendimi arıyorum, gel bana dokun" diyecek cesaretiniz varsa...Velhasıl soru varsa, "Bana dokunmak ister misin?" dediğiniz "kişi" değil, "aşk"tır!Meselenin özü ne de basit; aşktan korkmayan zaten baştan çıkarıcıdır.Hem insan aşktan korkmadığında, ilk önüne gelene muhtaçmış gibi yapışmayacağı için tam da aradığı gibi birini o korkaklardan daha hızlı bulur. Üstelik ortalığa elektrik salarak, gizli bir akım yaratarak.Bilmem anlatabildim mi? İşte Bilirkişi olarak yazıyorum: Anlamayan varsa Nez'in yeni albümündeki "Do You Wanna Touch Me?" şarkısını arka arkaya dinledikten sonra, yeterince etki altına alamadıklarını düşündükleri sevgilileriyle baş başa kaldıklarında şarkıyı fon müziği yapsınlar sohbetlerine... Sıkı bir uyaran... İyi oyunlar herkese... Bugünkü yazımın ana fikri şu: Yılmaz Erdoğan evlendi, Cem Hakko da çok yakında boşanıyor. Ne alaka demeyin. Biri aşirete damat giderken diğeri ailenin servetini pek yakında "eski" olacak karısına kaptırmamak için stratejiler geliştiriyor. Yani kuşandıkları ya da kuşanacakları şeyler ikisi için de çok önemli. Yılmaz Erdoğan'ın hayallerini politikaya atılma stratejileri süslüyor herhalde, tabii şansı ne olur onu abartmamak lazım. Cem Hakko ve Yılmaz Erdoğan arasındaki ortak nokta "güç" aslında. Biri gücünü paylaşmamak isterken, sanki diğeri daha da büyütme peşinde... Aşk bahane, sermaye şahane... Öptüm sizi Bir kadın nasıl baştan çıkarılır? Önce şunu bilmenizde yarar var; bir erkek bir kadını baştan çıkarmaz. Ancak karşısındaki kadının baştan çıkma isteğini kışkırtabilir. Dokunulması gereken hassas noktaları bilmek gerekir, tabii ki ruhunda... Mesela sorumluluğu onun üzerinden alma en güzel maskeleme taktiğidir; kadının içindeki utanmazlığı saklarsınız kendisinden ama güya kendinizden. Bir sonraki dokunulacak nokta cesaret için normalleşmeyi sağlamaktır. Kadının kendini sıradan bir şey yapıyormuş gibi hissetmesi önemlidir. Farklı olmak düşüncesi cesareti kırar zira. Ve son adım istememektir. Baştan çıkmasını istememek. Bunu ondan aniden uzaklaşarak sağlarsınız. Sonra o egosunun tuzağına düşer ve etkileyiciliğinin yetersiz kaldığını düşünüp kendi içindeki kuşatma harekatına yenik düşer... Erkek Köşesi!