Cumartesi Nişantaşında yılbaşı kokusu!

Nişantaşında yılbaşı kokusu!

01.01.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ağaçları süslenen, sokaklarında partiler verilen, yeni mekanlara ev sahipliği yapan Nişantaşı yeni yıla hazır

Nişantaşında yılbaşı kokusu

Hafta sonları da sokak partileri başladı. Geçtiğimiz cumartesi Abdi İpekçi Caddesi trafiğe kapatıldı ve Kırıntının önünde DJ kabinleri kuruldu. Partide gençler ellerinde içecekleri, kaldırımda salınıyor (Hem büyüklere hem de küçüklere seslenen yılbaşı partileri bu cumartesi de devam ediyor). Bu sırada erkeklerin çoğu halen moda olan İlhan Mansız saç kesimi, kısa deri ceketleri ve bol-bosbol-kesim pantolonlarıyla; kızlar da uzun yırtık kesimli saçlar fora, kısa kürk yakalı deri montlar ve dar jeanlerle etrafı süzüyor.Biraz ötede Beymen Brasserienin önünde bir müzisyen saksofon çalıyor, biraz önceki kalabalığın abla ve anneleri de orada şıklıklarını sergiliyor. Milli Reasürans Çarşısına doğru ilerleyebilirseniz eğer, kafe ve restoranların içi de önü de ayakta sohbet edenlerle dolu. Kadınlar ellerinde poşetlerle mağazalardan butiklere koşuşturuyor, arada bir kahve molası vererek. Ve herkes çok şık. Ama gerçekten. Topuklu ayakkabılar, mini etekler, file çoraplar, kürkler, işten çıkan takım elbiseli beyler, ellerinde puroları... Biz Avrupanın ta kendisiymişiz meğerse.Yine Abdi İpekçi Caddesinde Banyan isimli bir restoran-bar varmış. Aslında uzun zamandır oradaydı da, ben yeni keşfettim. Koyu renk aynalı camlar var girişinde, öyle içeride ne olduğu yoldan geçerken görülmüyor. Oysa içeride nefis bir ambiyans ve nefis Uzakdoğu yemekleri var. Tavsiye ederim. Tel: (0212) 219 60 11Bizim sokağımızda da yenilikler var. Kartell açıldı. Kartell dünyanın çeşitli şehirlerinde mağazaları bulunan bir İtalyan firması. Philippe Starck gibi çeşitli tasarımcılarla çalışıyor, bünyesinde sonsuz polikarbon ve metal mobilya tasarımları sergileniyor. Eviniz, ofisiniz, restoran veya kafeniz için bu rengarenk ve iç açıcı tasarımlara mutlaka bir göz atmalısınız. Benim favorim yine Philippe Starckın tasarımı, yandaki gibi sehpa / cüceler! Kendi vitrinimden komşunun manzarasına doyum olmuyor. Yılbaşı yaklaştıkça Nişantaşı bir Paris oluverdi! Sokaklardaki tüm ağaçlar çeşitli tasarımcılar tarafından yeniden giydirildi, süslendi. Ağaçların bir kısmından oyuncak bebekler sarkıyor, bir kısmı ise maskeler içinde. Hokkabaz şapkaları, kola kutularından yılbaşı ağaçları, yanar döner dev fırçalar, aynalar, şişeler ve kar yapma dolapları ile Nişantaşı görülmeye değer. Çeşitli organizasyon ve katılımcıların da katkısıyla, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, aynen söylediği gibi, burayı bir Avrupa şehrine çevirmekte. 19uncu yüzyılda İstanbulun Batılı kimliğini yansıtan Grand Rue de Pera (şimdiki İstiklal Caddesi) ilk göz ağrısına kavuştu. Bu caddenin en eski ikinci pasajı olan Passage Oriental (Şark Aynalı Çarşı, günümüzün Passage Markizi) büyük bir davetle açıldı. Bu pasaj açıldığı 1840 yılından itibaren 163 yıl boyunca sayısız mağazaya ev sahipliği yapmıştı. Terzi Mulieri, kürkçü Atanas Lukresi, kuaför Kristichin yanı sıra o zamanın meşhur lezzeti ve alışveriş yapan hanımların meşhur durak noktası Lebon Pastanesi vardı. Lebon Pastanesi 1940ta yerini Markiz Pastanesine bıraktı. İç mimarisi ve zamanın art deco akımının etkisindeki enfes süslemeleri ile olduğu gibi korunmuş. 23 yıl kapalı kaldıktan sonra, Markiz Pastanesi ve Passage Markiz, tüm zenginlikleri ile kapılarını açtı. Ama ne açılış; pasajın içinde kalabalıktan ilerlemek imkansızdı. Davetliler bir başka hoştu. Davet sahipleri 23 yıldır içeride bekliyorlarmış gibi o dönemin tuvaletleri, saten eldivenler, minik şapkalar, kürkler, tokalı ayakkabılar, inciler içindeydiler. Başka renk yasakmış gibi bütün kadınlar siyah giyiyordu, bir ben yeşil giyiyordum (varsa bile ben göremedim). Hani derler ya şampanya su gibi aktı işte aynen. Ama her şeyin en lezzetlisi, bizi eve gönderirken verdikleri çikolatalardı. Markiz Pastanesi yeniden açıldı haftanın arzulananı Haftanın arzulananı bu: Tods çanta. Başka hiçbir şey arzulamıyorum. Ama bu elde boyanmış saten Tods çanta için bayağı para biriktirip New Yorka gitmem gerekecek. New Yorka gitmek gerekiyor haftanın yenisi Beyonce Knowlesın MTV ödül töreninde yaptığı bu pembe tonlarındaki makyajını beğendiyseniz, Christian Diorun yeni Rose Gypsy beşli farını edinmelisiniz. Popstar gibi görünmek...