Cumartesi "N'olur H&M Türkiye'ye gelmesin!"

"N'olur H&M Türkiye'ye gelmesin!"

17.03.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Nolur H&M Türkiyeye gelmesin

malphan@milliyet.com.tr Herkesten aynı çığlık yükseliyor: "Gelmesiiiiiin!"Neden mi? Herkes H&M giyecek de ondan.Bilmeyenler için H&M'i tek cümleyle, hatta bir sloganla açıklayalım: En uygun fiyata modayı ve kaliteyi sunan marka.Modayı sunuyor tamam ama kalite için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Buradan alınacak şeyler var, alınmayacak şeyler var. Mesela kazak alayım demeyin. Ekimde aldığım gri kazağı sadece bir kere giydim. O bir seferde ise yere atıp üzerinde zıplamamak için kendimi zor tuttum. Kazakla temas eden canlı-cansız her şey tüy içinde kaldı. Tüy bırakıyor, yünü adi! Ama havalı ve son moda, ona diyecek bir şey yok.H&M'in ilk mağazası 1947'de İsveç'te açıldı. 22 ülkede yaklaşık 1200 mağazası, kadrosunda 100'den fazla tasarımcı, 50 bin çalışanı var. Mallarını Asya ve Avrupa'da ürettiriyor. Büyük kısmı da Türkiye'de yapılıyor. H&M prensipte üretiminin yapıldığı ülkelerde mağaza açmıyor ama Türkiye için bir istisna yapabileceği konuşuluyor. Bu bahar açılması planlanan İstinye Park'ta bin metrekarelik bir mağaza H&M'e ayrılmış. Bu mağaza altı ay H&M'e rezerve edilecekmiş. Yani gelirse İstinye Park'ın en bomba markası olacak. Şu sıralar kızların ağırlıkta olduğu hangi sohbete dalsam bir H&M konusu açılıyor. Meselemiz "H&M Türkiye'ye geliyor mu / gelmiyor mu?" Açılışı şüphesiz IKEA'nın açılışından daha büyük olacak. Yani kıyamet kopacak! Bu 34 bedenden 42 bedene kadar tüm kadınları ilgilendiren bir marka. Dolayısıyla önünde uzun kuyruklar oluşacak. (Londra'da Oxford Circus'taki mağazasına öğleden sonra gittiğinizde mağaza savaş alanını andırıyor. Yağmalanmış gibi... Türkiye'de de durum farklı olmayacak.) H&M'in Bağdat Caddesi ve Nişantaşı gibi alışveriş caddelerinde yer bulması zor olacak. Bu yüzden diğer alışveriş merkezleri ikinci mağazasını onların çatıları altında açması için H&M'e büyük ayrıcalıklar tanıyacak. Ve ortalık karışacak. H&M'in Zara ve Mango'dan daha fazla ürün çeşidi var. Yani H&M onlar için zorlu bir rakip olacak. H&M çok ilan veriyor. Billboard'ları kullanıyor, otobüsleri giydiriyor. Reklam pastasını büyütecek. İndirim dönemlerinde büyük kaos yaşanacak. Dışarıda ambulans bulundurulması tavsiye edilir çünkü milletin birbirini ezme ihtimali yüksek.Bunlar işin bir yüzü. Diğer bir yüzünde ise "H&M gelmesiiiiin!" diye bağıran genç kadınlar yer alıyor. Peki onların derdi ne? Şu: H&M gelirse herkesin kendileri gibi giyineceğini düşünüyorlar. Sen git yıllardır yurtdışından H&M'in en gözde ürünlerini al, çoğunluktan farklı ol; sonra H&M gelsin buraya açsın ve farkın kalmasın kimseden. Kadınların felaket senaryosu olarak çizdiği bu tablo abartılı değil, inanın. H&M buraya açıldığı gün Türkiye'deki genç kadınların giyimi değişecek. Çünkü ürünleri son moda ve en önemlisi de inanılmaz ucuz.Bugüne kadar Karl Lagerfeld, Stella McCartney ve Victor&Rolf gibi tasarımcılar H&M'e özel koleksiyonlar hazırladı. En son Madonna'nın koleksiyonu satışa sunuldu. Yaz koleksiyonunun yüzü ise Kylie Minogue. Anlayacağınız Türkiye'de "ucuza designer giyim" diye yedirilen her şey yalan aslında. H&M gelirse "ucuza designer giyim"in gerçekte ne demek olduğunu herkes görecek. H&M gelene dek bekleyemiyorsanız, size markanın ihraç fazlası olarak satılan ürünlerinin adreslerini verelim: Terkos Pasajı, Beyoğlu İş Merkezi. Buralarda ürünlerin çoğunun üzerinde H&M etiketi var. Etiketi kesilmişse, H&M'i üzerinde bedeni yazan kırmızı etiketinden tanıyabilirsiniz. Buralarda sadece tişört gibi sade ürünler değil, elbise, etek, pantolon, ne ararsanız var. Bir arkadaşım buradan aldığı mor jarse elbiseyi bir düğüne giymişti.Salı günleri Levent pazarında H&M'in iç çamaşırları satılıyor. Sutyenler 3 YTL, külotlar 2 YTL.Uzun lafın kısası; siz H&M'le henüz tanışmamış olanlar... Anlatılanlardan canınız çektiyse ve H&M gelmiyor diye üzülmeye başladıysanız, üzülmeyin. H&M zaten burada. Gidip Beyoğlu'nda biraz turlayın. iyelim H&M geldi; peki neler olacak? Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev'in eşi Mihriban Aliyev sanırım şu an dünyanın en şık ve şüphesiz en seksi first lady'si. Türkiye'ye geldiğinde gazeteci ordusunun İlham Aliyev'in değil, eşinin peşine düşmesi ve gazetelerde boy boy onun fotoğraflarının yayınlanması bundan olsa gerek. Mihriban Aliyev giyimi ve duruşuyla "Beni ne başkanlar istedi de, Azerbaycan'ın devlet başkanına vardım" gibi bir izlenim veriyor. Belli ki kıyafetlerini kendi ülkesinden almıyor. Her sezon Paris'e alışveriş turları düzenlediğine şüphe yok. Böylesine fakir bir ülkenin first lady'sinin bu derece zengin görünümlü olması boşuna değil. Azerbaycan'da zengin ve fakirler arasında büyük bir uçurum var. Yüksek kitlesi giyime, üstüne başına inanılmaz meraklı. Bakü'nün iki şık alışveriş caddesi var ve Armani'den Calvin Klein'a birçok marka bu caddede mağazalarını açmak üzere. Mesela Türkiye'den en son Little Big, Azerbaycan pazarına girdi ve yok satıyor gibi bir şey. En önemlisi, halkının bile alaturka bir zevk anlayışı yok. Alaturkalığın olmadığı yerde de zarafet artıyor tabii. En şık first lady Önce popçuydu, sonra rock'çı oldu, seksi sahne kostümlerini bir kenara atıp yırtık jean'ler giydi, kafasını kazıttı, dövme yaptırdı, saçını var olan her renge boyadı, değiştirdi, yine boyadı, öyle oldu, böyle oldu, şekilden şekile girdi. Sibel Tüzün en son olarak da karşımıza 50'lerden kalma bir showgirl gibi çıktı. Bir insan kendiyle neden bu kadar çok oynar? Psikologlar bunun genellikle kişiliği oturmamış ve dışarıya karşı kendini bir tüketim aracı gibi gören insanlarda rastlandığı görüşünde. Tüzün imaj tüketiyor aslında. Bundan sıkıldım, hop ötekine. Bu değişim tatminsizlik, kendine güvenmeme ve hedefsizlik kokuyor. Bakalım Tüzün'ü daha ne şekillerde göreceğiz... Sibel Tüzün'ün derdi nedir? Başrol oyuncusu Forest Whitaker'a En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar getiren ve şu an ülkemizde de gösterimde olan "İskoçya'nın Son Kralı" adlı filmde Uganda'nın meşhur diktatörü Idi Amin anlatılıyor. Ne kadar faşist ya da acımasız olursa olsun Idi Amin renkli kişiliğiyle istediğinde insanları etkilemeyi başarabilmiş. Halkına şöyle sesleniyor: "Bir general üniforması giyiyor olabilirim ama kalbimde sizin gibi sıradan bir adamım." İngilizlerden nefret eden ancak İskoçlara tapan Amin karşılaştığı genç doktorun, üzerinde "İskoçya" yazan tişörtünü oğlu için istiyor; karşılığında ona kendi askeri gömleğini veriyor ve şöyle diyor: "Gördün mü? Şimdi general sensin." Üniformanın gücünü derinlerde hisseden bir adam Amin.Bu fotoğrafta Amin'in sürgünde olduğu Suudi Arabistan'da yaşadığı yeri görüyorsunuz. İlk başta köhne bir oda izlenimi verse de durumu o kadar acıklı değildi. Suudi Arabistan ona ayda 1400 dolar, araba, şoför ve hizmetçi veriyordu. Saatinin pahalı olduğu belli. Beyaz Müslüman giysisi Batılıların "power suit" diye tabir ettiği güç simgesi takım elbiselerinin Afrikalı muadili. Sürgünde bile olsa Amin'in gücünden taviz vermediği kıyafetlerinden anlaşılıyor. Üniformayı giyen general olur