27.11.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:
Ece Emre ece.emre @ gmail.com
Tüm dünyada birçok gösteriye imza atmış, 1778 yılında Milano’da kurulan ve dünyanın en önemli tiyatro ve bale topluluğundan biri olan La Scala Tiyatrosu Bale Topluluğu, Pink Floyd şarkılarıyla düzenlenen beş özel bale gösterisini sunmak için İstanbul’a geldi.
İstanbul Kongre Merkezi Harbiye Salonu’nda başlayan La Scala Pink Floyd Balesi bugün ve yarın üç defa daha sahnelenecek. Bu topluluğu ülkemize getiren isim ise bir dönem uluslararası transferlerde aracılık etmiş, Türkiye-İtalya ilişkilerinde önemli bir rol oynamış işadamı Celaleddin Bilgiç. Sponsor desteği almadan kendisinin finanse ettiği bu gösteri için Bilgiç “Böyle bir eseri getirmek benim için büyük bir onur. Sanat ve kültüre yönlendiğiniz zaman sınırları ortadan kaldırıyorsunuz. Bunu büyüklerimden öğrendim. Kültür- sanat konusunda bundan sonra da girişimlerde bulunmak istiyorum” diyor.
La Scala Pink Floyd Balesi’ni ilk kez Türkiye’ye getiren isimsiniz. Daha önce eğlence sektörüyle ilgili bir girişiminiz oldu mu?
Eğlence sektörü ile ilgili bir iş bugüne kadar hiç yapmadım. Hatta bu konuda acemiyim ve öğrenmeye çalışıyorum. Organizasyon konusunda Showhow şirketi ile birlikte çalışıyoruz.
Nereden geldi aklınıza La Scala Pink Floyd Balesi’ni getirmek?
2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti projesi kapsamında yönetim kurulu benimle görüşmek istedi. Onlar için yurtdışı bağlantılı bir proje geliştirmemi istediler. Ben de La Scala’yı getirme teklifinde bulundum. Milano Belediye Başkanı Letizia Moratti ve kültürden sorumlu yardımcısı Massimiliano Finazzer Flory ile görüştüm. Scala’nın dört tane bölümü var. Lirik opera, akademik bölümü, senfoni bölümü ve bale bölümü var. Hedefim lirik operayı getirmekti. Maalesef AKM’nin kapalı olması nedeniyle ve diğer salonların da uymamasından dolayı olamadı. Ardından da İstanbul 2010 ile diyalogu kopardık.
Ama sizin aklınızdan çıkamamış olacak ki ısrarcı olmuşsunuz...
Böyle bir ilişki kurulmuşken neden İstanbul’da güzel bir organizasyon gerçekleştiremiyoruz diye içimde ukde kaldı. Milano Belediyesi de bu konuda ısrarcı oldu. Biraz zordu bunu gerçekleştirmek çünkü La Scala bu yıl sonunda Pink Floyd ile anlaşmasını bitiriyordu. Ayrıca programları da doluydu. Sonra haber geldi, gösterinin bir ayağı iptal oluyormuş. Bundan sonra İstanbul’a gelmeyi kabul ettiler.
Bu etkinliğin toplam bütçesi ne kadar? Zarar ederseniz ne olacak?
Bütçemiz 800 bin avro. Zarar da edebiliriz. Zarar da kâr da ticaretin bir parçası.
Bundan sonra da kültür-sanat alanında girişimlerde bulunacak mısınız?
Evet. Leonardo da Vinci’nin eserlerini getirmek istiyorum. Türkiye’den de Anadolu Ateşi’ni Milano’ya götürmek isterim.
“KKTC için 2003’ten beri gizli lobi yapıyorum”
- İtalyan Lisesi’ni bitirdim. Daha sonra Milano Teknik Üniversitesi’nde okudum. O tarihten sonra da İtalya’ya yerleştim ve 1982’den beri İtalya’da ikamet ediyorum. Vatandaşlık hakkım vardı ama almadım. Eşimle Türkiye’de tanıştık, o da benimle İtalya’ya geldi ve birlikte okuduk.
-Üniversitede okurken aynı zamanda çalışıyordum. Bu yüzden ticari hayatı yakından tanıma fırsatım oldu. Makine mühendisliği okuduğum için fabrikalarla, sanayicilerle okul bittikten sonra iyi ilişkiler kurdum. Ardından Türkiye’de bir İtalyan şirketi ile ortak girişimlerimiz oldu ve ticari faaliyetlerde bulunduk. Birçok alanda üretim faaliyetlerinde bulunan şirketlerimiz ve ortaklıklarımız var.
-İlişkilerim ve İtalyancanım üst düzeyde olması nedeniyle çevrem çok gelişti. İtalyan makamlarıyla olan ilişkilerim sayesinde farklı bir noktaya geldim. Girişimlerim sayesinde büyükelçiliklerin ve Dışişleri’nin ilgisini çektim. İtalya devlet nişanının en üst seviyedeki rütbesi olan Commandatore’yi aldım. Ayrıca İtalya ve Vatikan’ın büyük devlet nişanlarını da aldım.
-KKTC’nin Avrupa’daki gezici büyükelçisiyim. Kıbrıs’ı bütün Avrupa ülkelerine zorla kabul ettirdim. KKTC’yi resmi olarak tanımadıkları için gizli lobi yapmak gerekiyor. Benim de çevrem olduğu için bu konuda çok katkılarım oldu. 2003’ten beri bu göreve devam ediyorum.
12 yaşında bir kızın isteğiydi
İlk kez 1972’de Pink Floyd’un canlı performansı eşliğinde sahnelenen La Scala Pink Floyd balesinin ilginç bir öyküsü var. Koreograf Roland Petit
12 yaşındaki kızının bale ile Pink Floyd’un iç içe geçtiği bir proje ricasını kıramaz ve bu projeyi grupla paylaşmak üzere İngiltere’ye gider. Projeyi Pink Floyd’a anlatır, grup üyeleri de çok beğenir.
“Eskiden Aziz Yıldırım ile aramız iyiydi”
-Hem futbolu çok sevmem lise yıllarımda da oynamam hem de İtalya ile olan iyi ilişkilerimden dolayı birçok futbolcuyu Türkiye’ye getirdim. Ortega, Appiah, Kezman, Zeman, Ancelotti’yi getirmelerine ben aracı oldum. Ayrıca Emre Belözoğlu’nu ve Okan Buruk’u da İtalya’ya ben götürdüm. Kulüp başkanlarıyla aram çok iyi olduğu için aracı oldum. Örneğin Inter kulübünün başkanı, Juventus’un başkanı, benim çok yakın arkadaşlarımdır. İki yıl öncesine kadar Aziz Yıldırım ile de iyi bir diyalog içindeydik. Fenerbahçeli olmamdan dolayı transfer konusunda onlara yardımcı oluyordum. Şu anda sadece Fenerbahçe2000 adında bir dernek var ve onun başkanlığını yapıyorum. Transfer konusu ile iki yıldır ilgilenmiyorum.
-Hollanda’nın 2.lig takımlarından Maastricht futbol takımının yüzde 50 hissesini satın almak için mukavele imzaladım. Hisse devrini bekliyorum. Türk çocuklarına istikbal açabilmek istiyorum. Futbol iyi bir iletişim kaynağıdır.
-Fenerbahçe’ye hizmet etmek benim için büyük zevk. Yönetimde yer almam için teklif gelirse tereddütsüz kabul ederim.