08.08.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:
Kozmetik markası L’Oreal’in hikayesi firmanın kurucusu Fransız kimyager Eugene Schueller’in Paris’te bir apartman dairesindeki minik laboratuvarında saça zarar vermeyen bir saç boyası icat etmesiyle başlıyor. Genç kimyagerin saç telini bilimsel yollarla iyileştirmeye çalışması yani alışagelmiş güzellik reçetelerini değiştirmek istemesi yaşadığı dönem itibarıyla oldukça devrimci bir hareket olarak kabul ediliyor.
Zira o dönemde güzellik bilimin ilgi alanına pek girmiyordu. Hatta üniversiteden mezun olurken saç boyası işine gireceğini duyan hocası Schueller’e bu işte bir gelecek olmadığını, boşuna vakit harcamamasını tembihlemişti.
Uyarılara kulak tıkayan Schueller ilk olarak saç dostu boyalar üretmeye başladı ve buradan yola çıkarak kurduğu şirketin ismini de Saçlar İçin Zararlı Olmayan Boyalar Şirketi (La Societe Française de Teintures Inoffensivenes Pour Cheveux) koydu.
Parislilerin saçlarını daha parlak, canlı ve güzel yapmak için araştırmalarına devam eden Schueller, 1928’de bugün marketlerde satılan pratik saç boyalarının öncüsü sayılan ilk hızlı oksitlenme boyası Imedia’yı icat etti. Şirket 1939’da L’Oreal adını aldı ve böylece firmanın reklamlarında da sık sık gördüğümüz araştırma merkezlerinin ilki açılmış oldu. Schueller’in “Büyük Boyama Üniversitesi” diye tanımladığı bu merkezlerde araştırmacılar saçları daha parlak, kuvvetli ve güzel yapmanın bilimsel yollarını aramaya başladılar.
L’Oreal’in ünlü yüzleri