Cumartesi “Ruhumdaki hippilik koleksiyonuma yansıyor”

“Ruhumdaki hippilik koleksiyonuma yansıyor”

03.05.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Chez-bo markasının yeni yaz modellerini çıkaran Şebnem Çapa: “75 parçalık koleksiyonuma ‘Doğu, Doğa, Papatya’ adını verdim. Papatya en sevdiğim çiçek. Benim ruhumda hippilik var. Ne de olsa 60 çocuğuyum. O yılların etkisi koleksiyonumu da etkiledi”

“Ruhumdaki hippilik koleksiyonuma yansıyor”

Şebnem Çapa yıllardır magazin sayfalarının gediklisi. Sosyete lafını sevmiyor, “Cemiyet hayatının bir üyesiyim” diyor. 50’ye merdiven dayamış ama 30’larında gösteriyor.
Etnikle moderni buluşturmayı, farklı tarzları bir arada kullanmayı sevdiğini söylüyor. Yıllar önce tasarladığı plaj pantolonları ve tunikleri çok tutulunca modaya “bulaşmış”. Onu Şebo diye çağıran ailesine ve arkadaşlarına “uyup” butiğine Chez-bo adını vermiş. 
Çapa “Tatlı-sertimdir. Politik olamam. Aklımdan geçeni söylerim” diyor ve işini, ailesini, kocasının kardeşi İzzet Çapa ile olan dargınlığını anlatıyor.

Haberin Devamı

Chez-bo ile 45 yaşından sonra modaya girdiniz. Giyim merakınız nasıl işe dönüştü?

Beş-altı yıl önce evimin bir odasını atölyeye dönüştürdüm. Kendime plaj pantolonları, tunikler yapmaya başladım. Üzerlerini boncuklarla işliyordum. Her gören bayılıyordu. Atmosphere butiğin sahibi arkadaşımdı. Onun ısrarıyla butiğine küçük bir koleksiyon hazırladım.
Sonra eşim Celal’in işletmeciliğini üstlendiği Bodrum Tampa’nın içinde bir dükkan açtık. Tasarladığım tunikleri satmaya başladık. Siparişlere yetişemiyordum. İki yıl önce kendi atölyemi, mağazamı açmaya karar verdim ve kendimi Çukurcuma’da bu butikte buldum.  

“Form doldururken meslek kısmına hâlâ ev kadını yazıyorum”

Mesleğiniz sorulduğunda ne cevap veriyorsunuz?

Haberin Devamı

 “Atölyem var, kıyafet yapıyorum” diyorum. Ama form falan doldururken meslek kısmına hâlâ alışkanlıkla ev kadınıyım yazıyorum.

Etnik kumaşları modernize ederek tasarım yapıyorsunuz. Size neler ilham veriyor?

En çok Hindistan. Bu ülkeye yaptığım her seyahat ufkumu açıyor. Orası benim ikinci vatanım. Doğu’ya hayranım. Kumaşlarımı Hindistan ve Hong Kong’dan alıyorum. Bir de tarihi filmler bana ilham veriyor. 

 Koleksiyonunuzun temasını anlatır mısınız?

75 parçalık koleksiyonuma “Doğu, Doğa, Papatya” adını verdim. Papatya en sevdiğim çiçek. Benim ruhumda hippilik var. 60 çocuğuyum. Bu koleksiyon da diğer koleksiyonlarım gibi bu yanımı yansıtıyor.

Koleksiyonunuzda neler var?

Uzun ve kısa tunikler, pantolonlar, elbiseler, tuvaletler, yelekler... Kumaşları önce vücuduma sarar, onun hangi giysiye dönüşeceğine öyle karar veririm. 

Satılmasınlar diye elbiseleri saklıyordum”

Kısa bir süre önce sadece kendiniz için tasarım yaparken şimdi başkaları için de giysi hazırlıyorsunuz. Chez-bo’da her üründen sadece bir tane var. Çok beğendiğiniz bir modelle vedalaşmakta güçlük çekiyor musunuz? 

Önceleri zor vedalaşırdım. Bazılarını satılmasın diye saklıyordum. Bana kalsın istiyordum. Şimdi paylaşmayı öğrendim. Kimse için aynı elbisenin ikincisini yapmıyorum. Ne kendim için ne de “Hadi bundan bana da yap” diyen kız kardeşim Çiğdem (Kayalı) veya kızım Ceylan için.

Gardırobunuza hangi markaya ait kıyafetler girebilir?

Haberin Devamı

Hiçbir zaman moda bağımlısı olmadım. Moda olduğu için değil, tasarımı hoşuma gittiği için tercih ettiklerimden biri Antonio Marras. Marras’ın Kenzo için hazırladığı yaz koleksiyonu şahane. Dries Van Noten’in yaz modelleri ve Etro’nun renk cümbüşü de tam bana göre. 

“Celal renk körü. 27 yıldır kıyafetlerini ben seçiyorum”

Kocanız Celal Çapa veya çocuklarınız giyim konusunda size danışır mı?

Ceylan bir davete giderken muhakkak bana sorar. Celal renk körü. 27 yıldır kıyafetlerini ben seçiyorum. Sabah o dışarı çıkmadan önce gömleğinden ayakkabısına
o günkü kıyafetine tek tek karar veriyorum. Bazı kombinasyonları ezberledi, tek başına halletmesi gerektiğinde onları giyiyor.

Oğlunuz Emre Çapa, Boston’daki Johnson&Wales Üniversitesi’nden mezun oldu. Babasının izinden gidip İstanbul gece hayatında popüler olacak bir mekan açacak mı?

Olabilir. Celal’in veoğlumun birlikte hayata geçirmek istedikleri bazı projeler var. Detayları sürpriz. 

Haberin Devamı

Kızınızın ablası gibi görünüyorsunuz. Nedir bunun sırrı? Estetikten yardım aldınız mı?

Hayır. 48 yaşındayım, yüzüme iğne değmedi. Ama estetiğe karşı değilim. İleride, rahatsız olduğum yerime müdahale ederim. Botokstan uzak durarak tabii. Sinirlerimi felç etmeye niyetim yok. 
Geçen yıla kadar hiç diyet yapmadım. Deli gibi yedim. Celal ile gece yarısı yaptığımız tostlar, sucuklu yumurtalar meşhurdur.
15 yıl yüzdüm. Yüzmeyi bırakınca kilo almaya başladım. Bu yüzden diyet uzmanı Yasemin Bradley’e giderek yemek yemesini öğrendim.

“Bu yaştan sonra İzzet’in kırdığı kalbimi toplayacak gücüm yok”

 Kocanız ile kardeşi İzzet Çapa’nın görüşmesini yasakladığınız söyleniyor. Celal Çapa sizin korkunuzdan İzzet Çapa’nın mekanlarına gidemiyormuş. Doğru mu bunlar?

İzzet işinde çok başarılı. İstanbul’un en iyi işletmecisi. Allah önünü açık etsin. Yıllar önce aile arasında tatsız olaylar yaşandı. Bunun kırgınlıkları hâlâ geçmedi. Kalbim bu konu yüzünden kırıntı kadar küçük parçalara ayrıldı. Bu yaşımdan sonra o kırıntıları toplayacak gücüm yok.
Celal’in İzzet’in mekanlarına gidip gitmemesi kendi kararıdır. İsterse gider. Ona empoze etttiğim bir şey yok, 53 yaşında adam. Ama ben gitmiyorum. Çocuklarım da gitmek istemiyor. Tamamen kendi arzularıyla...