Cumartesi Seni gidi keyif bozan!

Seni gidi keyif bozan!

25.09.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

İnsanın durduk yere keyfini bozanların en güzide örnekleri genellikle kadınların arasından çıkar. Üstelik bu türün temsilcileri dünyanın her yerinde inanılmaz biçimde birbirine benzer

Seni gidi keyif bozan

donatellapiatti@hotmail.com Ne demek istediğimi daha iyi anlatabilmek için birkaç örnek vereyim: Bu tip, kocasının bir takım elbise denerken aynaya memnun biçimde baktığını fark ettiğinde son derece tatlı bir gülümsemeyle, gayet masum, "Ne kadar yakıştı! Ama sevgilim, son zamanlarda biraz şişmanlamış mısın sen?" der. Bir tartışma sırasında, coşkuyla fikrinizi savunurken, karşı tarafa geçip sizi yalnız bırakır, üstelik sizin gibi düşündüğünü adınız gibi bilirsiniz! Bütün bir öğleden sonrayı, yardım etmek için parmağını bile kıpırdatmadan akşam yemeği hazırlıklarınızı seyrederek geçirip sonunda misafirlerinizin önünde, "Donatellacığım, şu patlıcanların içine bilmem ne koysan daha iyi olmaz mıydı?" der... Şaraplar hakkında her şeyi bildiğine inandığı için ona belirli bir yemekle hangi şarabın iyi gideceğini sorduğunuzda, havalı havalı size bir şarap tavsiye edip sonra herkesin önünde "Aslında bunla bilmem ne şarabı daha iyi giderdi" diye konuşur. Karşılarında kişinin keyfini bozmaktan büyük haz alan insanlar vardır, siz de karşılaşmışsınızdır mutlaka! Bu tiplerin, ortamdaki neşe ve keyfi hisseden duyargaları vardır. Etraflarına, her türlü neşeyi lanet bir biçimde söndüren bir cümle ya da bir espri savurarak eğlendirirler kendilerini. Aynı nefretlik kişinin, beraber gideceğiniz bir davet için nasıl giyinilmesi gerektiğini sorduğunuzda, "Bilmem ki... Gündelik kıyafetler olur bence" demesi üzerine o şekilde giyinmiş olarak gittiğiniz davette herkesin son derece şık giyindiğini görürsünüz. O ise bembeyaz ipek takımının içinde tek kelimeyle nefes kesmektedir. Durumdan biraz rahatsız olup "Gayri resmi bir davet olmayacak mıydı?"diye sorduğunuzda da, sesinde elinizdeki kırmızı şarabı o güzelim beyaz ceketinin üzerine dökmek istemenize neden olacak o sahte masum ifadeyle, "Ahh, benim de son dakikada haberim oldu... Sana söylememiş miyim?" diyecektir!Sonuçta nasıl bir tipten bahsettiğimi anlıyorsunuz, değil mi? Bu sevimsiz cinsin en güzide örnekleri kadınların arasından çıkar genellikle ve inanın bana, dünyanın dört bir tarafındaki örnekleri inanılmaz biçimde birbirine benzer. Keyfinizi bozmalarına engel olmanın bir tek yolu vardır: Onları hemen hayatınızdan çıkarıp atmak ve üzerine de bir daha düşünmemek!Ortak bir arkadaşımızın benzer bir kıllığına maruz kalan Ayşe "Peki nasıl yapacağım?" demişti perişan halde. "20 küsur yıldır tanıyorum onu!" Ona baktım ve içim acıdı çünkü bu tipler bazen gerçekten pek sinsi oluyor ve planlı kötülüklerini beklenmedik inceliklerle öyle büyük bir hünerle harmanlıyorlar ki çoğu zaman olan bitenin farkına bile varamıyoruz ya da en azından şüpheye düşüp "Özellikle mi yaptı yoksa ben mi fesatım?" diye düşünüyoruz! Ayşe hâlâ kara kara düşünüyor... Bense arkadaşımızın gerçek bir "keyif bozan" olduğuna, dolayısıyla onu listemden silmem gerektiğine karar verdim. Teselli niyetine Ayşe'ye kendi yaptığım naneli sorbeden ikram ettim, hani o meyveli yarı donmuş içecekten. Sorbe (bir yerlerde bu ismin Arapça "sharbat" kelimesinden geldiğini okumuştum) bilmeyenler için söyleyelim, dondurmanın atası sayılır. Meyve ya da bitki bazlı, yarı donmuş, yarı sıvı, akışkan bir preparattır. Daha Roma döneminde, o boğazına düşkünlerin düzenlediği sonu gelmez ziyafetlerde serinleten, hazma yardımcı olup mideyi sıradaki yemeğe hazırlayan kar ve meyve suyu karışımı bu içecek servis edilirmiş... Yüze yakın çeşidi olan sorbenin yemekler arasında, şık kristal kupalarla ikramı bugün bile, sofistike sofralarda son derece moda. "Arkadaşımız" önemli misafirlerini ağırlayacağı bir akşam yemeği düzenliyormuş; bu vesileyle benden tarifini istedi. Ben de vermesine verdim tabii, üstelik son derece de kolay. Ama malzemeleri yazdırırken şeytan dürttü işte ve büyük bir keyifle ufak bir ayrıntıyı atladım; "klas" bir sorbe olabilmesi için gereken yumuşak kıvamı sağlayacak o en önemli ayrıntıyı, yumurta akını! Onları hayatınızdan çıkarın Malzemesi: 300 gr. şeker, 70 gr. taze nane yaprağı, 50 gr. limon suyu, kar gibi çırpılmış bir yumurta akı. Yapılışı: Şekeri 1 litre suda, tamamen eriyinceye kadar pişirin. Bu karışımı nane ve limon suyuyla blendırden geçirip bir kaba boşaltın, buzluğa koyun, kristalleşmesini önlemek için 10 dakikada bir karıştırın. Tamamen katılaşmadan, ona yumuşak bir yoğunluk verecek yumurta akını da ekleyin.Nane yaprakları ve ufak limon dilimleriyle süsleyip dondurma kaselerinde servis edin. Afiyet olsun! Naneli sorbe