Cumartesi Sesi enerjiye dönüştürdüler

Sesi enerjiye dönüştürdüler

08.04.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Rönesans Holding’in  düzenlediği  “Sürdürülebilir  Geleceği Tasarla”  yarışmasında ödül  kazanan Cemal Temel  ve Hanse Yalçınkaya  projelerini anlattılar:  “Tasarladığımız  bağırma odalarıyla  gençler bağırdıkça  hem deşarj oluyor hem de enerji sağlıyorlar”

Sesi enerjiye dönüştürdüler

Gençler için yeni kaynaklarla enerji üretmek mümkün... Rönesans Holding’in bu yıl 3. kez düzenlediği “Sürdürülebilir Geleceği Tasarla” yarışmasına 133 üniversiteden 3 binden fazla öğrenci katıldı. Yarışmada dereceye giren gençler para ödülünün yanı sıra Rönesans Holding bünyesinde staj yapma imkanı elde ediyor. Mardin Artuklu Üniversitesi’nden Cemal Temel ve Hanse Yalçınkaya, “Alternatif Enerji Kaynakları” adlı çalışmalarıyla Gayrimenkul Yatırımı dalında birinci oldular. İkili projelerini, ödüllerini almak için 6 Nisan’da geldikleri İstanbul’da anlattılar.

Haberin Devamı

Proje konusu olarak neden alternatif enerji kaynaklarını seçtiniz?

Cemal Temel: Projenin temeli gençlik merkezleri. Aksiyonun ve enerjinin olduğu mekanlar. Hobi odaları da buradaki enerjinin sarf edilmesini sağlıyor. Şöyle bir eksiklik hissettik; mesela spor salonlarında neden bir zıplama alanı ya da bağırma odası yok? Sessiz bir mekanda insan bağırırsa acaba ne olur? İşte tasarladığımız bağırma odalarıyla gençler bağırdıkça hem deşarj oluyor hem de enerji sağlıyorlar.

Hanse Yalçınkaya: Bir etkileşim var aslında. Gençler enerjilerini atıyor, binaya enerji veriyorlar.

Sistem nasıl çalışıyor?

Gençlik merkezi projesinde, teknik açıdan “Piezo” denilen aparat sayesinde titreşimler enerjiye dönüştürülüyor. Çocukların giydiği ayakkabılarda da aynı sistem var. Bağırırken sesteki titreşimler de yine aynı şekilde bu aparat sayesinde enerjiye dönüşüyor. Sosyal açıdan ise, her dönüşen enerji için ellerindeki giriş kartında jeton birikiyor. Biriken jetonlar yine aynı merkezde harcanabiliyor. Örneğin, yemek yiyebiliyor ya da sosyal aktivitelerde bulunabiliyorsunuz.

Haberin Devamı

Nelere dikkat ettiniz?

Hanse Y.: Önce kavram belirlenir. Kavram sürecini araştırırken proje de işlenmiş oluyor.

Mardin mimari açıdan da etkileyici bir şehir. Yaşadığınız şehrin bu projede nasıl bir etkisi oldu?

Hanse Y.: Staj zamanı buraya geldiğimde çok zorlanmıştım.Mardin o kadar gürültülü bir yer değil. Elektrik çok az kullanılır, doğaya çok fazla müdahale edilmez. Ama İstanbul çok farklı. Bu farklılığın üzerine gittik.

Cemal T.: Orada ağırlıklı olarak güneş enerjisinden yararlanılır. Eski Mardin’den geçen tek şeritli bir yol var. Gürültünün çok olduğu tek yer orasıdır. O yüzden İstanbul’a gelince o derin farkı gördük ve projemizde bu farklılığın çok etkisi oldu.

Mimarlık tutkusu nereden geliyor? Neden bu bölümü seçtiniz?

Cemal T.: Aslında mimarlık bizi buldu. Zamanla daha çok sevdim.

Hanse Y.: Ben hiç bilmeden geldim açıkçası. Lise hayatında en yükseğe ulaşmaktı hedefim. İnşaat mühendisliği de kafamdaydı.

Nasıl bir yol haritası çizdiniz?

Haberin Devamı

Cemal T.: Dördüncü sınıftayım. Bitirme tezimi hazırlıyorum. Ondan sonra mimarlık alanında biraz daha kendimi geliştirmek istiyorum. Bunun için tecrübe gerekiyor. İnsanların yaşayabilecekleri, rahat edebilecekleri mekanlar üretmeyi hedefliyoruz.

Hanse Y.: Benim için maddiyatın hiçbir önemi yok. Yaptığım işin manevi olarak beni tatmin etmesi çok daha önemli.

Biraz da aileden bahsedelim. Siz aynı zamanda 8 kardeşsiniz…

Cemal T.: Biz sekiz kardeş köyde yaşıyoruz. Babam çiftçi ve ilkokul mezunu. Annem ise hiç okumadı. Okumamızı çok istedi, kardeşlerimin ve benim eğitimimize çok önem verdi. Abilerimizi okuttu, ablam öğretmen oldu. Kardeşlerim de okuyor.