Cumartesi Seyyah oldum bu sahnede

Seyyah oldum bu sahnede

10.02.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Modern Dans Topluluğu’nun sahneye koyduğu Seyahatname 2001, Orhan Pamuk, Cem Yılmaz, Meltem Cumbul ve Mercan Dede’yi bir araya getiriyor

Seyyah oldum bu sahnede

Seyyah oldum bu sahnede

Modern Dans Topluluğu’nun sahneye koyduğu Seyahatname 2001, Orhan Pamuk, Cem Yılmaz, Meltem Cumbul ve Mercan Dede’yi bir araya getiriyor

Sema Aslan

Modern Dans Topluluğu (MDT), bugünlerde kaptırmış, seyahat ediyor. Ankara’da başlayan yolculuğunun rotasını önce Bahreyn’e çevirdi, sonra da Bursa, İzmit ve nihayet İstanbul’a. MDT Genel Sanat Yönetmeni Beyhan Murphy’nin koreografisiyle, farklı disiplinlerin bir araya geldiği "Seyahatname 2001" projesi, adına ihanet etmeden geziyor.
"Güzel kazalar"ı değerlendirmeyi seven Beyhan Murhpy, Orhan Pamuk’un "Öteki Renkler" isimli çalışmasından metinlerle Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nden alıntıları bir araya getirmiş. Meltem Cumbul ve Cem Yılmaz’ın sinevizyondan katıldıkları gösteri, illüzyonist Kubilay Tunçer ve Mercan Dede olarak da bilinen müzisyen Arkın Allen’ın da katılımıyla dev bir kumpanyaya dönüşüyor. Beyhan Murphy ile bu güzel kaza anını ve kaza sonrası görüntüleri konuştuk.

"Seyahat" yorgunusunuz ama, bir soluklanıp "Seyahatname 2001"i anlatabilir misiniz?
Çıkış noktası Orhan Pamuk’un "Öteki Renkler" kitabı ile Evliya Çelebi’nin "Seyahatmane"si. Bu iki metin, geçmiş ile şimdi arasında bir yolculuğa da çok güzel isabet ediyor. Orhan Pamuk çok güncel; özellikle de "Öteki Renkler". İzlenimler, psiko - kültürel birtakım derinlikler, betimlemeler, anılar... Bütün bunlar Evliya Çelebi’nin dıştaki tasvirleriyle çok güzel örtüşüyor. Oyunda aynı zamanda dans, drama, canlı ve banttan müzik, sinevizyon vs. var. Devamlı bir seyahat yaşanıyor yani. Bütün oyun aynı zamanda MDT’nin bir seyahati.

Geçmişe dair metinlerle çağdaş metinleri bir araya getirme fikri nasıl doğdu?
O şimşeğin çaktığı an var ya, o anlar bana genellikle en ilgisiz zamanlarda gelir. Bulaşık yıkarken, oğluma ders çalıştırırken... Bu beklenmeyen anlar beni çok ilgilendiriyor. Eklektik bir şey, biraz düşünce, biraz bilinçli birtakım yöntemler ama aynı zamanda o çakan şimşek. Görünürün ötesinde başka bir görünmez vardır ki, esas cevher onda gizlidir. Ben de onu arıyorum tabii ki.

"Seyahatname 2001" iki kere ilginç bir prodüksiyon; hem disiplinlerarası bir çalışma hem de organizasyonda ünlü isimler var.
Evet. Biri Orhan Pamuk... "Öteki Renkler", sigarayı bırakalı 272 gün oldu diye başlıyor. Çok hoş. Ben de çocuklarıma söz vermiştim, 40 yaşında sigarayı bırakacağım diye. Cem Yılmaz ve Meltem Cumbul da sinevizyondan Orhan Pamuk ve Evliya Çelebi metinlerini okuyorlar.

Katılan insanlar alışıklar mı bu tür projelerde yer almaya? Çalışma disiplini açısından kullandığınız metot nedir?
Dansçılarım artık beni tanıdıkları için çok fazla soru sormamayı öğrendiler. Fakat bu oyunda daha önce çalışmadığım çok değerli sahne insanları var. Kubilay Tuncer, Merih Akoğul, Mercan Dede, Cem Yılmaz, Meltem Cumbul gibi...

Yılmaz ve Cumbul’un Devlet Opera ve Balesi’nin bir oyununda yer alması ilgi çekici.
Evet, ama mesela Cem Yılmaz alternatif bir adam. Çok fazla ticari kaygıları olmayan, çok içgüdüsel bir adam. Ve hayata hicivsel bakışı benimle özdeşleşiyor . Onun parodisine hiç yabancılık çekmiyorum. Meltem Cumbul da çok değerli bir oyuncu. Güzel olan şu ki, her ne kadar Cem ve Meltem medyatik isimlerse de ve bir iş ne kadar medyatik olursa sanatsal değeri o kadar azalır gibi bir görüş yaygın bir şekilde yer etmişse de yaptığım iş hiçbir zaman ticari bir iş değil. Fakat ben de kalkıp çok medyatik bir iş yapabilirim. Bu benim sanatımı ya da kalitemi düşürmez. Benim kendi standartlarım, içimdeki direktör, o iç barometre bu arkadaşlarda da var. Dolayısıyla böyle bir oyuna geldiklerinde, kendi medyatik - ticari kişiliklerinden biraz sıyrılıp bir sanat ortamına katkıda bulunmaya geliyorlar.

Yani sanatçıların da popüler olanın sanatsal değerine ilişkin şüpheleri var...
Diyelim ki sanatta iki uç var. En ticari olan bir uçta, en avangard olan diğer uçta. Her iki uçta da olan pek çok isim var. Bir sanatçı sanatı ne için yaptığını bildiği sürece bir tehlike yok.. Fakat ben, orta alanda buluşmada daha fazla haz olduğunu düşünüyorum. Yani Cem Yılmaz’ın Orhan Pamuk’un metinlerini bir komedyen olarak değil, bir sahne adamı olarak okuması o kadar hoş bir şey ki. Keza Meltem’in Evliya Çelebi metinlerini okuması da çok hoş.

Alternatif işlerin sunumu giderek artan bir ihtiyaç halini aldı...
Bu, çağla ilgili. İnsan sadece estetikten ibaret değildir. Özellikle klasik sahne sanatları estetiğe bağlı. Çağdaş dönemde ilgi, sanatı icra edenlerden o icrayı yaratanlara döndü. Dolayısıyla oyun yazarları, koreograflar, çağdaş besteciler önem kazanmaya başladı. Yaratıcı olarak kendimizden yola çıkıyoruz. Bireysellik girdiği zaman işin içine alternatif oluyorsunuz. Türkiye’de de bence bireysellik artmaya başladı. Cem de bireysel bir adamdır mesela. Komedi diye hafife alabilirsiniz, ama ben hiç hafife almıyorum.

‘Çocukları oyuna Cem ve ben çektik’
Projeyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Beyhan Murphy, tarzına, vizyonuna çok güvendiğim bir sanatçı. Dolayısıyla onun yaptığı herşeyi zaten seyirci olarak hep takip ettim. Yaz aylarında teklif geldiğinde de hiç düşünmeden kabul ettim. Yardımcı olabileceksem çok mutlu olurum. Ve bu bana kalırsa çok büyütülecek bir şey değil.

Sizce, sizin ve Cem Yılmaz’ın "Seyahatname 2001"e etkisi nedir?
Oyunun prömiyerinde çok fazla çocuk izleyici vardı mesela. Normalde bir oyunun prömiyerinde bu kadar çok çocuk olmaz. Cem ve benim çocuk kitlemiz çok fazla çünkü.

Gerçi oyunda sinevizyondan izleniyorsunuz ama sahne mi, ekran mı? Hangisi daha çekici?
Hiç fark etmiyor. Oyunculuk yapabileceğim her yer çok uygun benim için.



CUMARTESİ