Cumartesi "Starlığın kaşla gözle alakası yok"

"Starlığın kaşla gözle alakası yok"

24.10.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Şu anda iki dizide birden oynayan ve bu yıl çok sayıda teklif alan Yeşim Büber: "Tercih edilmemde gözlerimin etkisi olmuştur ama sadece gözlerle kimse star olmaz. Önemli olan doğru yüz olmak"

Starlığın  kaşla gözle  alakası yok

Şu sıralar "Serseri Aşıklar" ve "Gelin" adlı dizilerle televizyonda izliyoruz. Ayrıca Lale Mansurla "Katil Uşak" adlı oyunda aynı sahneyi paylaşıyor. İlk sinema filmi "İnşaat" ise kasım ayında vizyona girecek. Yeşim Büber, son dönemin dikkat çeken oyuncularından biri. 26 yaşındaki genç yıldız, dizilerin oyuncu için iyi bir alıştırma olduğunu söylüyor. "Şikayetçi değilim dizilerde oynamaktan. Tabii ki ben de bir gün sadece sinema ve tiyatro yapmak isterim. Bütün oyuncuların da tercihi budur. Elinde bir senaryo olur, ne yapacağını bilirsin, iki ay çalışır, çekersin ve biter." Evet, tam rakamını bilmiyorum ama epey bir diziden teklif geldi. Bu benim çok özel olduğumla ilgili değildir muhakkak. Fazla genç oyuncu yok. İyi kötü bir şeyler yolunda gidiyor galiba benim adıma. Bu yüzden 80 tane dizi yapılıyorsa, 10 tanesinin bana da teklif edilmesi normaldir diye düşünüyorum. Bu yıl çok dizi teklifi almışsınız galiba. "Gelin"i seçmemin nedenlerinden biri yönetmeni Ümit Efekan. Artık dizide yok ama Fikretle (Kuşkan) oynayacak olmam da nedenlerden biriydi. "Serseri Aşıklar"da da Deniz karakterini çok sevdim. Yönetmeni de, oyuncu kadrosu da, senaryosu da çok iyi. "Serseri Aşıklar" ve "Gelin"i kabul ettiniz. Onları seçmenizin nedeni neydi? Daha zor roller oynayabilirim ama yazılmıyor. Sinemada da yeni yeni artmaya başladı... Oyunculuğunuzu gösterdiğiniz dizilerde rol aldığınızı düşünüyor musunuz? Bazı işleri sevmez ve çok sahiplenmek istemezsiniz. "Aynalı Tahir" sahiplenemediğim işlerden biri ama pişmanlık falan yok. Her şeyin bir getirisi var hayatta; olması gerekmiş ve olmuştur. Daha önce "Aynalı Tahir"de oynadınız. Bu yüzden pişmansınız bildiğim kadarıyla. Tercih ediliyor olabilirler ama bence pek öyle değil. Evet, farklı olan her zaman dikkat çekiyor. Oyuncunun çekici olması gerekir ama bu ille de mavi gözü gerektirmez. Önemli olan doğru yüz olmak. Bu işin kaşla gözle pek alakası olduğunu zannetmiyorum. Oyunculuğunla, ifadenle ilgili... Deniz Akkaya renkli gözlülerin star olduğunu söyledi. Katılıyor musunuz? "Asmalı Konakı seyretmedim, merak da etmiyorum" Tercih edilmemde belki artı bir neden olmuştur ama sadece bunun için kimse star olmaz. Gözleriniz işinizi kolaylaştırmadı yani. Hülya Avşar. Çok güzel bir kadın. Oyuncu olarak da beğeniyorum. Herkes konservatuvar mezunu olmak zorunda değil. Eğitim alınmalı; özellike tiyatro için, kendini konuşabilmek için ama yetenek yoksa bir şey olmuyor. Radikal yazarı Nur Çintay A.; Sanem Çelik, Nurgül Yeşilçay gibi oyuncuların gözlerini övdü ama "Renkli göz dendiğinde aklımıza hâlâ Hülya Avşar geliyor" dedi. Sizin aklınıza ilk gelen kim? Türkan Şorayla ilgili bir sergiye gitmiştim. Sonrasında bir röportajda söyledim bunu ve yanlış anlaşıldı. Şöhret olmak benim için çok tırnak içinde bir durum. Herkesin özel hayatınızı biliyor olması gibi bir şeyse o benim için doğru bir şöhret değil ve o şöhreti de istemem. İnsanların size nasıl yaklaşacağını duruşunuz belirliyor. Bir röportajda "Şöhret olmak istemiyorum" dediniz ve bu lafınız üzerine eleştirildiniz. TVye iş yaparken şöhretten korkmak tuhaf değil mi? Kendimi koruyabileceğimi düşünüyorum. Örnek alabileceğim insanlardan biri Zuhal Olcay. Lale Mansur da öyle. Onların sanatçı kimliği, benim için doğru sanatçı kimliği. Sokakta çok rahat yürüyorlar ve işlerini de çok güzel yapıyorlar. Ben de öyle bir kariyer çizmek istiyorum. Ya daha fazla tanınır, özel hayatınızı koruyamaz hale gelirseniz? Otobüse binemezsiniz, öyle bir şey var. Bir şekilde hayatınız kısıtlanıyor ama bir yere kadar. Özel hayatınıza girilmediği sürece bu rahatsız edici değil. "Ben de kendi hayatımı yaşayacağım"ı savunmak lazım. Herkes nereye gidiyorsa ben de oraya gidiyorum. Arkadaşım ve çok başarılı buluyorum ama Nurgülün bir şanssızlığı oldu: Birdenbire dizi parladı. O da işini iyi yapma peşinde olan bir oyuncu. Ama işte bazı diziler insanı başka bir yere götürüyor maalesef. Nurgül Yeşilçay "Kendimi star gibi hissetmiyorum ama otobüse de binmem" diyor. Filmi görmedim, görmek de istemiyorum, merak da etmiyorum açıkçası. Ticari amaçla yapılan bir film. Amerikan filmlerini de pek sevmem. "Asmalı Konak"tan çok, Çağanın (Irmak) kendi filmini merak ediyorum. Laf açılmışken "Asmalı Konak"la devam edelim. Seyrettiniz mi filmini? Evet, bu yaz gidiyordum. Her şeyi bırakmak değil de biraz ara vermek istedim. Aslında üretken olduğum bir dönemdi ama ne yapmak istediğimi düşünmek için zamana ihtiyacım vardı. Dizilerden sıkılmıştım. Sonra sinema filmi geldi, tiyatro oyunu geldi. Gidemedim. Bu projem hâlâ geçerli. Bir ara her şeyi bırakıp Hindistana gitmeye karar vermişsiniz. Doğru mu? "Oyunun ilk günü korktum" Sadece tiyatroda değil, sinemada da iyi senaryo, öykü yazarı fazla değil. Bizim önce buna ihtiyacımız var zaten. Doğru bir şey olmadan sizin de doğru oynamanız mümkün değil. Dolayısıyla kadınlar için evet, çok iyi şeyler yazılmıyor, erkekler için de yazılmıyor ama zaten iyi şeyler çok yazılmıyor. Sahne arkadaşınız Lale Mansur tiyatroda kadınlar için çok iyi roller yazılmamasından yakınıyor. Siz ne dersiniz? Pazar günü (oyunun ilk günü) korktum, ne yalan söyleyeyim. Ama çok uzun zamandır tiyatro yapmak istiyordum, denk geldi. Hayatla ilgili çok doğru şeyler sorgulanıyor oyunda. Verdiği mesajlar doğru. Kalıpçı mantığımızı, öğrenmeye sırtımızı dönmemizi çok ince, seyircinin gözüne parmak sokmadan hoş bir şekilde anlatmaya çalıştık ve sanırım iyi oldu. "Katil Uşak" ilk tiyatro oyununuz. Korktunuz mu? İlk sinema filmimdi ve çok güzel bir prodüksiyon oldu. Ömer Vargı her şeyi çok net belirlemişti. Ne istediğini anlattı, biz de elimizden geleni yaptık. Bir de "İnşaat" adlı sinema filmi var. Onun çekimleri nasıl geçti? Hindistana: Yaşam şeklini, felsefesini tanımak için.Kübaya: Çok önemli bir tarihi olduğu için.Rusyaya: Kültürünü merak ettiği için.Güney Afrikaya: "Galiba" eğlenmek için. Gitmek istiyor çünkü...