Cumartesi Sütünü içti, büyüdü, geldi sergisini açtı

Sütünü içti, büyüdü, geldi sergisini açtı

14.04.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

“Bundan iki-üç yıl önce Murat (Pilevneli) ‘Birazcık daha ilerlet işleri, o zaman görüşürüz zaten’ demişti”

Sütünü içti, büyüdü, geldi sergisini açtı

Elif Boyner Perşembe günü ilk kişisel sergisi “Görünürün Ötesinde” ile sanat izleyicisinin karşısına çıktı. Çalışmalarında farkında olmadığımız ve farkında olup da umursamadığımız şeyleri görünür kılmayı amaçlayan genç sanatçının 28 Nisan’a kadar sürecek olan sergisi aynı zamanda Murat Pilevneli’nin kurduğu Pilevneli Project’in de açılış sergisi. Boyner’le sergi hazırlıkları tamamlanmak üzereyken buluşuyoruz. Ne istediğini bilenlere özgü bir rahatlık ve hayallerini gerçekleştirmeye başlayanlara özgü bir mutluluk var yüzünde. Heyecanlı. Hem de çok. Dubai’de bir ofiste 9-5 çalışmaya başlamak üzereyken direkten dönmüş. Tercihini sanattan yana kullanmış.

Haberin Devamı

* Sergiye gelenleri ne bekliyor?

Sekiz parça var projede. Yedisi video enstalasyon, biri projeksiyon. İşlerin tamamında pek fazla görünmeyeni, insanların farkında olmadığı ya da farkında olup da umursamadığı şeyleri göz önüne getirmeye çalıştım. Çok derin entelektüel mesajlarım yok. İnsanları dürtüp meraka sürüklemek önemli benim için.

* Serginin tanıtım metninde yer alan anahtar kelimeler içe dönüklük, iletişimsizlik ve yabancılaşma... Neden bu konuları işlemeyi seçtiniz?

Yaptığım bütün parçaların çıkış noktası insan. Birazcık kırılıyorum insanları izlediğimde. Bazı insanların varlığı beni mutlu ediyor. Ama daha çok kırgınlık yaşıyorum insanları gözlemlerken. Böyle bir insanlığın parçası olmanın ağırlığını hissettiren davranışlar görüyorum. Yediremiyorum. O yüzden galiba.

“Karakterim son iki senede şekillendi herhalde, olgunlaştım”

* Sergide yer alan “Hükmedemeyen Ben” isimli video çalışmanızda ikiziniz Ayşe’yle birlikte rol alıyorsunuz...

Evet, kendimi en çıplak şekilde ortaya koyduğum iş o oldu. Ayşe’yle iki “ben”i oynuyoruz. Biri bilinçaltındaki ben, öbürü de kuralları koymaya çalışan ben.

* Nasıl oluştu bu video fikri?

Ayşe’yle beraber bir şey yapmayı zaten istiyorduk. “Ne yapabiliriz ikiz olarak?” diye düşünürken bu içimdeki iki ben konusu ortaya çıktı. Son bir-iki senedir üzerine çok düşündüğüm bir şeydi. Galiba karakterim son iki senede şekillendi. Kendimi daha iyi tanıdım ve olgunlaştım herhalde. İnsanın içinde kendine karşı kızgınlıkları olur ya, onları yansıtmak ve içimden atmak gibi düşündüm. Kızgın olan beni Ayşe’ye oynattım. Çünkü kuralcı olan ben daha büyük bir parça. Öbürü daha küçük ve arada sırada ortaya çıkıyor. O küçük parçayı, içimdeki beklenmedik hareketlere yol açan beni Ayşe oynuyor. Çünkü o tam ben değilim, olmak da istemiyorum. O yüzden onu başkasının oynaması daha mantıklıydı. Şansa ikizim var...

* Çok uzun yıllar yurt dışında yaşadınız. Ama bu sergide sadece İstanbul var. Neden?

Aşağı yukarı 14 yıldır yurt dışında farklı şehirlerde yaşadım. Ama hiçbirini işlerimde kullanmadım. İstanbul diğer yerlere nazaran insanı ve duyguyu fazladan hissettiriyor galiba. Çeşitlilik var ve insanlar açıklar. Farkında olmadan seni kendi hayatlarının içine sokabiliyorlar. İnsanlarda gördüklerimi görsele çevirmek burada daha kolay.

* Pilevneli Project çok yeni bir oluşum. Sizin serginizle faaliyete geçiyor...

Murat’a (Pilevneli) çok inanıyorum. Sanatçının sahip olduğundan daha fazlasını ortaya çıkarmasına yardım ediyor. İnanıyorum ki burada pek çok genç sanatçıya şans tanıyacak. Yurtdışındaki insanlar “Çağdaş sanat haritası üzerine İstanbul’u Murat koydu” diyorlar. Onunla çalışıyor olmak çok güzel.

* Nasıl bir araya geldiniz?

Eskiden resim yapıyordum. Bir arkadaşım vardı, iki-üç sene önce falan Murat’la iş için görüşüyorlardı. O sıralarda benim işlerim de onun atölyesinde duruyordu. Hep merak ediyordum “Acaba Murat benim işlerimi gördü mü?” diye. Ama daha çizgim tam oturmamıştı. O zaman “Birazcık daha ilerlet işleri, o zaman görüşürüz zaten” demişti Murat. “Sütünü iç, büyü de gel” der gibi. İçtim sütümü, büyüdüm de geldim (gülüyor).

“Sergiyi başkalarına söylememek için hep evdekilere anlattım”

* Sergi için bir araya geldiğinizde çok sevindiniz o zaman...

Bir süre gizli tuttuk. Nasıl saklayacağımı bilemiyordum. “İnşallah bugün şarabı fazla kaçırmam da haberi ortalık yerde söyleyivermem” diyordum. Evde babama, kuzenlerime ve çok yakın arkadaşlarıma haftada birkaç kere anlatıyordum başka yerde söylemeyeyim diye.

Haberin Devamı

“Kafasında oyunculuk olan ikizimi video çalışmalarımda oynattım”

Haberin Devamı

* Profesyonel olarak sanatla ilgilenmeye nasıl karar verdiniz?

Sanat bir şekilde hep hayatımdaydı. Endüstri tasarımı okumayı düşünüyordum. Tasarım ve işletme eğitimi aldım. Resim yapıyordum ama birazcık hobi gibiydi. Sanat konusunda kendime pek güvenmiyordum. Hep gözlemlerdim ama itmiyordum kendimi. Üniversite bittiğinde Dubai’de bir giyim şirketinde çalışacaktım. Sonra bir gün bir arkadaşım aklıma girdi: “Elif bunu yapamazsın, biliyorum sen de sanatçı olmak istiyorsun. Hiç girme iş dünyasına, sana göre değil, mutlu olmayacaksın” dedi. O olmasaydı şimdi
9-5 ofiste çalışıyor olurdum.

* Aileniz nasıl karşıladı bu kararınızı?

Çok destekliyorlar. Kardeşim çok memnun. Onun da kafasının bir yanında oyuncu olmak vardı. Sergi için çektiğimiz videolarda oyuncu yaptım onu (gülüyor).

Haberin Devamı

“Pilevneli Project’in misyonlarından biri sanatçılara o ilk adımı attırmak”

Haberin Devamı

* İlk solo serginiz. Korktunuz mu başlarken?

Elif Boyner: Korktum ama korku yerini heyecana bıraktı. Buradaki takımla çok iyi çalıştık. Şimdi güzel bir heyecan ve beni çalışmaya iten bir korku var. Murat Pilevneli: Bence çok iyi bir işbirliği oldu. O korkuları bir nebze de olsa birlikte bertaraf ettiğimize inanıyorum. Amatör dönemi geride bırakıp profesyonel döneme adım atan her sanatçı adayı bu güvensizliği yaşıyor. Konuşarak tartışarak o güvensizliği orada çektik, aldık. Muhteşem bir proje çıktı ortaya. Pilevneli Project’in temel misyonlarından biri de genç sanatçılara o ilk adımı attırmak, ilk sergileri yaptırmak... Elif kuşağının önde gelen sanatçılarından biri. O kalite, o derinlik, o ciddiyet ve o entelektüel altyapı var. Onunla başlamak bizim için de çok büyük bir fırsat oldu.