Cumartesi Tallinn'in gurme lokantası

Tallinn'in gurme lokantası

26.02.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

Estonya'nın başkenti Tallinn'deki ÖÖ lokantasında ilk kez bıldırcın ve tavşan eti yedim

Tallinnin gurme lokantası

Akşamüzeri Büyük Petro'nun Baltık Denizi kıyısında yaptırdığı Kadriorg Sarayı'ndaki klasik resim müzesini gezdik. Bahçedeki eski saray mutfakları şimdilerde Mikkeli Müzesi olmuş. Müzede geçici sergiler düzenleniyor. 2008 sonbaharında, Gönül Paksoy'un klasik Türk kostümleri sergisi burada açılacakmış. Saat 19.00'da Estonya Konser Salonu'nda Opera Orkestrası'nın konseri vardı. Wagner, Beethoven ve Tubin'in eserleri seslendirildi. Tubin önemli bir Estonyalı bestekar. Oğlunun eşi Türk ve Antalya'da yaşıyorlar. Estonya'nın başkenti Tallinn, Baltık Denizi kıyısınde eski bir liman şehri. Şehrin birçok binası, bizim İstanbul'u aldığımız yıllardan önce inşa edilmiş. Hâlâ ayakta, pırıl pırıl ve de kullanılıyor. Salondan sokağa çıktığımızda karımın Mülkiye'den sınıf arkadaşı Estonya Büyükelçimiz Şule Soysal "Şimdi Tallinn'in en 'gurme' lokantası ÖÖ'ye gideceğiz" dedi. Tarihi bir binanın alt katındaki lokantaya gittik. Eston dilinde ÖÖ, gece demekmiş.Lokantanın dekoru, içinde bulunduğu tarihi binayla çelişen şekilde modern, yalın ve pahalıydı. Şarap listesi çok zengindi ama şarap fiyatları tepelerde uçuşuyordu. Bir şişe kırmızı Vino Nobile de Montepulciano seçtik. Yemek mönüsünü incelemeye başladık. Ben "Seçimi şefe bırakıyorum. En iyi ne pişiriyor ise ondan yiyeceğim" dedim. Arkadaşımız ve karım farklı yemekler ısmarladı. Giriş olarak mantar ve karnabahar ile hazırlanmış beyaz fasulye çorbası, deniztarağı karpaçyoyu denediler. Beğendiler. Ana yemek olarak az pişmiş tonbalığı dilimleri ile bonfile yediler. Şef benim için giriş yemeği olarak bıldırcın, ana yemek olarak tavşan eti hazırlamıştı. İtiraf edeyim, daha önce bıldırcın etini de tavşan etini de ağzıma koymamıştım. "Bir söz söyledik, altında kalmayalım" diyerek bıldırcını tattım. Tabağın ortasında iki parça küçücük but ve iki parça göğüs eti vardı. Tabak soslar, haşlama sebzeler ve mantarla süslenmişti. Bıldırcın eti kıvır kıvır ve pek lezzetliydi.Ana yemek olarak masaya getirilen tabaktaki tavşan eti, iki parmak kalınlığında ve uzunluğunda beyaz bir etti. Peynir ve patates karışımı pürenin üzerine oturtulmuş, tabağın etrafı tatlı yabani orman meyveleriyle süslenmiş, üzerlerine ise tatlı bir sos dökülmüştü. "Namus belası" tavşan etini de denedim. O da çok iyi hazırlanmıştı.Tatlı olarak karışık yabani meyvelerle yapılmış bir keki paylaştık. Ve de bu "havalı ve lezzetli" yemek için oldukça yüklü bir fatura ödedik. Şefin seçimini yedim Tallinn'de ÖÖ lokantası gibisi de var, daha basit ve ucuz ama havası da yemeği de lezzetli başka lokantalar da.Tarihi şehirdeki Olde Hansa lokantası çok eski, taş bir binada açılmış. Salon sadece mumlarla aydınlatılıyor. Tarihi giysiler içindeki genç ve güzel kızlar hizmet ediyor. Ahşap masaların etrafında ahşap sıralara oturuluyor.Masaya oturduğumuzda bembeyaz bir küçük bez çıkın getiriyorlar. Açıyorsunuz. İçinde kurutulmuş geyik eti. Bizde içki içenlere nasıl fındık-fıstık ikram ediliyor ise, Olde Hansa'da da şarap içerken çiğnemek için kurutulmuş (eski usül) geyik eti ikramı var.İçecekler toprak bardaklarda, yemekler toprak tabaklarda sunuluyor. En lezzetli sosisi, yağ çekmemiş ve değişik baharatlarla tatlandırılmış en kıtır patatesi, mis gibi kokan sıcacık ev ekmeğini Olde Hansa'da yedik. Kişi başına içki dahil 30 dolar dolayında ödeme yaptık.Tallinn'in ortasındaki tarihi meydanın etrafına çok sayıda lokanta dizilmiş. İlk bakışta insan bunların turistik (daha açık anlatımıyla kazıkçı) lokantalar olduğunu sanıyor. Bir öğle vakti, penceresinden meydanı seyretmek için Old Estonia adını taşıyana girdik. Dekoru, servis elemanlarının güler yüzü dikkatimizi çekti. Mönüye bakınca zenginliğine şaşırdık. Ben sebzeli makarna ısmarladım. Karım yörenin balığı olan heering tabağından istedi. Makarna nasıl lezzetli olurmuş, sebze makarnaya nasıl yakışırmış anlatamam. Tatlı olarak tiramisuyu paylaştık. Bir kahve, bir çay... İki kişi 45 dolar dolayında para ödedik. İçkinin yanında geyik eti