Cumartesi Tartışılan Süleymaniye

Tartışılan Süleymaniye

13.01.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Eski devlet bakanlarından Yusuf Bozkurt Özal’ın ölümü sonrası, Süleymaniye Camii haziresinin (cami bünyesindeki mezarlık) özel konumu yeniden gündeme geldi

Tartışılan Süleymaniye

Tartışılan Süleymaniye

Eski devlet bakanlarından Yusuf Bozkurt Özal’ın ölümü sonrası, Süleymaniye Camii haziresinin (cami bünyesindeki mezarlık) özel konumu yeniden gündeme geldi

ASLI ÖKTENER

Tartışılan Süleymaniye
Kanuni Sultan Süleyman, Mimar Sinan ve Hürrem Sultan’ın türbelerinin bulunduğu, 1980 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Nakşibendi tarikatı şeyhi Bursalı Mehmed Zait Kotku’nun, 1988 yılında ise Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın annesi Hafize Özal’ın defnedildiği Süleymaniye Camii mezarlığı, eski devlet bakanlarından Yusuf Bozkurt Özal’ın ölümü ve onun da aynı yere gömülme kararı ile yeniden gündeme geldi. Süleymaniye Camii bahçesinde bulunan mezarlık ve türbelerin tarihi önemi neydi? Özal ailesi bireyleri neden bu mezarlığa defnedilmeyi vasiyet ediyordu?

Süleymaniye Camii
Süleymaniye Camii’nin temeli, Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle Mimar Sinan tarafından 13 Haziran 1550 yılında atıldı. Yaklaşık 3500 metrekarelik alana sahip olan cami, üç bin 523 ustayla, yedi yıl gibi bu tip bir yapı için çok kısa bir sürede tamamlandı. 7 Haziran 1557’de Mimar Sinan tarafından açılarak hizmet vermeye başladı. Kanuni Sultan Süleyman yapının kusursuz olması için 59 milyon 760 bin 180 akçe harcadı. İç avlusu Birinci Dünya Savaşı’nda saraçhane olarak kullanılan ve ardından bir yangın atlatan cami, son olarak 1956 yılında başta minareleri, kubbe ve kemerleri olmak üzere onarıldı.
Caminin kendi haşmetine uygun tarzda yapılan dört minaresi ve on şerefesi bulunmaktadır. Minarenin ikisi üçer, diğer ikisi ise ikişer şerefelidir. "Cami minareleri" ve "Harem Minareleri" diye adlandırılan minareler, Kanuni Sultan Süleyman’ın, İstanbul’un fethinden sonraki dördüncü padişah; on şerefe de, Osmanlı İmparatorluğu’nun 10. padişahı olduğunu işaret etmektedir. Yerli ve yabancı ziyaretçilerin akınına uğrayan Süleymaniye Camii’nin Türk turizmi için önemi büyüktür.

Hanedan türbeleri
Mihrabın önündeki türbe, kendi parasıyla cami inşaa ettiren Kanuni Sultan Süleyman’a, yanındaki türbe de karısı Hürrem Sultan’a aittir. Mimar Sinan ise, cami bahçesinin dışında İstanbul Müftülüğü’nün yanında bulunan türbede yatmakta, türbenin üzerinde ise Osmanlıca bir kitabe bulunmaktadır.
Statü itibariyle camiden sonra gelen Kanuni Türbesi’nde ortada Kanuni’ninki olmak üzere yedi sanduka vardır. Solundaki sandukalarda Sultan II. Süleyman, II. Ahmed’in hasekisi Rabia Sultan, sağdakilerde ise Mihriman Sultan, Sultan II. Süleyman’ın annesi Saliha Dilaşub Sultan ve Sultan II. Ahmed’in kızı Asiye Sultan yatmaktadır. Sekizgen plandaki kubbe ile örtülü Hürrem Sultan Türbesi’nde, Hürrem Sultan’ın, Sultan II. Selim’in oğlu Şehzade Mehmed’in ve Sultan II. Ahmed’in bir kızının sandukaları vardır. Kanuni Türbesi’nin yanında hanedana ait mezarların bulunduğu bir kabristan da vardır.

Hafize Özal da tarikat mensubuydu
Kotku’dan sonra Bakanlar Kurulu kararıyla Süleymaniye Camii mezarlığına defnedilen ikinci kişi 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın annesi Hafize Özal oldu. Büyük tartışma yaratan bu definden sonra, SHP Diyarbakır Milletvekili Fuat Atalay, Hafize Özal’ın hangi sıfat ve gerekçeyle bu mezarlığa gömüldüğüne ilişkin TBMM’ye soru önergesi verdi. SHP Denizli Milletvekili Adnan Keskin, Bakanlar Kurulu kararnamesinin iptali için Danıştay’a başvurdu. Dava usul yönünden reddedildi. ANAP’lı Eyüp Aşık, Hafize Özal’ın Nakşibendi tarikatına mensup olduğunu, bu nedenle daha önce o mezarlığa defnedilen şeyhi Kotku’nun yanına defnedilmeyi vasiyet ettiğini açıkladı.

Mehmed Zahit Kotku kimdir?
KANSERDEN vefat eden Nakşibendi tarikatı şeyhi Bursalı Mehmed Zahit Kotku, 1980 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Osmanlı Hanedanı’nın yattığı mezara defnedilen ilk kişi ünvanını almıştır.
1897 yılında Bursa’da doğan Mehmed Zahit Kotku, Bursa Sanat Mektebi’nde okurken, Birinci Dünya Savaşı’nın çıkması üzerine askere alınır. Ordunun Suriye Cephesi’ni terketmesinden sonra İstanbul’a gelen Mehmed Zahit Efendi, ardından Gümüşhaneli Tekkesi’ne giderek Şeyh Ömer Ziyaeddin’e bağlanır. Tekirdağlı Mustafa Feyzi Efendi’nin yanında manevi tahsilini tamamlar ve icazet alır. Bir müddet Fatih ve Ayasofya camilerinde derslere devam ettikten sonra Bursa’ya döner. Tekkeler kapatıldıktan sonra, İzvat köyü imamlığını devralan Mehmed Zahit Efendi, 16 yıl bu görevde kaldıktan sonra Üftade Camii’ne nakledilir ve tekrar Bursa’ya yerleşir. 1952’de İstanbul’a gelir ve İskender Paşa Camii’nde göreve başlar. 13 Kasım 1980’de vefat eden Kotku, Süleymaniye’de, hocalarının yanında yatmaktadır.




CUMARTESİ