Tez ve bez işleri

İş-ev, bebek-kariyer ikilemi, günümüz kadınlarının ortak sorunu. Yaptığım bir çalışmaya tekrar dönmek ve derinleşmek istediğimde yaklaşan doğum tarihi nedeniyle epeyce kaygılanıp bir an önce harekete geçme telaşına kapıldım. O noktada çok inandığım ve saygı duyduğum bir akademisyen bana, "Akademik kariyer yapan kadınların yaşamında bir dönem tez ve bez birbirine karışır; bu dönemin keyfini çıkarmaya bakın. Hazır olduğunuzda hayat kaldığı yerden devam edecektir" dedi. Bir ölçüde rahatladım ama bütünüyle geçmedi kaygılarım. Aşılması gereken sorunlar bir değil, birçok. Tüm bu sıkıntıları Kabak'a hissettirmemeye gayret ediyorum; onu istemediğim duygusuna kapılmasın diye... Şebnem bebekle eve geldikleri ilk günlerde "Bir düğmesi olsa da geri gönderebilsem" diyormuş. Yasemin doğumdan sonraki üç ay boyunca aralıksız ağlamış. İş yaşamından uzaklaşmak, yoğun çalışan kadınlar için o kadar da kolay değil. Ama adım adım ilerlemeli. Önce, doğum izni için prosedürü doğru olarak öğrenmeli. İçiniz rahat etsin istiyorsanız, bu süreçte bir avukatla da görüşebilirsiniz. Ben Av. Burcu Mutlugil ile görüştüm. Burcu hanımın anlattıklarının her işyerinde uygulandığından emin değilim açıkçası. "Hamile kadınlar günde 7,5 saatten fazla ve gece işlerinde çalıştırılamaz" diyor mesela... Ancak bazı kadınlar, hamileliğin de verdiği enerjiyle bu saat sınırlamasını zaten uygulamaya gerek duymuyor, bazıları da çalışma koşullarını değiştirme gücünü kendinde bulamıyor... Burcu hanım yol, yordam, yasa bilen diliyle, "Her hamile kadının doğumdan önceki sekiz, doğumdan sonraki sekiz hafta olmak üzere toplam 16 haftalık süre için çalıştırılmaması esastır" diyor ve ekliyor: "Doktorun onayı ile anne adayı isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar çalışabilir. Bu durumda çalışılan süreler doğum sonrası sürelere eklenir. Bu süreler sağlık durumuna göre gerekirse artırılabilir. 16 haftalık ücretli doğum izninin ardından anne isterse altı ay ücretsiz izin hakkını kullanabilir." Bir de tabii süt izni var ki, onun da bir yıl süreyle her gün 1,5 saatlik sürelerle kullanılmasını öngörüyor yasa. Üç yaşında bir çocuk annesi olan Burcu Mutlugil, kendi hamileliği sırasında yaşadığı kimi sorunlardan yola çıkarak hamile kadınlara yasal haklarını anlatmayı bir tür görev edinmiş. Her pazartesi 10.30 ve 17.15 saatlerinde Digitürk Elmax'ta Tümay Özokur'un yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiği "Annenin Günlüğü" isimli programda hamilelikle ilgili bilgiler de veren Burcu hanıma burcumutlugil@istanbulbarosu.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz. Hamilelerin hakları Fotoğrafta gördüğünüz yakışıklı, hayatımda bağlandığım, güvendiğim, sevdiğim ilk erkek! Onsuz yemek yemez, uyku uyumazdım. Beni bisikletinin önüne oturtur, saatlerce gezdirirdi. Bazen misket oynardık. Bir keresinde topumuz komşunun bahçesine kaçmış, şımarıklık edip ağlamaya başlamıştım. Ve o, sekiz yaşının çelimsizliğine bakmadan önce duvara tırmanmış, sonra da bir bacağını duvarın üzerindeki tel örgülerin üzerine atmıştı. Yan bahçeye geçecekti... Fakat orada takılı kaldı işte! Az sonra da bedenine ve ellerine batan teller yüzünden ağlamaya başladı. O ağlayınca ben sustum.Annesiyle annem yetişip bizi bu dehşet anından kurtarmasaydı onun ağlaması, benim susmam ne kadar sürerdi, bilmiyorum. Aradan yaklaşık 20 yıl geçti. Tesadüflerin de yardımıyla birkaç saatliğine bir araya geldik. Hemen hemen hiç konuşmadan saatlerce gezdik. Fark ettim ki, kendimi hiç o günkü kadar güvende ve huzurlu hissetmemiştim. O benim çocukluk arkadaşım, sırdaşım. Çocukluğa ilişkin tüm "aptallık"ları birlikte yaşadığım kişi... Buz yiyorum diye onu kandırmak istemiş, kırık bir cam parçası yemiş ve ağzımı parçalamıştım! O anki bakışları hâlâ gözümün önünde...Şimdi çocuklu insanlar olmak üzereyiz. Biz aynı yaştayız, çocuklarımız da aynı yaşta olacak. Mesut ve Jennifer'a sevgilerle... O da baba oluyor!