Cumartesi "Tıraş Yoksa Öpücük Yok"

"Tıraş Yoksa Öpücük Yok"

07.07.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

İlk kayıtları "Laid Back" ile 1997'de stüdyoya giren Kerem Görsev ve Allan Haris, 10 yıl sonra "Back Again" isimli albümde buluştu. İkili 19-20-21 Temmuz'da, Görsev'in ortağı olduğu İstanbul Jazz Center'da sahneyi paylaşacak

Tıraş Yoksa Öpücük Yok

Bir sonraki projenin adı hazır: axcum011.jpg Bir anda yüksek volümlü bir "Dur dokunma" uyarısıyla sıçradım. Meğer Kerem Görsev beste yapıp piyano çalarken gösterdiği titizliği, sahip olduğu eşyalara karşı da gösteriyormuş. Hele piyanosuna fazlasıyla... Bir kızı Nisan, bir de ben piyanosuna parmak izi bırakmaya cesaret edebilen nadir insanlardanmışız. Tabii benimki cahil cesareti. Ne yapalım? Asker kökenli bir aileden gelen, disiplinli ve titiz mi titiz Görsev'i ancak bu şekilde yakından tanımak varmış. Ünlü caz şarkıcısı Allan Harris'le birlikte kısa süre önce "Back Again" isimli bir albüm çıkaran caz piyanisti Kerem Görsev, Emirgan'daki evinde buluştuğumuzda Almanya'dan yeni gelen ve ben gelmeden beş dakika önce montajı biten Yamaha piyanosuyla aşk yaşıyordu. Onu uzun uzun temizliyor, yenilik kokusunu içine çekiyor, her piyanonun ayrı bir karakteri olduğunu anlatıp "Haydi kokla kokla" diye beni sürekli piyanonun içine sürüklemeye çalışıyordu. Ben zaten 11 sene konservatuvarda "askeri disiplin" aldım. Dedelerim, babam hep askerdi. Dolayısıyla evde de disiplin hep vardı ama emir verilmezdi. Babam solcu, vatansever ve entelektüel bir insandı. Konservatuvara gitmeye de beni o teşvik etti. Ama klasik müzik eğitimi alırken arkadaşlarım bana caz dinletmeye başladı. Hipnotize oldum ve kendimi cazla çok daha iyi ifade edebileceğimi hissettim. Cazdaki "underground" maceracılık hiçbir müzik türünde yok. Caz bir hayal kurdurma mekanizması. Bizimki ilk görüşte aşk. Asker kökenli, disiplinli bir aileden geliyorsunuz. Nasıl oldu da doğaçlamaya, kural dışına çıkmaya en yatkın müzik türü olan cazı seçtiniz? 1997 yılında "Laid Back" isimli bir albüm yapmıştık. Geçen şubatta Antalya'da bir konsere giderken "Neden yeni bir proje yapmıyoruz?" dedik. Ve hemen o anda şarkı listeleri çıkardık, iki ay içinde de New York'a gidip kayıt yapmaya başladık. Albümde 1940 ve 60'lı yıllar arasında geçen 16 caz standardı var. Çoğu "Fly Me To The Moon" gibi bilinen şarkılar. Tony Bennett ile Bill Evans'ın 70'li yıllarda birlikte kaydettikleri "Together Again"den esinlenerek yaptığımız bir proje bu. Yıllar geçti ve tam 11 caz albümünüz oldu. Allan Harris'le yaptığınız son albümünüz "Back Again"in hikayesi nedir? "No Shave, No Kiss" isimli yeni bir projem var. Kızım bir gün sakallıyım diye beni öpmeyeceğini söyledi, ben de projenin adını "Tıraş Yoksa Öpücük de Yok" koydum. 2008 Kasım'ında New York'a gidip Mike Stern gibi yabancı cazcılarla yapmak istediğim bir proje. Ben yaptığım işleri Edirne'den Kars'a kadar yapmak istemiyorum. Projelerim müziğin lisanı gibi beynelmilel olsun istiyorum. Sonraki projeniz belli mi? En çok Japon ve Çin mutfağını seviyor. Suşiden vazgeçmiyor. Spor giyimden şaşmıyor. Şort, tişört ve parmak arası terlikleri olmazsa olmazları. Amerikan arabalarına özel bir tutkusu var. Her gün mutlaka birkaç saat piyano çalıyor. Malı çok kıymetli. CD'lerini asla kimseye ödünç vermiyor. cGünümüzün teknolojik, elektronik sound'larından hiç hoşlanmıyor. Bu tarz müziklerin bir hikayesi olmadığını düşünüyor. "Oysa dünyanın ekolojik düzeninin henüz bozulmadığı 40'lı, 50'li, 60'lı yıllar en güzel aşk şarkılarının yapıldığı, en güzel nameleri vermiş dönemler" diyor. Geleneksel cazdan vazgeçmediği için ona tutucu diyenleri önemsemiyor. Koyu Fenerbahçeli. Arkasında Kerem Görsev yazan 9 numaralı özel bir Fenerbahçe forması var. İstanbul Jazz Center'ı dünyanın en iyi kulübü haline getirmek istiyor. Dünya gündemine girmek için Daily News gibi yabancı basın kuruluşlarına ilan verdiklerini söylüyor. Kimseye ödünç CD vermiyor