Cumartesi Tramvay maketçisi

Tramvay maketçisi

03.01.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Devlet Demiryolları fabrikası emeklisi Yaşar Özgeç sekiz yıldır tramvay maketi yapıyor. Her maketini aylar süren çalışma sonunda bitiren Özgeç "Beyoğlu tramvayı maketini yaparken gece uykularım kaçıyordu" diyor

Tramvay maketçisi

En severek yaptığı iş olarak nitelendirdiği tamirciliği Kadıköy Pasajındaki bir oyuncakçıda yedi yıl boyunca sürdürdü. Bu işi bıraktıktan sonra da evde metal oyuncaklarla uğraştı. 1995 yılında bir vitrinde gördüğü gemi maketinin 35 milyon liraya satıldığını öğrenince, "Bunun neresi gemiye benziyor! Ben bir gemi yapayım da görsünler" dedi: "Gemi için gereken tüm malzemeleri aldıktan sonra maketçilerin çoğunun gemi yapımını seçtiğini düşündüm ve farklı bir şey yapmaya karar verdim. Ardından İstanbul tramvaylarının maketini yapmaya başladım."İlk olarak Beyoğlu tramvayının maketini yapmayı planlayan Özgeç, sık sık Beyoğluna giderek tramvayın fotoğraflarını çekti. İlk eserini sekiz ayda bitirdi. Sanatçı tramvay maketi yapımının çok zaman alan, zahmetli bir iş olduğunu ve ilk maketten sonra maket yapmaktan vazgeçmeyi bile düşündüğünü belirtiyor: "Bir maketin yapımı aylarımı alıyor. Beyoğlu tramvayı maketimi yaparken gece uykularım kaçıyordu. Maketi nasıl boyayacağım, dışındaki çizgileri nasıl düzgün çizeceğim diye kara kara düşünüyordum." Yaşar Özgeç, Eskişehirdeki Devlet Demiryolları Sanat Okulunu bitirdikten sonra yine aynı ildeki Devlet Demiryolları fabrikasında makine teknisyeni olarak görev yaptı. Fabrikada çalışırken maaşının yetersiz olması üzerine tenekeden yaptığı otomobil ve kamyonları satmaya başladı. Zaman zaman da şehrin doktorlarının aletlerini tamir etti. 77 yaşındaki Özgeç o günleri şöyle anlatıyor: "Tamir edilmesi imkansız denilen aletleri tamir etmeme çok şaşırıyorlardı. Zaten küçüklüğümden beri bu işlere yatkındım. İlkokulda okurken de kartonları kesip kıvırarak arabalar yapıyordum." Özgeç, 22 yıl çalıştığı fabrikadan belindeki rahatsızlık nedeniyle emekli olmasının ardından doğduğu İstanbula geri döndü. İlk maketinin ardından yaptığı bir araştırma sonucunda Özgeç, Çelik Gülersoyun "Tramvay İstanbulda" kitabına ulaştı: "Gülersoyun kitabındaki bilgilerden ve kendi hatırladıklarımdan yararlandım. Mesela ben Fenerbahçe tramvayının tabelasının sarı olduğunu hatırlıyordum. Ancak kitapta tabela yeşildi. Ben de tabelayı yeşile boyadım."1994 yılında karısını kaybeden, dört çocuğu da Almanyada yaşayan Özgeç, sekiz yılda toplam dokuz maket yaptı. Son çalışması bir tamir arabası. Maket yapımında malzeme olarak alüminyum plaka, maket kartonu, tel, cam ve tahta kullanıyor. İşlerini kolaylaştıran alet ise matkap. Eserlerini geçtiğimiz ayki bir toplantıda bir günlüğüne Mövenpick İstanbul Hotelde sergileyen Özgeçe bunları satması yönünde talepler gelmiş. "Satmak istemiyorum" deyince sergiyi gezenler "Satmayacaksanız niye sergiliyorsunuz?" demiş. Özgeç "Bir maketi sattığımda eve dönüp onun yerinde olmadığını görünce üzüleceğim. Bu yüzden asla satmam" diye anlatıyor bu konudaki düşüncelerini. "Maketlerimi asla satmam" 1916da Türkiyeye ilk gelen yeşil tramvay, biri açık diğeri kapalı olan iki atlı tramvay, Beyoğlu tramvayı, Fenerbahçe tramvayı, Moda tramvayı, Üsküdar-Kadıköy tramvayı ve Beşiktaş-Eminönü tramvayı Özgeçin yaptığı sekiz tramvay maketini oluşturuyor. Özgeç geçtiğimiz aylarda hizmete giren Moda tramvayını beğenmemiş. Ona göre bu tramvayın nostaljik hiçbir yanı yok."Şu an itfaiye garajı olan Söğütlüçeşmedeki tramvay müzesinde 1871-1916 yılları arasında kullanılan atlı tramvayımı sergiledim. Tramvay idaresinden kimseyle görüşmedim ama iki belediye maketlerimi sergilemek istiyor" diyen Özgeçin amacı maketlerini Rahmi Koç Müzesinde sergilemek. Özgeçin aklında şimdi de Amerikan posta arabası var. Hatta ahşap tekerleklerini hazırlamış bile. Bundan sonra da hayali, yandan çarklı bir vapur yapmak. Sıra Amerikan posta arabasında