“Türkler en çok cafe latte içiyor”

Gerry Ford (51) Amerikalı. Ancak Londra’da yaşıyor. 1997’de İngiltere’de açtığı Caffe Nero pek çok şubeye ulaştı. Kahve zincirinin ilk yurtdışı “operasyonu” ise Türkiye. İlk dükkan 2007’de açıldı, bugünkü sayı 14.
“Caffe Nero sanatla iç içe” diyor Ford. Gerçekten de bu mekanlarda sanat eserleri ve çalan müzik dikkat çekiyor. Bunu bir sosyal sorumluluk olarak gördüklerini belirten Ford, bugüne kadar İngiltere’nin önemli müzeleriyle işbirliği içerisine girdiklerine de değiniyor. Önemli işbirlikleri arasında Tate Modern ile “Dali”, British Museum ile “Michelangelo Drawings” ve National Portrait Gallery ile “Taylor Wessing Photographic Portrait” gibi çalışmalar yer alıyor. Türkiye’de ise Sakıp Sabancı Müzesi ile bir çalışma yürütüldü ve “İstanbul’da Bir Sürrealist: Salvador Dali” sergisi süresince “Nero kartlar”, poster ve broşürlerle serginin duyurusu yapıldı. Şimdi de Sarkis’in sergisi boyunca İstanbul Modern’le birlikte çalışıyorlar.

Politika okumuşsunuz, bir kafe açmak nereden aklınıza geldi?
Oxford Üniversitesi’nde Uluslararası Ekonomi ve Politika eğitimi aldım. Ancak İngiltere’de daha çok “pub” kültürünün hakim olduğunu, kaliteli kahvenin pek bulunmadığını gördüm. Oysa ben arkadaşlarımla kafelerde oturmak istiyordum ve Caffe Nero’yu kurdum.

Bir kahveye ne zaman “iyi” dersiniz?
Kahve şarap gibidir. Şarap uzmanları gibi kahveden anlayanların da belli tercihleri vardır. Kahvenin sert, yoğun bir tadı olmalı. Bittiğinde ağıza yumuşak bir köpük, krema gelmeli. İyi bir espressonun yapısı ve karakteri serttir. Dilde ise yumuşak ve şekerli bir tat bırakır. Kahvenin derin ve keskin bir tadı olmalı.

“Gençler uluslararası kahve markalarına meraklı”

Kahveyle ne yenir?
Bazı insanlar sabah saatlerinde kahvenin yanında meyve ya da yoğurt yer, bazıları poğaça, kruvasan gibi hamur işleri tercih eder. Öğleden sonra ise kahveyle tatlılar, sandviçler iyi gider. Bazen de yanında hiçbir şey yenmez. “Balığın yanında beyaz şarap içilir” gibi bir kural yok kahvede.

İngiltere’den sonra ilk yurtdışı şubenizi açmak için neden Türkiye’yi tercih ettiniz?
Burası kahve kültürünün olduğu ve giderek yaygınlaştığı bir ülke. Genç bir nüfus var, ülke çok hızlı gelişiyor. Uluslararası kahve markaları özellikle gençlerin ilgisini çekiyor.

İngiliz müşterilerle Türkler arasında fark var mı? Nerede ne içiliyor?
Latte en çok içilen kahve. Daha sonra kapuçino, espresso ve macchiato tercih ediliyor. Her iki ülkede de bu böyle. Geleneksel İtalyan kahveleri ilgi görüyor. Trendler gelip geçici.


“Kaliteli kahve kaliteli şaraba benzer”
Farklı ülkelerden elde edilen kahve çekirdeklerinin karışımından özel tatlar oluşturuyoruz. Kahve çekirdeklerini karıştırmak, farklı üzümleri bir araya getirerek şarap üretmeye benzer. Çekirdeklerin nasıl kavrulduğu, nasıl paketlendiği, pişirmek için kullandığınız makine, filtre, hatta su kalitesi bile önemli. Bu zincirin tek bir halkasında sorun olursa kahvenin kalitesi bozulur. Buna dikkat ediyoruz. Atmosferimiz de farklı. Bir “fast food kafesi” değil, “kahve eviyiz”. Sanat ve kahve arasında yakın bir ilişki var. İkisi de bir kültürü yansıtıyor.



“Osmanlı mutfağını ve balığı seviyorum”
- Genelde sabahları cappuccino, öğleden sonra da macchiato içerim. Espressoya da bayılırım.
-Türk kahvesi konusunda uzman değilim. Çok sert ve koyu. Çok alışkın olmadığım bir tat. Türk mutfağı farklı ama lezzetli. Osmanlı mutfağını ve balığı çok seviyorum.
-Evde kahveyi bazen ben bazen karım yapar. Onun yaptığı kahveyi beğenirim çünkü Caffe Nero kahvesi kullanır.