Cumartesi Viyana’da hipster turu

Viyana’da hipster turu

22.07.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Viyana Turizm Ofisi’nin hazırladığı bir rotayla şehrin rock festivalinden bisiklet turlarına, Tuna Nehri’nde yelkenli yapmaya ve tabii ki müzeleri keşfe çıktık.

Viyana’da hipster turu

Son birkaç yıldır “Yaşanabilecek En İyi Şehirler” listelerinin gediklisi Viyana; Berlin ve Barselona’dan sonra hipster’ların en çok seyahat ettiği kentlerden. Monocle dergisinin de son sayısında “Yaşanabilecek En İyi 25 Şehir” seçkisinin ikinci sırasında yer alan Viyana, genel kanının aksine çok daha genç ve hareketli bir kent. Ayrıca yüzde 51’lik oranla dünyanın en
yeşil kenti.
Şehir gelecek hafta cuma günü ise 2017 Plaj Voleybolu Dünya Şampiyonası’na ev sahipliği yapacak. Viyana Turizm Ofisi’nin hazırladığı bir rotayla şehrin rock festivalinden bisiklet turlarına, Tuna Nehri’nde yelkenli yapmaya ve tabii ki çağdaş ve klasik müzeleri keşfe çıktık.

Haberin Devamı

1. Gün

Bisikletini al ve gez

Viyana’nın şu sıralar en hip oteli 25Hours Hotel. Museum Quartier denilen ve “ölmeden önce görülmesi gereken” sanat eserlerinin çoğunu koleksiyonunda bulunduran müzelerin olduğu bölgede konumlanan bu otel sizi dış cephesindeki “We are all mad here” (Burada hepimiz çılgınız) sloganıyla karşılıyor. Odalarında yoga matından hulahopa kadar tüm ayrıntının düşünüldüğü bu otelde, kimi odalarda hamak olduğunu da söylemeden geçmeyelim. Bir de sizi bekleyen bisikletiniz, suyunuz ve havlunuz var. Otele sadece turistler gelmekle kalmıyor, öğle ya da akşam yemeğini restoranda yemek isteyen Viyanalılar saatler / günler öncesinden buraya rezervasyon yapıyor.Roof’u da geceleri hareketli.
Yerleştikten sonra ilk iş bisikletinizi alıp hızlı bir tura çıkabilirsiniz. Viyana düzayak bir şehir ve trafik gibi bir derdi yok. Bisikletliye ya da yayaya saygı var. Hiç şüphe duymadan lobiden haritanızı alıp şehri keşfedebilirsiniz. İlk durağınız şehrin hareketli yerlerinden Freihausviertel bölgesi olabilir. Tasarım dükkanlarından kafe ve barların, galerilerin olduğu bu bölgeye çok yakın bir bit pazarı da bulunduğunu ekleyelim.

Haberin Devamı

2. Gün

Schnitzel yemeden dönmemek!

Yeme-içme dünyasında son yıllarda yaşanan “good-food” kültürünün yaygınlaşmasıyla kimi şehirlerdeki restoranlar kendine has menülerinden vazgeçip yeni arayışlar içine girdi. Viyana’daki restoranların büyük çoğunluğu bu trende ayak uydurmadan, geleneksel yöntemlerle ürettiği şarapları, yıllardan bu yana servis ettiği schnitzel’i menüsünde bulunduruyor. Heiligenstadt bölgesindeki Heuriger Muth isimli restoranın asma ağaçları altındaki bahçesinde hem kendi ürettikleri şarapları içiliyor hem de mevsime göre hazırlanan menülerden tadılabiliyor.
Viyana’ya gelmişken müzikle ilgili bir şeyler yapmamak olmaz. Haus der Music (Müzik Evi), adından da anlaşılacağı üzere müziğe adanmış bir müze. Giriş ücreti 13 avro. Burayı geride bıraktıktan sonra plakçılarda kısa mola vermeden olmaz. Vinil hastalarının duraklarından Tongues, kendi prodüksiyonlarını da yapan bir dükkan. Bu mekanda hem cebinizi yakmadan istediğiniz plağa ulaşabilir hem de yeni isimler keşfedebilirsiniz.

Haberin Devamı

3. Gün

Hem festival hem müsabaka

Viyana’da toplu taşıma çok ucuz olsa da kenti bisikletle keşfetme konforundan vazgeçmeyenlere Tuna Nehri boyunca yapılan bisiklet turlarına katılmasını tavsiye edebiliriz. Günün çeşitli saatlerinde, bir rehberle birlikte nehrin kenarına konumlanmış parkları, bahçeleri ve plajları keşfedebilirsiniz. Güneşli bir güne denk geldiyseniz yanınıza mutlaka deniz kıyafetlerinizi alın ki nehir boyunca konumlanan plajlarda yüzüp güneşlenebilesiniz.
Viyanalıların Danube Island (Tuna Adası) ismini verdiği nehrin ortasındaki adacık, her yıl festivallere ve çeşitli spor müsabakalarına ev sahipliği yapıyor. Kentin rock festivali Rock in Vienna, bu sene haziranın ilk haftalarında metal ve rock müziğin ağır toplarına sahne açtı. Gelecek hafta cuma gününden itibaren de burada 2017 Plaj Voleybolu Dünya Şampiyonası’nı izleme şansına sahip olabilirsiniz.