Cumartesi "Voltran gibi birleştik ve Mangayı oluşturduk"

"Voltran gibi birleştik ve Mangayı oluşturduk"

08.01.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Adını Japon çizgi roman-animasyon sanatı mangadan alan ve Ankaralı beş gençten kurulu müzik grubu Manga ilk albümünü piyasaya çıkardı. Üç boyutlu animasyon video klipleri büyük ilgi gören Manganın üyeleri "Ünlü olmak isteyen bir grup değiliz, müziğimiz ünlü olsun bize yeter" diyor

Voltran gibi birleştik  ve Mangayı oluşturduk

Gruplarına Manga adını takmalarının nedeni hepsinin de Japon çizgi roman sanatı "manga"ya olan tutkularıydı. Ferman Akgül, Yağmur Sarıgül, Cem Bahtiyar, Özgür Can Öney ve Efe Yılmazdan kurulu Manga rap-rock yapıyor. Bunu yaparken üzerine elektronik müziği ve Türk ezgilerini koyuyor. Albümlerinde bu harmanı başarıyla yaptıkları hemen fark ediliyor. "Kapkaç", "Bitti Rüya", "İz Bırakanlar Unutulmaz" ve "Bir Kadın Çizeceksin"in albümde dikkat çeken parçalar olduğunu söyleyebiliriz. Son olarak üç boyutlu animasyon video klipleri epey ilgi gören Manganın albümünde Göksel, Koray Candemir ve Veganın da konuk sanatçı olarak vokallerde yer aldığını hatırlatalım. Müzik grubu Manganın öyküsü yaklaşık üç yıl öncesine dayanıyor. Bankacılık, mimarlık, astronomi, müzik öğretmenliği ve bilgisayar programcılığı üzerine okuyan ve birbirini tanımayan beş genç Bremen Mızıkacıları gibi bir araya gelip Mangayı kurdu. İki ay sonra bir televizyondaki şarkı yarışmasına katıldılar. Birincilik elde edemediler ama şans onların yüzüne güldü. Grup üyeleri bavullarını toplayıp İstanbula geldi ve aynı evde yaşamaya başladı. Grubun kendi adını taşıyan ilk albümü kısa süre önce müzik marketlerin raflarında yerini aldı. Ferman Akgül: Ünlü olmak isteyen bir grup değiliz, sadece müziğimiz ünlü olsun bize yeter. Albüm satışları bayağı iyiymiş. Ünlü olma yolunda hızla ilerliyorsunuz galiba... Özgür Can Öney: Bazı insanlar albümü daha dinlemeden haldır huldur girişiyor. Bizim gibi grupların underground kalmasını istiyor. Benim olsun, kimse dinlemesin yaklaşımı var. Onlara göre sadece onların keşfettiği bir grup olarak kalmalısınız. Genel olarak insanlar albümü beğenmiş ama bazıları müziğinizin özenti olduğunu düşünüyor. Yağmur Sarıgül: Biz bu albümü yapmak için çok çaba sarf ettik. 2,5 yıl boyunca ilmek ilmek ördük ve üzerine çok kafa patlattık. Beşimiz de bu albüme ve müziğe baş koyduk. Sonuçta maksimum insana ulaştırmak istiyoruz. Efe Yılmaz.: Farklı meslekleri yapacak diplomalara sahibiz ama biz müzikle para kazanmak istiyoruz. Pop ve arabeskin dışında insanlara farklı seçenekler sunulmalı. Bu anlamda popüler olmak istiyoruz. Siz popüler olmak mı istiyorsunuz? Ferman A.: Çünkü beşimiz de mangayı çok seviyoruz. Hepimizin manga koleksiyonu var. Mangada her şey uç noktadadır. Sanki yerçekimi, çerçevesi yoktur. Biz müziği de bu şekilde kullanıyorduk. Düşüncelerimizle örtüştüğü için Voltran gibi birleştik ve Mangayı oluşturduk. Grubun ismini neden Manga koydunuz? Cem Bahtiyar: Politik bir duruşumuz yok ama elbette rahatsız olduğumuz şeyler var. Evet, "Kapkaç"ı bir başkaldırı şarkısı olarak görüyoruz. Herkesin kendi isyanını yaşayabileceği, elini masaya vurabileceği bir şarkı... Albümdeki "Kapkaç" adlı parçada bir şeylere karşı isyan var sanırım. Sizin muhalif bir yanınız var mı? "Sistem karşıtlığı trendine uymadık" Yağmur S.: Doğru. Dünyada şu an sistem karşıtlığı bir trend haline gelmiş. Kızılderililerin katliamıyla ilgili bir şarkı yapılıyor. Sonra insanlar bunun tişörtlerini satın alıyor. Tepki gösterdiği sistem, onları tekrar kullanıyor. Ama bizim "Sorun bu, sorunu kendiniz çözün" gibi bir tavrımız var. Biz sistem karşıtlığı trendine uyan bir grup değiliz. Özellikle Amerikan müzik piyasasında düzeni eleştiren birçok grup var. Sanki bu moda gibi. Düzen karşıtı olarak sunulanlar bir anlamda düzenin devamına neden oluyor. Siz de ileride böyle bir duruma düşebilir misiniz? Cem B.: Evet biz X jenerasyonuyuz. X marka kot, X marka ayakkabı giyiyoruz. Zaten o şarkıda öncelikle kendimizi eleştiriyoruz, çuvaldızı kendimize batırıyoruz. Albümdeki "Libido" adlı şarkıda X kuşağından bahsediyorsunuz. Siz o kuşaktan değil misiniz? "Ev sahibi beşimizin aynı evde kaldığını bilmiyor" Ferman A.: Ev sahibine karşı biraz üçkağıtçılık yaptık. Üç kişi adına düzenlenen bir kontrat imzaladık. Ama ev sahibi beşimizin aynı evde kaldığını bilmiyor. Daha önce hepimiz Ankarada ailelerimizle birlikte yaşıyorduk. İlk kez bu deneyimi İstanbulda yaşadık. 120 metrekarelik bir ev bizimki. İki odasında ikişer, tek bir küçük odada ise bir kişi yatıyor. Beş ay önce Ankaradan kalkıp İstanbula yerleşmişsiniz. Hep birlikte bir evde yaşıyorsunuz... Özgür C.: Hayır düşünmüyoruz. Sadece daha büyük bir eve hep birlikte taşınmak istiyoruz. Kafamızda ayrılmak gibi bir düşünce yok. Yurtdışındaki müzik gruplarının bu denli başarılı olmasının arkasında garaj kültürü yatar. Evin üst katı yaşanan yerdir, alt katta müzik yaparlar. Bizim şu an yaşadığımız ortam tam da böyle ve bize çok büyük keyif veriyor. Bir odamız daha olsa orada bir stüdyo kursak daha iyi olurdu. İleride para kazanıp farklı evlere dağılırsınız artık.

Yazarlar