22.01.2018 - 14:31 | Son Güncellenme:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet ve Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleşen Ankara Sanayi Odası 54. Yıl Ödülleri Törenine katıldı. Erdoğan,ödül alan 54 şirketi ve yöneticilerini tebrik etti. Törende konuşan ve Afirin'e düzenlenen Zeytin Dalı harekatı ile ilgili ABD'ye sert sözlerle yüklenen Erdoğan, harekatın ne kadar süreceğine ilişkin de bilgi verdi. Erdoğan bir askerin “Nereye gidiyorsunuz?” sualine “Kızılelma’ya gidiyoruz” dediğini hatırlatarak, “Evet, bizim bir Kızılelma’mız var. Biz o hedefe doğru gidiyoruz” diye konuştu.
"Kürt kardeşlerimizle sorunuz yok. Olay terör koridorunu yok etme meselesidir" diyen Erdoğan'ın şunlara vurgu yaptı: Bugün kahraman güvenlik güçlerinin sınırların içinde ve dışında yakın tarihin en büyük mücadelelerinden birini yürütüyor. Sınırlarımız boyunca oluşturulmak istenen toprak bütünlüğümüzü alenen tehdit eden terör koridoruna ilk hançeri Fırat Kalkanı ile vurmuştuk.
Bazı yazar çizerler, özellikle bizim bu operasyonlarımızı 'Kürtlere karşı yapılmış operasyonlar' olarak ilan edip hedeften saptırma gayreti içine giriyorlar. Şunu çok açık, net söylüyorum, bizim Kürt vatandaşlarımızla bir sorunumuz yoktur ve olay Kürt koridoru meselesi de değildir. Olay terör koridorunu bizim yok etme meselesidir. Böyle bir anlayışı, böyle bir yazıyı yazan da eğer kalkıp gerçekten bu ülkede az çok mürekkep yalamış, hele hele askerin içinde de görev almış birileri olursa bu bizi ciddi manada üzer. Dolayısıyla Kürt koridoru nedir, terör koridoru nedir, bunu ben burada anlatacak değilim. Bunu kendilerinin anlaması lazım.
BİR ŞEHİT VAR...
Şu anda Suriye'nin kuzeyinde bize karşı yönelmiş kaç yıldır devam eden tacizler var. İşte bugün Hatay'da enerji santralimizin olduğu yere attıkları havanla bir şehidimiz var. Tabii ki böyle bir mücadele içinde şehidimiz de gazilerimiz de olacak. Bu karşılıksız da kalmayacak. Bunun bedelini çok çok ağır ödüyorlar, ödeyecekler. Ama biz bu yoldan geri duramayız. Bu konudaki kararlılığımız ortadadır.
AFRİN'DEN GERİ ADIM YOK!
Afrin'den geri adım atmak yok. Biz bunu Rus dostlarımızla da konuştuk, mutabakatımız var. Diğer koalisyon güçleriyle de konuştuk. Amerika'yla da konuştuk. Ama biz Amerika'yı bir şeye ikna edemedik. Neydi o? Biz kendilerine dedik ki 'Siz DEAŞ terör örgütü ile mücadeleyi niçin bir terör örgütüyle yapıyorsunuz? Niçin PYD, YPG, PKK gibi terör örgütüyle yapıyorsunuz? Gelin bunu stratejik ortağınız olan Türkiye'yle beraber yapın. Beraber yapalım, biz buna varız. Onları bir kenara koyalım, terörü güçlendirmeyelim.' Dediler ki 'bizim generallerimiz bize, Türkiye'nin bu işe tahsis ettiği ekip veya ordu yeterli değil.' Dedim ki, 'Bakın yanlış söylüyorsunuz, sizin generalleriniz size yanlış söylüyor. Bunları ikili görüşmede de heyetler arası görüşmede de ABD Başkanı Donald Trump'a söyledim. Fakat dinlemediler. 'Siz bilirsiniz.' dedik. Siz yolunuza, biz yolumuza. Amerika'nın bu bölgeye zırhlı taşıyıcılardan mühimmata varıncaya kadar 5 bin TIR silah getirdi
. Bütün bunlar nereye dağıtıldı? Bu terör örgütlerine dağıtıldı. Bugün Suriye'nin kuzeyinde Amerika'nın 20 kadar üssü var. Bunları bütün halkımın bilmesi lazım. Kimsenin "Bizim haberimiz yoktu, bilmiyorduk" deme lüksü yok. Şu anda 2 bin kadar kargo uçağıyla ayrıca bu bölgeye silah taşımıştır. Bütün bunlar söylendiği zaman bir de bize maalesef doğru konuşmuyorlar. Bunların hepsini biz biliyoruz. Bize bu noktada hiç olmazsa dürüst davranın. Şu ana kadar, bu dürüstlüğü göremedik. Biz de Rusya'yla yaptığımız görüşme çerçevesinde şu anda yolumuza devam ediyoruz. Afrin'de Mehmetimiz, Mehmetçiğimiz görevini ifa ediyor, ifa etmeye de devam edecek."
TÜM DÜNYAYA İLAN EDİYORUM
Burada yaptığı konuşmada dünyaya seslenen Erdoğan, "Tüm dünyaya, milletin evinden ilan ediyorum. Ülkemizin, hiç kimsenin bir karış toprağında gözü yoktur, olmamıştır." dedi. Erdoğan, Türkiye'nin bu operasyonlardaki temel amacının, milli güvenliğinin yanında Suriye'nin toprak bütünlüğü ile Suriye halkının can ve mal emniyetine de katkıda bulunmak olduğunu vurguladı.
Herkesin gözü önünde Suriye topraklarının bir kısmı üzerinde, bölgede, bölge halklarının tarihi, kültürel ve sosyolojik gerçekleriyle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir yapının inşa edilmeye çalışıldığını ifade eden Erdoğan, bu yapı Türkiye için ne kadar büyük tehditse, Suriye, Irak, İran ve hatta tüm bölge için de aynı derecede hayati bir tehdit olduğuna işaret etti.
Erdoğan, Türkiye'de şu anda 3,5 milyon Suriyelinin bulunduğunu anımsatarak, "Biz diyoruz ki kuzey Suriye'de nasıl Cerablus'ta, Bab'da 2 bin kilometrekarelik alan kontrolümüzdeyse, Cerablus'a 100 bin insan geri döndüyse, yerleştiyse, oranın kendi halkı oraya döndüyse, aynısı Afrin'de olacak, aynısı inşallah İdlib'de de olacak. Bizdeki Suriyeli kardeşlerimiz kendi topraklarına, kendi vatanlarına, kendi evlerine dönme imkanını da böylece bulacaklar." diye konuştu.
'TARİH BUNLARIN ŞAHİDİDİR'
"Biz kendimizle birlikte bölgemizdeki tüm kardeşlerimizin güvenliğini, huzurunu ve geleceğini savunuyoruz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Halen ülkemizde hayatlarını sürdüren 3,5 milyon Suriyeli misafirimizin kendi yurtlarına, evlerine dönebilmelerinin, bizim sağlayacağımız huzur ve güven iklimiyle mümkün olduğunu biliyoruz. Fırat Kalkanı Harekatı'nda bunu bizzat yaşayarak gördük. İdlib'de ve Afrin'de de aynı huzur ve güven iklimini tesis ettiğimizde, yüz binlerce Suriyeli kardeşimiz, kendi yurtlarında, kendi evlerinde hayatlarını sürdürme imkanına kavuşacaktır. Bu açık gerçeğe rağmen, yaptığı meşru operasyonlar sebebiyle Türkiye'yi eleştirenlerin hiçbirinin derdi, Suriye halkının sıkıntılarının çözümü ve geleceği değildir.
Yaklaşık 6 milyonu ülke dışında olmak üzere 13 milyon Suriyelinin çektiği acılar, başkalarının umurunda olmayabilir ama bizim umurumuzdadır. Çünkü, bunların hepsi de Arap'ıyla Türkmen'iyle, Kürt'üyle bizim kardeşimizdir, tarih bunun şahididir."
Türkiye'nin Afrin'de Kürtlere karşı değil, oradaki terör örgütüne karşı mücadele ettiğinin altını çizen Erdoğan, Afrin'de yüzde 55 Arap, yüzde 35 civarında Kürt, kalanın ise Türkmen olduğunu söyledi. Erdoğan, "Kimse kalkıp da 'bu böyledir' diyemez ama orada bir terör örgütü var. Çok yakında görülecektir ki terör örgütünün baskısı ortadan kalktığında bize en büyük teşekkür Afrin'deki Kürt, Arap, Türkmen kardeşlerimizden gelecektir." dedi.
KIZILELMA VURGUSU...
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Şu anda ülkemizdeki PKK gibi, Suriye'deki PYD de Kürtler için değil, bölge üzerinde çok farklı emelleri, projeleri, planları olan güçler için savaşıyor. Kan döküyor, can alıyorlar. Bu hain projenin nihai hedefinin Türkiye olduğunu görmemek, anlamamak için kusura bakmayın, aptal olmak gerekir. Bu ülkede kimse saf değil, aptal da değil. Zihnini ve ruhunu emperyalist güçlere kiraya vermiş bir avuç hain dışında hangi görüşte, hangi meşrepten, hangi kökenden olursa olsun tüm Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşları gerçekleri görüyor, biliyor. Bunun için de Afrin operasyonumuza vatandaşlarımızın tamamı çok güçlü destek veriyor. Camilerimizde edilen dualardan, operasyona giden askerlerimizi yolda durdurup alınlarından öpmeye kadar gerçekten gözyaşlarıyla takip ettiğimiz nice güzel hadiseye şahit oluyoruz. Diyor ya askere 'Nereye gidiyorsunuz', sualine cevap, 'Kızılelma'ya gidiyoruz.' Mesele bu. Evet, bizim bir Kızılelmamız var. Bunu, yaklaşık bir ay kadar önce de yine Külliye'de yaptığım bir konuşmada açıklamıştım. Biz, o hedefe doğru gidiyoruz."
[[HD_2595276 ]]
Kahraman askerleri, şair Mehmet Akif Ersoy'un "Ordunun Duası" isimli şiirinden mısralar okuyarak selamlayan Erdoğan, "El-Bab'dan İdlib ve Afrin'e kadar, bilinen ve bilinmeyen pek çok yerde 'istiklalimiz ve istikbalimiz için ölürsem şehit, dönersem gaziyim' diyerek, kahramanca mücadele eden tüm askerlerime Rabbim'den kolaylıklar ve zaferler diliyorum. Rabbim, Mehmedimize dayanma gücü versin, Rabbim Mehmedimizin işini asan eylesin." dedi.
Erdoğan, sürekli Başbakan Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve kuvvet komutanlarıyla iletişim içinde olduklarını ifade ederek, harekata ilişkin gelişmeleri her an yerinde takip ettiklerini dile getirdi.
ABD'YE YANIT: AFGANİSTAN'DA SİZİN SÜRENİZ BELLİ OLDU MU?
Operasyonun ne zaman biteceğine ilişkin olarak da Erdoğan, şunları kaydetti: "Afrin operasyonu tıpkı Fırat Kalkanı gibi, hedeflerine ulaştığında sona erecektir. Bazıları diyor ki, bunu diyen de enteresan, Amerika, 'Süre belli olmalı, fazla uzun olmamalı'. Peki o zaman ben de Amerika'ya soruyorum, Afganistan'da sizin süreniz belli oldu mu, ne zaman bitecek o? Biz iktidara gelmeden önce siz Irak'a girdiniz. Irak'ta bitti mi bu süre, hala Irak'tasınız. Şimdi kalkıp, buraya da girdiniz, koalisyon güçleriyle buradasınız. Bunun süresi olur mu? Böyle bir savaş, matematik bir olay değil ki. Nasıl böyle bir şey sorarsın? Bunları anlamak mümkün değil.Ne zaman iş biterse, bizim orada durmaya da zaten merakımız yok, çekilmesini biliriz. Bunun için de birilerinden icazet almak gibi bir derdimiz yok. Bunu da bilmeniz lazım."
Kendi sınırlarına dayanan 3-5 mülteci karşısında dehşete kapılıp ortalığı ayağa kaldıranlardan, bu coğrafyada öldürülen 1 milyon insan için de "birazcık hassasiyet" göstermelerini isteyen Erdoğan, uluslararası sistemin bu bölgede ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanmakta olan bu zulümlere gözünü kapatmaya devam ederse kendi meşruiyet zeminini ortadan kaldıracağını söyledi. Erdoğan, bunun için "dünya 5'ten büyüktür" diyerek tüm ülkeleri ve kuruluşları ikaz etmeye, kendilerini derleyip, toparlamaya davet ettiklerini ifade etti.
Erdoğan, şöyle devam etti: "BM Güvenlik Konseyini, bölücü terör örgütü Afrin'de kendisine tabi olmayanları vahşice infaz ederken toplantıya çağırmayanların şimdi böyle bir girişimde bulunmaya asla hakları yoktur. Türkiye olarak bizim hiçbir yeri işgal etmek gibi bir amacımız da yoktur. Bizim tek gayemiz vardır, o da gönülleri fethetmektir. Bizim ecdadımız bu işi böyle yapmış, biz de böyle yapacağız. Ecdadımızdan böyle gördük, evlatlarımıza miras bırakacağımız anlayış da budur."
TERÖR ÖRGÜTÜNÜ ÜCRETSİZ SİLAH VERİYOR!
Erdoğan, kendi geçmişleri sömürge ve zulümle örülü olanlardan, gönüllerin fethi gibi bir inceliği anlamalarını beklemenin biraz zorlama olacağını belirterek, en azından her fırsatta dünyaya telkin ettikleri demokrasi, insan hakları, özgürlükler gibi değerler üzerinde bir anlayış birliğini oluşturabileceklerini ümit ettiğini vurguladı. Dün DEAŞ için seferberlik ilan edenlerden, bugün bölücü örgüt konusunda sadece hakkaniyetli bir yaklaşım talep ettiklerini aktaran Erdoğan, terör örgütleri karşısında ilkeli bir tutum sergilemeyenlerin çok uzak olmayan bir gelecekte bunun acısını bizzat çekmek zorunda kalacağını bir kez daha hatırlatmak istediğinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Sınırlarımız boyunca bir terör koridoru oluşturmak için getirilen 5 bin tır ve 2 bin uçak dolusu silah, bugün sadece bize karşı kullanılıyor olabilir. Ya biz parayla bunlardan bu silahları istedik vermediler ama terör örgütüne ücretsiz olarak bu silahları veriyorlar. Peki biz nasıl oluyor da stratejik ortak olabiliyoruz. Nasıl oluyor da biz stratejik müttefik oluyoruz, model ortak oluyoruz. Bunu anlamak mümkün değil. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, yarın bu silahlar onları gönderen ülkelere de dönecektir. Dün Reyhanlı'yı hedef alan roketlerin, yarın hangi Avrupa veya Amerikan şehrini vuracağını kimse bilmez. Terörün karakteri böyledir. Biz, Allah'ın izni ve milletimizin ferasetiyle, bu terör dalgasının da üstesinden geliriz. Sınırlarımız içindeki ve dışındaki teröristleri birer birer etkisiz hale getirme konusunda çok büyük tecrübe sahibiyiz. Suni bir güven ve refah duvarı içinde yaşayan ülkelerin, benzer şoklara aynı derecede dayanıklı olup olamayacaklarını ise hep birlikte göreceğiz. Türkiye olarak, tıpkı DEAŞ meselesinde olduğu gibi uluslararası camiaya gereken her türlü bilgi desteğini vermeye, mücadeleye katkı sunmaya devam edeceğiz."
DEAŞ'A EN BÜYÜK DARBEYİ TÜRKİYE VURDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'de DEAŞ'a en büyük darbeyi Türkiye'nin vurduğunu, Irak'ta DEAŞ ile mücadelede Türkiye'nin oradaki eğittiği güçlerin en ön saflarda yer aldığını belirtti. Şu ana kadar DEAŞ'la bağlantısı tespit edilen 56 bin kişiye Türkiye'ye giriş yasağı koyduklarını, 6 bine yakın kişiyi de sınır dışı edip, ilgili ülkeleri bilgilendirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, buna rağmen sınır dışı edilen veya DEAŞ ile bağlantısı konusunda ikazda bulundukları isimlerden bazılarının, Avrupa'da ellerini, kollarını sallayarak eylem yapabildiklerini ifade etti.
Erdoğan, "Demek ki terörle mücadele konusunda diğer ülkelerin hassasiyeti, bizimki kadar değil. Bizi asıl üzense, ortadaki bu gerçeklere rağmen bazı çevrelerin hala ülkemizi terör örgütleriyle irtibatlı göstermeye çalışıyor olmasıdır. İnşallah endişelerimiz gerçekleşmez. Dünyayı daha huzurlu ve güvenli bir yer haline getirmek için kendi inisiyatiflerimiz yanında, bölgesel ve küresel tüm oluşumlara katkı vermeye hazır olduğumuzu da bir kez daha belirtmek istiyorum." diye konuştu.