Siyaset Cumhurbaşkanı Erdoğan: Avrupa'da evden yeni doğmuş bebekleri alıyorlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Avrupa'da evden yeni doğmuş bebekleri alıyorlar

05.12.2017 - 14:32 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gazi Mustafa Kemal'in ardından gelen CHP yöneticileri kadınlar konusunda faşizanca bir anlayışı benimsediler. İslam düşmanı çevrelerin asıl hedefi kadınları kullanıp yegane dinimizle hesaplaşmaktadır. Avrupa'da yükselen aşırı sağ siyasi ve toplumsal hayatı adeta zehirliyor"dedi. Avusturya’da üç aylık Türk bebek Muhammed Ali'nin ailesinden alınmasına sert tepki gösteren Erdoğan, "Evden yeni doğmuş bebekleri alıyorlar. Bu katliamdır, cinayettir"diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Avrupada evden yeni doğmuş bebekleri alıyorlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ATO Congresium'da düzenlenen 2. Uluslarrası İşte Kadın Zirvesi'nde konuştu. Cumhuriyetin banisi Gazi Mustafa Kemal'in bu adımı atarken neyi hedeflediğinin, gelecekte nasıl bir Türkiye tasavvuru kurduğunu da çok iyi bildiklerinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti: "Maalesef Gazi'nin hedeflediği tablo çok uzun yıllar hayal olarak kalmış, gerçeğe de dönüşememiştir. Bunun sebebi de Gazi Mustafa Kemal'den sonra CHP'nin genel başkanlık koltuğuna oturanlar, 1940'ların İtalya ve Almanyasına öykünen CHP dönemi idarecileri bu ülkelerden ilham aldıkları faşizan politikaları maalesef Gazi'nin ismini kullanarak millete dikte etti. Her ne kadar Türkiye'deki kadınlar 1934 yılında seçme seçilme haklarını elde etmişlerse de çok uzun süre haklarını gerçek manada alamadılar.Türk siyasetinin kapıları uzun dönem ülkemizdeki kadınların kahir ekseriyetine kapalı kalmıştır. Sadece siyasetin değil üniversiteler başta olmak üzere eğitim, öğretim kurumlarının da kapıları kapalıydı. Kadınlara seçilme hakkı verilmesinden 65 yıl sonra Merve Kavakçı kardeşimin TBMM çatısı altında neler yaşadığını hepimiz gayet iyi hatırlıyoruz. Sırf başörtüsüyle Meclis'e girdiği için kendisine dönemin başbakanı tarafından yapılan hakaretleri unutmuş değiliz."

Haberin Devamı

Erdoğan, aynı şekilde üniversitede okumak isteyen kızlara da hangi yabancı ülkelerin adres gösterildiğini de çok iyi bildiklerini aktardı. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde birilerinin sürekli bu tür konuları gündeme getirdiğini de iyi bildiklerini belirten Erdoğan, "Unutmayın '411 el kaosa kalktı' manşetlerinin esas atılma sebebi de yine kadınlarımızın hak ve özgürlüklerini genişletme hamlelerimizdir. Hatta bu yüzden partimiz kapatılma davasına maruz kalmıştır. Türkiye'nin kendisine ve tarihine asla yakışmayan bu utanç sahnelerine son verebilmesi ancak AK Parti'nin kararlı mücadelesiyle mümkün oldu." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Vatanı bile 'anavatan' olarak tanımlayan bir millet kadını yok sayabilir mi? Bizden başka böyle bir millet yok. Topraklarına bile 'Anadolu' diyen bir kültür kadını öteleyebilir mi? 'Kadın insandır, erkek insanoğlu' diyen bir gelenek kadını değersizleştirebilir mi? Elbette hayır. Tüm bu gerçeklere rağmen neden hala birileri kadınlar üzerinden din ve millet düşmanlığı yapıyorlar?" dedi. AK Parti hükümetlerinden önce yüzde 5'i dahi bulmayan kadın milletvekili oranının Cumhuriyet tarihinde ilk kez 2007 seçimlerinde yüzde 10'a yaklaştığını, 2011 seçimlerinde bu oranın yüzde 14'ü geçtiğini dile getiren Erdoğan, "AK Parti olarak şu an biri büyükşehir olmak üzere 8 kadın belediye başkanımız, 978 belediye meclisi üyemiz, 33 il genel meclisi üyemiz bulunuyor. İstihdamdaki kadın oranını ise 2005'teki yüzde 22,7 seviyesinden bu yılın temmuz ayı itibarıyla yüzde 34,3'e yükselttik. İnşallah 2023'te bu oranı en az yüzde 41'e taşımak istiyoruz." diye konuştu. Erdoğan, kadınların 1934'te elde ettikleri haklarını hiçbir kısıtlama, hiçbir mani olmadan kullanmaya AK Parti döneminde başladığı gerçeğini, bugün vicdan sahibi herkesin net bir şekilde görebildiğini söyledi.

Haberin Devamı

Türkiye'deki kadınların siyasi, ekonomik, akademik ve ticari olarak gerçek özgürlüklerine AK Parti iktidarında kavuştuğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu gerçeklerin ülkemizdeki ve yurt dışındaki bazı çevrelerin zihin konforunu bozduğunu da biliyoruz. Vatandaşa tepeden bakan, milletin değerlerine düşmanlık eden bu kesimlerin en büyük ezberi, 'İslam'ın kadını ötekileştirdiğidir.' Bunlara göre din, haşa, kadını eve, dört duvar arasına mahkum kılar. Televizyon ekranlarından, gazete köşelerinden, üniversite kürsülerinden senelerdir sabah akşam bu ezberi tekrarladılar. Bazı kültürel yanlış uygulamalar üzerinden bu milletin inancına dil uzattılar. Ellerine geçirdikleri her menfi örneği, tezlerini meşrulaştırmak için büyüterek, köpürterek tepe tepe kullandılar."

Haberin Devamı

Batı'nın kadınlarla ilgili kötü siciline bakmadan senelerce çağdaşlaşma adına millete Batı'nın örnek gösterildiğine vurgu yapan Erdoğan, bu kesimlerin modernleşmeden anladıklarının hiçbir zaman kılık kıyafetin, gardırop modernleşmesinin ötesine geçemediğini belirtti. Oysa ki İslam'ın kadına gerçek değerini, gerçek hürriyetini kazandıran din olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle konuştu: "İslam tarihine göz gezdiren, orada Sevgili Peygamberimizin eşi tüccar Hazreti Hatice Hanımefendiyi görür, müctehid Hazreti Ayşe Hanımefendiyi görür. Kendi tarihimize bakan 'diriliş'in annesi Hayme Ana'yı, vakıf çeşmesi Melike Hatun'u, istiklalin sembolü Nene Hatun'u görür. Yakın geçmişimize bakan da 15 Temmuz gecesi namlulara meydan okuyan Cennetleri, Şerifeleri, Demetleri, Ayşeleri görür. Gözü ve gönlü mühürlü olmayan herkes o gece dilinde tekbir, elinde bayrakla ülkemizi darbecilere dar eden her biri kahramanlık abidesi kadınlarımızı görür. Siz o gece saat 11.15 civarında Atatürk Havalimanı'na inen, tankları görünce de hemen orada saklanan, sonra arkadaşları gelip, tanklarla anlaşıp, makam aracı geldikten sonra da Bakırköy Belediyesine sığınan Kılıçdaroğlu olmadınız. Siz o gece F16'lar bomba yağdırırken, helikopterler mermilerini yağdırırken, tanklar, toplar caddeleri istila ederken cadde ve sokaklarda siz, kadınca değil kadın yiğitliğiyle yürüdünüz. Siz analığınız gereğini orada çok farklı bir şekilde ortaya koydunuz. Yılmadınız."

'ANALARIN AYAKLARININ ALTINI ÖPMEYİ İHMAL ETMEYİN'

Haberin Devamı

"Cenneti annelerin ayağının altına seren bir din kadını aşağılayabilir mi?" diye soran Erdoğan, şunları söyledi: "Anaların ayaklarının altını öpmeyi ihmal etmeyin, öpün. Orada cenneti bulursunuz, orada cennetin kokusunu hissedersiniz. O, bambaşka bir dünyadır. Vatanı bile 'anavatan' olarak tanımlayan bir millet, kadını yok sayabilir mi? Bizden başka böyle bir millet yok. Topraklarına bile 'Anadolu' diyen bir kültür, kadını örteleyebilir mi? 'Kadın insandır, erkek insanoğlu' diyen bir gelenek kadını değersizleştirebilir mi? Elbette hayır. Tüm bu gerçeklere rağmen neden hala birileri kadınlar üzerinden din ve millet düşmanlığı yapıyor. Niçin bu kesimler DEAŞ gibi bir katiller sürüsünün kadına yönelik aşağılık tavırlarını Müslümanlara yamamaya çalışıyorlar. Bunlar için mesele kadınlar değildir. Kadın hakları hiç değildir. Çünkü kadına gerçekten değer verseler sadece DEAŞ'lı canileri değil PKK'nın, YPG'nin ölüm makinesine çevirdiği genç kızları da görürler onlar için de tepki gösterirler."

Haberin Devamı

Kandil'e genç kızları, gençleri kaçıranların PKK olduğunu belirten Erdoğan, Diyarbakır Belediyesinin önünde günlerce, haftalarca bu nedenle anaların ağladığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Amaçları kadın hakları olsa, moda sektörünün kanını emdiği, modern kölelere çevirdiği çocuk yaştaki kızlar için de seslerini yükseltirler. Gayeleri adalet olsa, Arakan'da evlatları gözlerinin önünde katledilen annelere, geçmeye çalıştıkları nehirde annesini yitiren kız çocuklarına da sahip çıkarlar. Niyeti kadının onurunu korumak olanlar her gün bir skandalın patlak verdiği sosyete dünyasındaki tacizlere tepkilerini yükseltirler."

İSLAMLA HESAPLAŞMAK İSTİYORLAR

İslam düşmanı çevrelerin asıl hedefinin kadınları kullanarak, insanlığın yegane umudu olan İslam ile hesaplaşmak olduğunu söyleyen ve niyet temiz olmayınca eylemin sonuç üretmesinin de mümkün olmadığını belirten Erdoğan, bu çevrelerin de onca medya gücüne, propagandaya rağmen bir türlü amaçlarına ulaşamadığını dile getirdi. Kadınların önümüzdeki süreçte özellikle de Batı ülkelerinde hak ve özgürlükleri konusunda ciddi sınırlamalarla karşılaşacaklarının anlaşıldığını ifade eden Erdoğan, "Avrupa'da yükselen aşırı sağ ve yabancı düşmanı akımlar, insanlık dışı fikirleriyle siyasi ve toplumsal hayatı adeta zehirliyor. Kimi popülist Avrupalı liderlerin de maalesef günü kurtarmak adına bu kesimlerin taleplerine boyun eğdiğini görüyoruz. Bir dönem ülkemizde kadınlara yönelik baskının meşrulaştırma aracı olarak kullanılan kamusal alan-özel alan ayrımı Batı ülkelerinde de giderek yaygınlaşıyor. 28 Şubat döneminde örneklerine sıkça rastladığımız argümanlar Avrupa'da da tedavüle sokulmaya başlandı." değerlendirmesinde bulundu.

YENİ DOĞMUŞ ÇOCUKLARI ALAN BİR BATIR VAR

Kadınların bir dönem Fatih'te, Sultanbeyli'de veya başka yerlerde maruz kaldığı gayri insani muamelelere, demokrasinin beşiği konumundaki Avrupa şehirlerinde rastlandığına dikkati çeken Erdoğan şöyle devam etti: "Avrupa'da eğitim öğretim hayatı engellenen, işinden atılan, baskılar sonucu ekmek kapısı olan ticari işletmesini kapatmak zorunda kalan hanım kardeşlerimizin bulunduğunu görüyoruz, duyuyoruz. Nasıl Türkiye'deki yoz anlayışla demokratik zeminde mücadele etmişsek giderek yükselen bu tehditlere de aynı şekilde karşı koymalıyız. Hatta daha ileri gidiyorlar. Artık evden yeni doğmuş çocukları alan bir Batı var. Annesinden bir yavruyu ayırmanın ne demek olduğunu ancak anası bilir. Her zaman zaten Avusturya'yla uğraşıyoruz, herhalde daha da uğraşacağız. Bu nedir, bu? Bu katliamdır, cinayettir. Sen benim çocuğumu alamazsın. Onun bakımı, şöyleymiş, böyleymiş... O seni ilgilendirmez, annesini, babasını ilgilendirir. Hele hele sütteki bir evladı annesinden ayırmanın izahı olabilir mi? Bunlar şu anda bunu yapıyor." ifadelerini kullandı. Bu mücadeleyi sadece kadınlar için değil, insanlığın ve demokrasinin geleceği için de yürütmek mecburiyetinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, bunun, farklı kökene, inanca, siyasi görüşe sahip dostlarla verilmesi gereken bir mücadele olduğunun altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Avrupada evden yeni doğmuş bebekleri alıyorlar

Avusturya’da üç aylık Türk bebek Muhammed Ali, Hıristiyan bir aileye verilmek üzere ailesinin elinden alınmıştı.

KUDÜS KRİZİ
Erdoğan, Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak tanınacağı iddiasına ilişkin, "Amerika diyor ki 'Ben büyükelçiliğimi Kudüs'e alacağım.' Bunlar, Ortadoğu'yu tamamen karıştırma projesidir. Bu, Türkiye için kırmızı çizgidir. Burada diplomasi olarak ne gerekiyorsa A'dan Z'ye bunu yapacağız." dedi. İslam İşbirliği Teşkilatının dönem başkanı olarak Türkiye'nin, "Liderler Zirvesini" toplayacağını bildiren Erdoğan, "Buna duyarsız, sessiz kalamayız. Amerika'nın atacağı bu adımı asla sessiz olarak değerlendiremeyiz. Elimizden ne geliyorsa sonuna kadar bunu yapacağız." şeklinde konuştu. "Ben yaptım oldu anlayışıyla dünyada artık devletler konum belirleyemez." diyen Erdoğan şunları kaydetti: "Türkiye, geçtiğimiz 15 yıldaki demokratik tecrübeleriyle bu mücadeleye öncülük, rehberlik edebilecek bir ülkedir. Zira bu ülkenin mücadeleci kadınları, demokrasi ve özgürlüklerin ne kadar vazgeçilmez olduğunun en yakın şahitleridir. Sizlerden diğer çalışmalarınız yanında bu meseleye de eğilmenizi istirham ediyorum. Biz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kadınlarımızın her alanda en büyük destekçisi olmayı sürdüreceğiz. Bilhassa iş dünyasında girişimci kadınlarımıza her türlü imkanı sunmaya devam edeceğiz." 2. Uluslararası İş'te Kadın Zirvesi'nin tüm kadınlar için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, ödül alan kadınları tebrik etti, başarı hikayelerinin diğer kadınlara örnek olacağına inandığını söyledi.