Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Doğu Ve Güneydoğu'da Ciddi Olumlu Gelişme Var”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Doğu Ve Güneydoğu'da Ciddi Olumlu Gelişme Var”

13.04.2017 - 22:18 | Son Güncellenme:

.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Doğu Ve Güneydoğuda Ciddi Olumlu Gelişme Var”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan’da yapılacak referandumla ilgili Doğu ve Güneydoğu’ya ait kamuoyu yoklamalarına ilişkin, “Ciddi olumlu gelişme var. Mitinglerde bunları gördük” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TGRT Haber televizyonu ile birlikte TGRT EU, TGRT Belgesel televizyonları ve TGRT FM ile İhlas Haber Ajansının hizmet sunduğu yurt içi ve yurt dışındaki 120 TV kanalında yayınlanan “Referanduma Doğru Özel” programında İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber televizyonu Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını yanıtladı.

“PKK terör örgütü ile verdiğimiz mücadele üniter yapının en güzel örneğidir”
Muhalefetin “Cumhurbaşkanı ülkeyi kararnamelerle yönetecek” yönündeki eleştirisine cevap veren Erdoğan, karar alma mekanizmalarının anayasa, yasalar ve kararnameler olduğunu hatırlatarak, “Şu anda cumhurbaşkanı, hakkında anayasa maddesi olan bir konuda herhangi bir kararname çıkartamaz. Yasal düzenleme olan bir konuda da çıkartamaz. Bunların dışında boşluk vardır, belli bazı alanlarda sıkıntılar olabilir, ama bu temel hak ve özgürlükler alanlarında değil, bunların dışında, orada cumhurbaşkanı bir kararname ile bir düzenleme yapabilir. Atamalar gibi. Onlar da zaten burada yasal düzenlemelerle daha da açıklığa kavuşacak. Siz kararname ile hakkında kanun olan bir konuyu, siz mesela muhtarlıkları kaldıramazsınız, kararname ile böyle bir yetkiniz yok. Çünkü o makamlar yasalarla oluşturulmuş. Yasa ile düzenlemesi yapılmış. Kalkıp cumhurbaşkanı muhtarlık falan kapatamaz, böyle bir şey yok, kimseyi aldatmaya gerek yok. Lokantaya kadar indi” dedi.
Çok enteresan eleştiriler yapıldığına dikkat çeken Erdoğan, “Bakıyorsunuz, ‘cumhurbaşkanı yardımcıları bin 500’ dedi. Böyle bir şey olur mu? Göreve geldiğimizde 36 bakanlık vardı, biz bunu 25’e indirdik, Devlet yönetiyoruz. Bir yalan daha söylüyor üniter yapı noktasında. Bizim bugüne kadar olumsuz bir açıklamamız oldu mu?” diye konuştu.

“Onlar zaten al birisini vur öbürüne”
Anayasa değişikliğinin Türkiye’nin parçalanmasının, üniter yapıdan federasyona geçişin ilk aşaması olduğu yönünde Deniz Baykal ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözlerinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Onlar zaten al birisini vur öbürüne. Birbirlerinden farkı yok. Biz 14 yıllık yönetimimizde PKK terör örgütü ile verdiğimiz mücadele üniter yapının en güzel örneğidir. Güneydoğu, Doğu illerimizde üniter yapıyı sıkıntıya düşürecek açıklamayı yaptığı zaman onların karşısında aslanlar gibi dikilen biz olduk, bayrağımıza yönelik bir şey olduğu zaman aslanlar gibi karşılarına dikilen biz olduk. Fakat CHP Hakkari’ye gitti, miting yaptı, bir tane Türk bayrağını o mitingde gösteremedi. Onların oradaki güç kaynağı HDP’ydi. Bu konuyla ilgili olarak danışmanımın bir açıklaması olmuş, onu alıp çarpıtmışlar, danışmanımız sonra daha değişik şekilde düzeltmeye yönelik açıklamalar yaptı ama buna rağmen Ben ne diyorum sen ona bak. Böyle bir şeyi benden duydun mu? Rejim ile ilgili kim herhangi bir olaya girerse karşısında ilk defa ben dururum dedim. 1923’te bu ülkenin rejim meselesi bitmiştir. Bundan sonraki süreç sadece yönetim sistemleri meselesidir. Şu anda değişiklik yapılan konu, bir yeni yönetim sisteminin gelmesidir” şeklinde konuştu.

“Yardımcılarından birisini görevlendirecektir”
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde cumhurbaşkanının kaç tane yardımcısı olacağı yönünde merak edilen konulara açıklık getiren Erdoğan, “Cumhurbaşkanının herhangi bir yere gitmesi ya da oradan ayrı kalmasında yanındaki yardımcılarından birisini görevlendirecektir. Bunun da suiistimalini yapıyorlar, ‘Meclis Başkanı yapsın’ diyorlar. Cumhurbaşkanının kendisi seçimle geliyor, kabinenin parlamenterlerden oluşmadığı bir yapı var. Bu yapının içinde yanındaki yardımcılarından vekalet edecek insanı, nasıl başbakan yurt dışı seyahate giderken başbakan yardımcılarından birisini yerine vekaleten koyuyor. Şimdide artık Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık birleştirildiğine göre, yeni yapı içinde cumhurbaşkanı bir yere giderken, yerine yardımcılarından birini vekaleten koyabilir” ifadelerini kullandı.

“Artık Güneydoğu çok daha çekici olacak”
Doğu ve Güneydoğu’da yapılan kentsel yapılanma sürecine ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Burada çok ciddi manada Güneydoğu’ya yatırımlar yapıldı. Kentsel dönüşüm-değişim noktasında hükümetimizin ciddi yatırımları var. Terör örgütleri çukurlar, hendekler açmak suretiyle, evleri birbirine bağlayan tüneller kazmak suretiyle Kürt kardeşlerime hayatı zindan ettiler. Hükümet burada ciddi manada bir gayretin içinde. Kısa bir zaman içinde artık Güneydoğu çok daha çekici olacak. Projeleri bana da getiriyorlar, görüyorum, bu projeleri gördüğüm zaman ‘ha bu gördüklerim rüya değilse o zaman diyorum Türkiye turizmde çok ciddi bir patlamayı yapacak’ diyorum. Türkiye turizmde çok ciddi bir çekim alanı olacak. Mesela Diyarbakır sadece turizmden 10 milyar getiri elde etmesin. Şu anda olmaz, yatırımcı yok, kaçıyor, terörden korkuyor. Şimdi bir rahatlama başladı. Artık vatandaş gece geziyor, dolaşıyor. Diğer illerde aynı şekilde bu var. Şırnak’ta, Cizre’de hendekler temizleniyor. Bütün bunların temizlenmesiyle birlikte yeni binalar yapılıyor. Suriçi’nde, İçkale’de aslına uygun olarak yapılmaya başlandı. Evlerinden eşyalarını alıp giden kardeşlerim yeniden oralara dönecekler ve gördükleri huzur onlara herhalde artık yeni bir değerlendirmeye tabi tutmanın yolunu açacaktır. Tehditler falan minimize oldu. İçişleri Bakanlığımız çok ciddi tedbirler oluşturuyor. Sandık emniyetini inşallah almış olacaklar” açıklamasında bulundu.

“Doğu ve Güneydoğu’da ciddi olumlu gelişme var”
Terör elebaşlarından bu dönemde çok ölenler olduğunun altını çizen ve Kandil, İmralı, Pensilvanya’nın “hayır” dediğini belirten Erdoğan, “Biz ‘hayır’ diyenleri anlayışla karşılarız, o ayrı mesele, ama benim vatandaşım da ‘kim bize ‘hayır’ dedirtmek’ istiyor sorusunu soracaktır. Kandil’deki, İmralı’daki, Pensilvanya ‘hayır’ diyorsa, bunlar bu milleti bölmek isteyenler değil mi? ‘ben bunlarla yürümem’ diyecektir. Bu benim vatandaşımın iradesine asla ipotek koymak değildir. Zaten benim vatandaşım iradesini bu yönde şekillendirecektir. Bu milletin birliğe, beraberliğe, kardeşliğe ihtiyacı var” dedi.
Batuhan Yaşar’ın tek bayrak, tem millet, tek vatan, tek devlet vatan vurgusunu hatırlatmasından sonra Erdoğan, “Bunu biz Batı’da Orta Anadolu’da söylemiyoruz. Güneydoğu’da da, Doğu’da da, Hakkari’de de söylüyoruz. Bir de Kılıçdaroğlu söylesin bunu” ifadelerini kullandı. Doğu ve Güneydoğu’ya ait kamuoyu yoklamalarına ilişkin Erdoğan, “Ciddi olumlu gelişme var. Mitinglerde bunları gördük” diye konuştu.

“Şu anda oluşturacağımız sistemde birileri buna adapte olamayacak”
“Bu sistem muhalefet partilerine evriltilebilecek mi?” sorusuna cevap veren Erdoğan, “2001’de yola çıktığımızda, Anadolu’yu dolaşıyorum, Güneydoğu Anadolu’dayım, halkın bize söylediği bir şey vardı, o zamanlar Türkiye’de OHAL vardı. ‘Sadece OHAL’i kaldırın yeter’ diyorlardı. Göreve geldik. 2 parti parlamentoya girebildi. Aldığımız oy aslında çok yüksel değildi, yüzde 34,4’tü. Ama parlamentonun yüzde 63’ünü biz almıştık. İkinci parti CHP’ydi. O dönemde biz süratli bir karar aldık. Ben genel başkanım, parlamentoya giremedim. Abdullah Bey başbakan oldu. 1 ay içinde OHAL’i kaldırdık. Kaldırdık ta ne oldu, terör bitti mi, maalesef terör bitmedi. Tam aksine terör farklı bir şekilde gelişme yollarını aradı. Bunların derdi başkaydı. Bunlar ihanet şebekesiydi. Hiçbir yerde bir Türk bayrağını kongrelerinde dahi asmazlardı. Ortada bir sistem var, onlar o sisteme bir defa adapte olamıyorlardı. Şu anda oluşturacağımız sistemde birileri buna adapte olamayacak. Bizde parlamenter demokrasi ile 14-15 sene bu ülkeyi yönettik. Allah’tan ki hep tek başımıza iktidar olduğumuz için, göreve geldiğimizde 3 bin 400 dolarken kişi başı milli gelirimiz, 11 bin dolara geldi. IMF’ye borcumuz 23,5 milyar dolarken, 2013 itibariyle IMF’ye borcumuzu bitirdik. Merkez Bankasının döviz rezervi 27,5 milyar dolarken, 107 milyar dolara kadar çıkarttık. Bir ara başbakanlığım döneminde 136 milyar dolara kadar çıktı. Malum bu son olumsuz gelişmeler aşağı çekti ama toparlayacağız, bu problem değil bizim için. Nasıl çıkar, nasıl iner bunu iyi biliyoruz. Göreve geldiğimizde devletin borçlanma faizi yüzde 63’tü, enflasyon yüzde 30’du. İkisini de tek haneliye çektik. Bundan sonraki süreçte bu çok daha hızlı yürüyecek. Bunun için işaret fişeği 16 Nisan’dır. Benim halkım, ekonomi ile ilgilenenler bunu görmesi yazım. Artık şuanda ticaretle, sanayi ile uğraşanlar şunu bilmesi lazım, pazar günü sandıklardan ‘evet’ çıkarsa ekonomide çok ciddi bir sıçrama olacaktır. Türkiye’nin artık bileklerindeki prangalar atılacaktır. Bizim hedefimiz 2023’te 25 bin dolara ulaşmaktır. Bu sisteme parlamento içindeki partiler ‘evet’ deseydi sıkıntı olmayacaktı. CHP ve diğeri buna yaklaşmadılar. Hatta onlara şu teklif te yapıldı, sizde sisteminizi ortaya koyun, onu da götürelim millete. Millet hangisine ‘evet’ derse o olsun. Yeter ki birlik olsun. Ama ona da yanaşmadılar” şeklinde konuştu.